Battı balık yan gider...

Battı balık yan gider...
Rakamlara ve alınan tedbirlere (!) bakarsanız balığın durumu öyle...

Ne FETÖ, ne darbeciler, ne Suriye, ne PKK vesaire...

Geçim derdi toplumun kafasında inip kalkan bir balyoz halinde...

Malı götürenlere hayat güzel...

Marinalar yatlarla dolu; bir zenginlik, bir zenginlik!...

Öyle hale geldi ki, İstanbul Belediyesi sokaklardaki parklar gibi İSPARK'a yatların park edeceği marinalar yapıyor, taaa Karadeniz sahilindeki Şile'de bile...

Çünkü malı götürenlerin toplam gelirden aldığı pay zirve yaptı, garibanlarla arasındaki makas görülmemiş şekilde açıldı...

İşsizlik ise toplumu vurdukça vuruyor...

***

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre en zengin yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay yüzde 46.5'e çıkarken...

En düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay yüzde 6.1'e düştü...

Yani yüzde 20'lik grup pastanın yarısını götürürken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik gruba pastadan bir dilimin kırıntısı ancak düşüyor!..

***

İşsizlik rekor seviyede...

Genç işsizlerin durumu felaket...

Ama Türkiye kollarını açmış Suriyeli bekliyor...

Gelen her Suriyeli, bir kişiyi açıkta bırakıyor...

Ucuz işçi, yerli işçiyi tekmeliyor...

İşsizlikte bu da bir faktör...

Ama ülkenin Cumhurbaşkanı 4 milyona yakın Suriyeliyi barındırmak ve (sivil toplum örgütleriyle birlikte) 25 milyar dolar harcamakla iftihar ediyor...

Sadece devletin ödediği para 12 milyar dolar...

Bu paralar nereden geliyor, gökten mi yağıyor?..

Hayır bu fukara toplumun cebinden çıkıyor!.

***

İş yok, satış yok, müşteri yok, mağazalar kapanıyor ve iktidar çareler (!) üretiyor...

Örneğin, kredi kartı borçları ve bankalardan alınan ihtiyaç kredileri yapılandırılacakmış...

Borçların ödenmesi 72 aya kadar yayılacakmış!..

Kredi kartı taksit sınırı 9'dan 12'ye çıkarılacakmış...

Yani fukara vatandaş borçlanarak harcamaya teşvik ediliyor...

Kredi kartları ve ihtiyaç kredilerinin esiri haline gelecek olan vatandaş harcadıkça Türkiye büyüyecek!..

Böyle büyük reformlara (!) imza atan iktidar kutlanmaz mı?!

***

Kredi kartları ve ihtiyaç kredileri borçlarını yapılandırarak...

Kredi faizlerini zorla düşürterek...

Daha önce konut alımında paranın yüzde 25'ini vatandaş, yüzde 75'ini banka kredi olarak verirken; şimdi vatandaş payının yüzde 20'ye düşürülmesi, banka kredi payının yüzde 80'e çıkarılmasıyla konut alımlarını teşvik ederek...

İnşaat sektörünü canlandıracaklar, böylece Türkiye'yi büyütecekler!..

***

Vatandaş iflas etmiş!..

İktidar bu reformları yaparak Türkiye'yi ayağa kaldıracak...

Nedir bu reformun adı?..

"Battı balık yan gider" reformu!..

Mehmet Türker Sözcü

*********

Yoksullukla başa çıkmanın tek yolu

-------

Başbakan; 'İnsanların önceliği terör, ekonomi, işsizlik, gelir dağılımı sorunu' demiş..

Gündeme getirilen öteki sorunların gerçeği yansıtmadığını söylemiş..

Keşke insanların önceliği bunlar olmasa..

Ben kendimi bildim bileli başat sorun terördür, sonra ekonomi gelir..

*

Bir dönem işsizlik patlar, bir dönem enflasyon zıplar, bir dönem krize girilir, ekonomi hep gündemdeki yerini korur..

*

Gelir dağılımı ise bir facia.. En yoksullarla en zenginler arasında uçurum var.. Avrupa'nın en kötü üçüncü ülkesiyiz..

Manzara acıklı: En yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grup toplam gelirin yüzde 46.5'ine, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grup toplam gelirin yüzde 6.1'ine sahip..

*

Terör hayatımızı o kadar işgal ediyor ki bu meseleyi konuşamıyoruz, tartışamıyoruz..

Ama çok önemli mesele.. Bir ülkede adaletli gelir dağılımı yoksa..

O ülkede huzur olmaz..

O ülkede iç barış olmaz..

O ülkede sosyal çalkantılar olur..

*

Ne yapmalıyız?

Eğitime yüklenmeliyiz.. Çünkü eğitim seviyesi arttıkça gelir de artıyor.. Yoksulluk azalıyor..

Mehmet Tezkan Milliyet

*******

Muhalefet ve değişim

-----------

Birkaç gün önce "CHP'nin olası erken seçim için hazırlığa başladığı, 81 il başkanıyla toplantıda düğmeye basılacağı" haberi vardı.

Söz konusu düğmenin "sandık çevresi örgütlenme modeli, seçmenle yüz yüze temas" gibi konular olacağı belirtilmiş.

Demokratik bir ülkede güçlü muhalefetin güçlü iktidar kadar önemli olduğunu rakipleri bile vurgulamıştı.

Peki, Ak Parti'nin oy oranının anketlerde "yüzde 60 üstü" göründüğü belirtilirken acaba bu "start" yeterli olacak mı?

Yoksa söz ettikleri "olası erken seçim öncesi" partide yeni bir yönetim, köklü bir değişim şart mıdır?

Kılıçdaroğlu konuşmalarında doğru noktalara değiniyor ama sadece konuşmanın yeterli olmadığı daha önceki seçimlerde açıkça görüldü.

Muhalefet partilerinin "öncelik nedir" sorusunun cevabını düşünmelerinin tam zamanıdır.

Türkiye'nin öncelikli sorunlarına devam edeceğiz.

Güngör Mengi Vatan

**********

Mağdur kuyruğu

--------

Ankara Kızılay'daki Başbakanlık merkez binasının önünde, uzunluğu belki de 200 metreyi bulan bir insan kuyruğu birkaç gündür devam ediyor. FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınan ya da işinden atılan kamu görevlileriyle yakınları, ellerindeki itiraz dilekçelerini vermek üzere gelmişler. Arkadaşımız Fahrettin Fidan kuyruğa yaklaşıyor ve soruyor:

- Sizin mağduriyetiniz nedir?

- Boğaziçi mezunuyum. Komşu ülkelerden birinde başkonsolos yardımcısı idim. 10 Ağustos'ta merkeze çağırdılar, 1 Eylül'deki KHK ile hiçbir gerekçe göstermeden ihraç ettiler. Dışişleri Bakanlığı'nda yaklaşık 300 meslek memuru benimle aynı şekilde bakanlıktan atıldı.

- Peki siz?

- Oğlum sözleşmeli jandarma subayıydı. Darbe girişiminden 4 gün önce askeri hastaneden istirahat raporu aldı, evinde istirahat ediyordu. Suç dosyasında kimlik fotokopisinden başka bir şey olmadığı gibi darbe girişimi gecesi çekilen görüntülerin de hiçbirinde yok. Subaylıktan atıldığı yetmezmiş gibi iki aydır da Sincan Cezaevi'nde hapis yatıyor.

-Sizi dinleyelim?

-3 yıldızlı başkomiser olarak Batman'da görev yaparken FETÖ'cü diye meslekten çıkarılıp hapse atılan oğlum için buradayım. Evinde yapılan aramada FETÖ'ye dair hiçbir şey çıkmadı. Oğlumu, Batman'da yattığı hapishanede ziyarete gittim, görüştürmediler.

Şikâyetler tek tek alınıyor. Peki bunları kim, nasıl, ne zaman araştıracak? Bilinmiyor.

Bu tür tartışmalar darbenin gerçek sorumlularının gözden kaçmasını sağlıyor.

Melih Aşık Milliyet

***********

Verdikleri sözü unutmasınlar!

------

15 Temmuz darbe girişimi sonrası 3 ay süre ile ilan edilen Olağanüstü Hal'in uzun sürmeyeceğini söyleyerek "En kısa zamanda bitecek" demişlerdi.

Şimdi ise "OHAL uzatılacak" diyorlar. Uzatılmasının sebebi nedir ve ne kadar uzatılacaktır? Her bitişte üç ay daha mı uzatılacak?

Türkiye'nin demokrasi dışı bir yönetime mahkûm edilmemesi lâzım. Oysa OHAL, demokrasinin rafa kaldırıldığı sıkı bir yönetim şeklidir.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, partisinin önceki günkü MYK toplantısında söylediği şu sözler çok önemlidir:

"Darbe girişimi püskürtüldü ama darbecilerin silahla yapamadığını şimdi Kanun Hükmünde Kararnameler ile yapıyorlar! Partililerimizin eşleri, kardeşleri, çocukları tasfiye ediliyor!"

Bu konuda gelen şikâyetler çok fazla.

Türkiye bir hukuk devletidir ve hukuk devleti olarak kalmalıdır.

Olağanüstü Hal'in en kısa zamanda bitmesi, demokrasiye ve hukuka dönülmesi gerekiyor.

Darbe girişimine katılanlar mutlaka yargılanmalı ama bu arada mağdurlar ordusu da yaratılmamalıdır!

Rahmi Turan Sözcü

******

Orta Doğu'da işgal ittifakı

-------

ABD Başkanı Obama Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada İsrail'e, "İşgalci" demiş!

Belli ki giderayak İslam coğrafyasının "gönlünü hoş edecek" bir laf etmek istemiş! İsrail'e "işgalci" diyen Obama'nın samimiyetine inanmak mümkün mü?

Bir yandan İsrail'e "işgalci" diyor bir yandan da bugüne kadar görülmemiş oranda İsrail'e yardım ediyor ve "38 milyar dolar" veriyor!

"Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" demenin tam zamanı!

Yahu aklı başında bir insan, "İşgalci" dediği bir ülkeye kalkıp "38 milyar dolar" verir mi

Bir çırpıda "38 milyar dolar" veriyorsa, "İşgalci" diye suçlamasının bir anlamı kalır mı

Evet, İsrail Obama'nın da dediği gibi işgalci! Ama işgalde yalnız değil!

Ortakları var! Hamileri var! Destekçileri var! İşgalci İsrail'in en büyük ortağı Obama!

İşgalci İsrail'in en büyük hamisi Amerika!

(...)

Bu tür numaralara artık İslam coğrafyasının karnı tok! "Avutulmaya" çalışıldıklarını biliyorlar!

(...) Obama "tasını tarağını" topladı gidiyor ama Hillary ya da Trump "kapı eşiğinde" bekliyorlar ve her ikisi de İsrail'in kapı kulu olmaya hazırlar!

Yani İsrail'in ortağı olmaya amadeler!

Zeki Ceyhan Milli Gazete