Bayrağı indirme, yükselt!

Türk milletinin geleneğinde dünyaya nizam verme ülküsü çok önemli bir yer tutar. Dünyaya adalet dağıtan medeniyetin kılavuzluğunu ve rehberliğini ise çoğu yerde ‘delil’ adı verilen nisbeten serbest davranan askerler üstlenirdi. Osmanlı’nın serhat boylarının ötesinde yer tutan bu delişmen ruhlu akıncılar, halk arasında gözükara tavırlarına akıl sır erdirilemediği ‘deli’olarak da tanınmıştır. Pîr-i Türkistan Ahmet Yesevi’nin yolundan giden Horasan Erenleri, Hacı Bektaş-ı Veli, Anadolu’nun henüz rumi karakter taşıdığı dönemlerde Mevlana Celaleddin Rumi, Rumeli’nde Sarı Saltuk, Bursa’da Emir Sultan Macaristan’da Gül Baba ve daha yüzlerce gönül eri Diyar-ı Rum’da Selçukluve Osmanlı’dan çok daha önce kalpleri fethetmişti.
Bu öz bilinmeden Semerkand’daki Şah-ı Zinde’de medfun Kusem bin Abbas (ra), Erzurum’da Abdurrahman Gazi ve İstanbul’da Eyüp Sultan’a gösterilen hürmet tam kavranamaz. Aynı şekilde Singapur’da Ahmed Ataullah Efendi’ye, Ümit Burnu’nda Ebu Bekir Efendi’nin türbesine gösterilen saygıya da anlam verilemez. Anadolu ve Rumeli’de sahabe ve alperen türbesi bulunmayan kaç belde vardır? Yüreği civanmertlikle yoğrulmuş, karşılıksız iyilikte bulunmayı kişiliğinin parçası haline getirmiş kahramanların destanları yeryüzünün hemen her köşesinde dilden dile dolaşmaktadır.
Türklerin atalarından miras bu gelenek herhangi bir parti, cemaat veya kesime ait bir durum değildir. Gerçekleştiren milletin kendi dinamizmidir. Reklam amacıyla veya bir şeyler yapıyor görünme niyetiyle yahut bağlılarının şevklendirilmesi, motivasyonu için birkaç ülkede temsili kurumlar açabilirsiniz ancak şimdilerde 160 ülkeye ulaşan muhteşem bir medeniyet dalgasını; komplo teorileriyle, art niyetli projelerle, politik hesaplarla izah edemezsiniz. Hele evinden iş yerine giderken yorgunluktan şikayet eden, çocuklarını üniversite okumak için başka şehirlere gönderemeyenlerin havsalasının alabileceği bir şey değildir bu çileli yolculuk...
Bugün itibariyle Türkiye’nin 120 ülkede büyükelçiliği bulunurken 160 ülkede bayrak dalgalandıran bir hareketi elinizin tersiyle bir kenara itemezsiniz. Dışişleri Bakanlığı, Afrika’daki büyükelçilik sayısını 34’e çıkartmakla övünüyorsa bunda Türk okulları ve bunları finanse edenlerin açtığı çığırın etkisi tartışılmazdır. 2012’nin başında, şimdilerde binasının kapısına neredeyse kilit vurulma düzeyine çekilen Kahire’deki Büyükelçimizin,  “Afrika’da bu okullardan mezun olan öğrenci sayısı 100 bini buldu” dediğine bizzat şahidim. Türkçe Afrika’da da konuşulan diller arasında gösterilmeye başladıysa bundan niçin rahatsızlık duyulur?
Pek çok ülkede bizzat devlet başkanları Türk girişimcileri daha fazla okul açmaya teşvik ediyor. 14 Şubat’ta üçlü zirve için Ankara’ya gelen Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, ülkelerindeki Türk okullarından övgüyle bahsederken Başbakan Tayyip Erdoğan, Pakistan’ın başbakanından okul kapatmak için bulamadığı desteği Pencap eyaleti başbakanından görmeyi umut ettiğini açıklamıştı. 
Bir başbakan ülkesinin kazanımlarını kendi istikbali için nasıl harcayabilir? Kamuoyunun yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olarak bildiği 17 Aralık’ı kendilerine yapılmış bir darbe gibi göstermeye çalışan hükümet, diktatörlüğe doğru giderken çağdaş dünyada yalnızlaşıyor. İngiliz ve ABD hükümetleri Erdoğan’ı resmen yalanlıyor. Bu yalanlamalar da doğrudan ülke çıkarları konusunda değil bizzat Erdoğan’ın sözleriyle ilgili.
Öte yandan başta AB gibi uluslararası kuruluşlar Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, yargının hükümet emrine alınması, sosyal medyanın yasaklanması, gazetecilerin işten atılması, kamu ihalelerinin şeffaflıktan uzak yapılması konularında Ankara’yı uyarıyor ve AB müzakerelerinin ertelenmesini gündeme getiriyor. Bu çarpıklık, iktidarın yanlış yorumladığı Osmanlı’da yüzyıl kadar geçerli olan nizam-ı alem için kardeş ve evlat katli uygulamasıyla açıklanamaz. Padişahlar iç barış için kendi çocuklarını feda ediyordu. Çocuklarını korumak için hukuku askıya almıyordu.
Büyükelçilerimiz artık kançılaryasından çıkamayan diplomat değil aksine ticaret, kültür ve eğitim alanlarında söz sahibi olan bir ülkenin temsilcisi olarak el üstünde tutulmaktadır. Üstelik en basit devlet aklı bile elindeki yumurtaların hepsini bir sepete koymaz. Kendi siyasetine tamamen ters bir düşünceyi savunsa dahi devletin ve milletin alternatiflerini yok etmez. Bırakın stratejiyi, diplomasiyi en basit devlet aklı dahi kendi izlerinin silinmesine müsaade etmez. Bizde TİKA ve gelişmiş ülkelerdeki benzer kurumlar, sınırlarının dışında binlerce yıl öncesinden kalan tarihi ve kültürel zenginlikleri ortaya çıkarmaya çalışırken bizimkiler daha yeni yeni kurumlaşmaya başlayan temellere dinamit döşüyor!
Günümüzde eski teftiş anlayışları ortadan kalkmıştır. Denetimde hedef; hata, kusur, eksik, yanlış vs.. aramak değil aksine noksanların daha ortaya çıkmadan giderilmesi ve rehberlik yapılmasıdır. Yeni Ankara, henüz bir delil ortaya koyamadığı için bilemiyoruz fakat sadece şüpheyle de olsa bir kere hüküm verilmişse bu okul ve kültür merkezlerini kapatma ve kapattırma yerine gerekirse başlarına müdür ve idareciler gönderilmelidir. Bayrağı indirmek değil yükseltmek esas alınmalıdır.
Sürecin sonunda hükümet dağılsa bile, okulları açan hayırsever iş adamlarının ekonomik kaynaklarına ciddi darbe vurulacağı için bu okulların bir kısmının kapanması gündeme gelebilir. Üstelik bulundukları ülke nezdinde bizzat Türk Başbakanı tarafından suçlandıkları için saygınlıkları zarar görecek ve şüpheyle karşılanacaklardır. Bu günah bile tarihte Erdoğan hükümetinin ayıplanmasına, kınanmasına yetecektir. 
Hiçbir yabancı devlet temsilcisinin kendi devleti aleyhinde konuştuğunu görmedim. Bizde bugün yaşanan saçmalıklar Afrika’nın kabile devletlerinde bile rastlanmaz. Aksine dünyanın hemen her köşesinde açılan okullar üzerine gelişmiş ülkelerde doktora çalışmaları yapılırken bizimkilerin cahil cesaretiyle yollara dökülmesi akla zarar bir ilkelliktir. Üstelik tüm eşyasını bir bavula sığdırarak Allah rızası ve Türkiye’yi tanıtma sevdasıyla arkada bıraktıklarına takılmadan tanımadıkları diyarları vatan edinen alperenlerin torunları bunu hak etmiyor!

Yazarın Diğer Yazıları