Bayrağım

Sen yüce Türk milletinin bağımsızlığını temsil eden, şehitlerimizin kanından rengini almış, İslam’ın değerleriyle bezenmiş hilalin ve aydınlatıcı yıldızınla mübarek bir kutsalımızsın. Varlığın varlığımızın işareti olup, yokluğun sonumuzdur. Gölgen serinliğimiz olup, altında doğmak gururumuz, ölmek ise toprakta rahat uyumamızdır. Sen dalgalanırken biz ibadetimizi yapmakta hür, yaşamımızda bağımsızız demektir.
Varlığın bize güç verip, birliğimizi tesis etmektedir. Dünya devletleri arasında yerimizi almamızı ve saygınlık kazanmamızı sağlamaktadır. Herkes bilir ki dünya kurulduğunda var olan bir milleti temsil etmektesin. Bundan böyle de bu aziz milletin varlığına ve yaşamasına vesile olanlardan olacaksındır.
Sen ki uğruna ölenlerin ölmeden önce, sen yere düşmeyesin diye diktikleri bir abidesin. Hilalinle temsil ettiğin İslam dini kıyamete kadar sürecek. Yıldızının aydınlığı Türk milletine yol göstererek daima ileri gitmesini sağlayacaktır. Senin varlığınla birlikte önümüzdeki engeller bir bir yıkılacak, yokuşlar inişe dönüşerek düz ovalara ulaşılacaktır. Nizami âleme düzen senin gölgende verilecektir.
Sen demokrasilerin yol göstericisi, bağımsız yaşamanın timsali, ülkenin koruyucusu, insanların yüreklenmesini ve vatanına sahip çıkmanın ne demek olduğunun öğreticisisindir. Kimi zaman çehreni çatarak dalgalanıp yanlışlara dur diyerek, kimi zaman nazlı nazlı duruşunla, şefkat ve merhametinle bize anlatansındır.
Senin bu topraklar üzerinde dalgalanman için, Türkün var oluşundan günümüze kadar milyonlar kanını akıtmış ve seni yere düşürmemiştir. Bilesin ki bundan böyle de Türk halkı, aynı duygular içinde uğruna ölmeye hazırdır. Biz senin ne anlama geldiğini bilen ve seni öperek selamlayanlarız. Başkaları gibi görürsek gören o gözler kör olsun. Sana ihanet eder ve edenlere karşı susarsak hakkın haram olsun.
Biz buyuz. Çünkü biz Türk’üz. Her Türk, bağımsızlığın ve onun temsili olan bayrağın ne anlama geldiğini bilir. Bu nedenledir ki köleleştirilmeyen Bozkurt’u kendisine timsal, insanlığı selamete ulaştıracak İslamiyet’i rehber ve seni de temsilcimiz olarak seçmiştir. Bunun içindir ki sana sevdalı ve sana yürekten bağlıyız. Kem gözlere mil çekmek üzere her daim tetikte bekleriz.
Hainler ve Türk düşmanları bilirler ki Türk’ün vatanını işgal edip, varlığına son vermek için öncelikle senin gönderden indirilmen gerekir. Bundan dolayıdır ki Yunan, İzmir’i işgal ettiğinde, seni indirip çiğnemeye kalkmıştır. Ermeniler yaptıkları eylemlerde, seni yakarak yok etmek istemişlerdir. Türkiye’min işgalinde İngiliz’in, İtalyan’ın, Fransız’ın ve Yunan’ın ilk işi seni gönderden indirmek olmuştur.
Bunların amacı belli, ancak bu güzel coğrafyada senin varlığın sayesinde yaşayıp da, senden rahatsız olanlara ne demeli? Nimetlerinden faydalanıp da sana saldırmaları da ne olmaktadır? Son zamanlarda bu saldırılara ve tacizlere karşı, sana inandığını söyleyip de seni korumayanlar da, en az saldırganlar kadar edepsiz, hayâsız, utanmaz, nimetsiz ve ihanet içindedirler.
Sen her gün saldırıya uğrarken, olanları üç beş provokatör diyerek geçiştirmeye kalkmak, senin rengini kanlarıyla belirleyen şehitlere saygısızlık, hilalinle temsil ettiğin İslamiyet’e inançsızlık ve yıldızınla aydınlattığın yolumuzu karartmaktır.
Bölücülerin senin yerine bez parçalarını dikmeye kalkmaları ve seni yakmalarını kabul edebilir miyiz? Tüm bu çirkinlikleri yaparken senin sayende yaşadığı topraklar üzerinde bunlara kalkışması ve bizim de seyretmemiz aynı kefede olduğumuz anlamına gelmez mi?
Ya Müslüman olduğunu söyleyerek İslamiyet’e en büyük zararı veren güruha ne demeli? Bunların da senin düşmanın olduğu; geçenlerde bir öğretmen 2. sınıftaki çocuklara bayrak resmi yaptırırken, çocuk bayrak resmini yapmayacağını söylemesi ve öğretmenin ise yapacaksın demesiyle belgelenmiştir.
Ertesi gün çocuğun velisi olan annenin okulu basarak öğretmene hakaret etmesi, nedeni sorulunca da  “Sen benim çocuğuma bayrak resmi yaptıramazsın” demesi sonucu, öğretmenin “Program gereği ben görevimi yapıyorum”  demesine veli,  “Biz bu bayrağı kabul etmiyoruz. Siz öyle yaparsanız biz de tek ümmet ve tek bayrak deriz”  demesi üzerine, öğretmenin gözyaşları içinde sınıfına dönmesidir.
Ah sevgili bayrağım, gör işte bizi ne hale getirdiler. Biliyorum ki sen bunları bildiğin için gönderine sarılı bir vaziyette dalgalanmadan duruyorsun. İnşallah esecek kuvvetli bir rüzgârla o bölücü vatan hainlerini, Türk düşmanlarını ve sözde Müslüman geçinenleri bir tarafa savurup, senin de nazlı nazlı dalgalanman sağlanacaktır.

 

Yazarın Diğer Yazıları