Bayramda bunlar konuşulmalı!

İç ve dış politikada Türkiye artık emin ellerde! Zira Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, bütün meselelere el koymaya başladı!

Görmez, "bayram tatili" dolayısıyla aracıyla yollara düşen vatandaşlara uyarıda bulundu ve "Her sene bayram yolculuğunda yüzlerce, bazen binleri bulan kardeşimizi kaybediyoruz. Bayramın sevincini hüzne dönüştürüyoruz. Trafik bir ahlâktır ve bir hukuktur aynı zamanda" dedi.

Görmez, "Her kardeşimiz yolda ,yola çıkan diğer kardeşimizin hakkına riayet etse, her kardeşimiz acele etmeden sabırla teenniyle hareket edip önceliği kardeşine verse hiçbir canı zayi etmeyiz" diye asıl çözümü de açıkladı.

"Asıl çözüm" sözünü bütün içtenliğimle kullanıyorum. İnsanların birbirinin hakkına riayet etmesi, yani adaletle davranması İslam'ın temelidir.

Yani adalet talep etmek, hem insani hem millî hem de dini bir görevdir.

***

Yine Mehmet Görmez, "Alemi İslam'ın içerisinden geçtiği kötülükleri gerisinde bırakarak yoluna devam etmeyi Yüce Rabbimiz nasip eylesin. Sadece ülkemiz için değil, bölgemiz için ve gönül coğrafyamız için de Diyanet İşleri Başkanlığı'mızın varlığı barışın ve huzurun teminatı niteliğindedir. İnşallah bu ebediyete kadar devam eder. Bu topraklarda milletimizin bekâsı için önemli bir müessese." dedi.

İnsanın aklına "İslam dünyası, ABD'nin 'İslâm içi çatışma stratejisi' gereği birbirine düşürülür, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye hem işgal edilir hem de iç savaşa sürüklenirken, yani bu kadar kötülük yaşanırken Diyanet İşleri Başkanlığı neredeydi?" sorusu geliyor!

Nerede olacak?

Meselâ 2005 yılı Mayıs ayında, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı olan Doç. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet dergisinde, "Hiçbir dinin temel iddiaları bir tarafa bırakılamaz" diyerek, "Bir arada yaşamanın en büyük risklerinden biri, hâkim gücün farklılıkları aza indirgemesi, hatta tamamen ortadan kaldırmasıdır. Farklılıkları yok etmeyi, onlara şekil vermeyi, onları belli bir forma sokmayı diyalog biçimi olarak görmüyoruz"  ifadelerini kullanmıştı! Yani Vatikan'ın projesi olan dinlerarası diyaloğun savunuculuğunu yapmıştı. "Hakim güç" derken de üstü kapalı siyasi mesaj veriyordu!

2008 yılında Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hadisler üzerinde yaptığı kapsamlı çalışmayı, İngiltere'de bir basın toplantısı ile açıklamıştı! 

The Guardian gazetesi, "Türkiye, İslâm'a 21. yüzyıl yorumu getirmek için çalışıyor" başlığıyla verdiği haberde, "İslâm inancının Batı değerleriyle bağdaştırılması da hedefler arasında" gibi ifadeler kullanıyordu.

***

İslâm dünyası, ABD'nin silahlı girişimleriyle ve Türkiye'yi yöneten siyasi iktidarın katkılarıyla dönüştürülüyor ama Diyanet İşleri Başkanı, "Bölgede barışın ve huzurun teminatıyız" diyor.

Oysa iktidarın uyguladığı politikalar İslâm dünyasına kan ve gözyaşı getirirken, Batı dünyasının barış ve huzur içinde yaşamasını sağlamış oluyor!

İşte Rum basınında, "Türkiye'nin Kıbrıs'ta yüzde 80 asker azaltmaya hazır olduğu" bildiriliyor. Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, "Katar'a Türk askeri gönderilirken, Kıbrıs'tan neden Türk askeri çekiliyor? Hem de Rum yönetimi asker sayısını artırır ve İsrail ile ortak askeri tatbikat yaparken" diye soruyor!

Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şubesi Başkanı İbrahim Daş ise "Irak, İran, Suriye ve Türkiye'nin parçalanarak kurulması istenen dört parçalı Kürdistan'a doğru hızla gidiliyor! Ege'de dünyaya açılan kapımız olan adaların işgaline göz yumuldu. Elimizde dünyaya açılan tek kapı olarak kalan Kıbrıs'ta da durum vahim. Gelin BOP'tan vazgeçelim, Kıbrıs'tan vazgeçmeyelim." diyor.

Görmez, ne diyor bu konularda? Biz ne diyoruz?

Yazarın Diğer Yazıları