Bayramlar

Her milletin kutladığı, kutlamasını nesilden nesile aktardığı önemli günleri vardır. Bu önemli günleri bayram yapan ise onlara yüklenen sosyal anlamdır. Bayramlar, insanların birbirlerine sevgi ve saygıyla yaklaşmasına, huzurlu yaşamı ve mutluluğu paylaşılmasına bir vesiledir. Tabii ki bunlarla birlikte fertler arasında milli ve dini duyguların pekişmesini de sağlar bayramlar.
Dini bayramlarımız küçüklerin büyüklere saygıyı öğrendiği, büyüklerin hatırlanmaktan aldığı hazzın doruğa çıktığı günlerdir. Ayrıca inançların güçlendiği, sosyal dayanışma ve barışın fertler üzerinde etki yaptığı, kalplerin kin ve nefretten arınıp sevgiyle dolduğu günlerdir.
Hayatın sıkıntılarından bir nebze de olsa kurtuluşa erildiği, dostlukların kurulup yakınlar ziyaret edilerek gönüllerin alındığı, insanların moral ve motivasyon depoladığı anlardır.
Bu günler tek yaratıcıya inanmanın güzelliğinin yaşandığı günlerdir. Belleklerimizin tazelendiği, geçmişe yolculukların yapıldığı ve Allah’a ulaşmak için Yaratan’dan ötürü yaratılanı sevmek gerektiğinin öğrenildiği günlerdir.
Milli bayramlarımız ise millet tarafından kabul görmüş, yaşatılmasında fayda olan günlerin kutlanılarak nesilden nesile aktarılmasıdır.
Milli bayramlarda dini bayramlar gibi halk arasındaki birlik ve bütünlüğü pekiştirdiği gibi, o güzel gün anısına geçmişte atalarımızın yaptıkları hatırlanılarak örnek alınmalarına bir vesile teşkil etmektedir.
Ayrıca gelecek nesli milli şuur ile bezeyerek, milletin lehine yapılanların nasıl coşkuyla karşılandığını, aleyhine olanların ise hiçte anlam ifade etmediğinin göstergesidir.
Dostlarımızı tanıyıp onlarla dayanışma içerisinde olunmasını, düşmanlarımıza karşı ise uyanık olmamızı öğretmesi açısından da ayrı bir önem arz etmektedir milli bayramlar.
Bütün bu nedenlerle ister dini ister milli olsun, bayramlarımızı çok daha görkemli bir şekilde kutlamalıyız. Dostlarımız sevinirken düşmanlarımız gıpta etmelidir.
Kutlamaları sadece bir tür eğlence olarak düşünmeyip, kutladığımız bayramın anlam ve önemini de çok iyi anlatmalıyız.
Çocuklarımıza bayramların niçin coşkuyla kutlandığını, amacımızın sadece eğlenmek değil, bu günleri  en iyi şekilde anmak olduğunu, tavır, davranış ve bilgilerimizle onları sıkmadan usandırmadan anlatmalıyız.
Çocuklar yaşları gereği öğrenmek amacıyla hep araştırıcıdırlar. Araştırma yapan bu yavrularımızı her alanda olduğu gibi bayramlar konusunda da doğru bilgilerle donatıp geleceğe hazırlamak, hem ebeveynlerin hem de okullarımızın görevidir.
Bu nedenledir ki dini bayramlarımızı hurafeden arındırılmış, güzel dinimizin emir ve istekleri doğrultusunda kutladığımızı ve hasletlerimizi yaşayarak göstermeliyiz.
Milli bayramlarımızı ise olayları abartmadan niçin o günün bayram ilan edildiğini, o aşamaya nasıl gelindiğini, o günlere sebep olan kötü tecrübelerin bir daha yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini, vatan, millet ve insan sevgisini en doğru şekilde öğretmeliyiz yavrularımıza.
Öğreti o denli iyi olmalı ki, bilmeli yavru, yanlış yaptığında Allah’a ve millete hesap vereceğini, doğrular peşinde koştuğunda ise iki dünyada da mutlu olacağını.
Üzülerek ifade etmek gerekirse, bu günkü bayram kutlamaları adeta bir yasak savmadır. “Eş dost alış verişte görsün”den başka bir şey değildir. Dini bayramlar parası olan için tatile çıkma, çıkamayanlar için kapıları sıkı sıkıya kapatarak evde oturup televizyon seyretmektir.
Milli bayramlar ise okullarda kutlanan, evlerde bahsi bile geçmeyen, cama bir bayrak dahi asmanın zaman külfeti sayıldığı ama tatillerinden memnun kalındığı günlerdir.
Yarınlar da değerlerin unutularak başka inanç ve milletlerin hayranı, yozlaşmış yığınlar olarak yok olmak olmasın diye diyorum ki:
Unutulmasın ki atalarına sahip çıkmayan miras yediler, başkalarına köle olarak tarihin çöplüğünde yerlerini almaya mahkûmdur!

Yazarın Diğer Yazıları