"Bazı AKP'liler" ne yapmaya çalışıyor

Tuhaf şeyler oluyor.

Enis Berberoğlu'nun tutuklanması, tutukluluğa itirazın reddi, Türkiye'nin uluslararası alanda başını ağrıtmamak için ultra hassas olması gereken bu dava ekseninde yapılan pervasız açıklamalar...

Biri...

Birileri...

Cumhurbaşkanı'nın altını oyuyorlar!

Haklı olduğu davalarda dahi haksız duruma düşürecek bir yol, metot, söylem icat ediyorlar!

Kim bunlar?

***

Belki, Tayyip Erdoğan'ı "sevmeyen" birileri.

Belki, Tayyip Erdoğan'dan "nefret eden" birileri.

Belki, Tayyip Erdoğan'dan "intikam" almak isteyen birileri.

Belki, Tayyip Erdoğan'la açık rekabete kalkışsa "yenemeyeceğini" bilen birileri.

Tayyip Erdoğan'ı "yedirmeye" ant içmiş gibiler.

***

Diyebilirsiniz ki, "sana ne";

"Birbirlerini yesinler ete para vermesinler!"

O işler öyle olmuyor işte!

Bu tuhaf iklimi yaratanlar her kim iseler, amaçlarına ulaştıkları gün, etten ve kemikten olan Tayyip Erdoğan'ı servis etmeyecekler pençelerini bilemiş bekleyen uluslararası kan emicilerin önlerine; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı servis edecekler. Dolayısıyla Türkiye'yi de!

***

Güncel, basit bir örnek:

AKP'li bakanlardan biri Berberoğlu vakasını "devletin gizli kalması gereken bilgilerinin yayınlanması olayı" olarak tanımladı.

Berberoğlu'nun casuslukla suçlanmasına yol açan haberinde Cumhuriyet, MİT'e ait olduğunu ileri sürdüğü TIR'larda silah taşındığını iddia etmiş ve buna dair olduğunu savunduğu birtakım fotoğraflar yayınlamıştı.

Bu haber, bu haliyle, AKP'li bakanın dediği gibi "devletin gizli kalması gereken bilgisi" ise; AKP'li bakan o TIR'larla silah taşıdıklarını da itiraf etmiş olmuyor mu aynı zamanda?

Üstelik tam da ABD'nin Türkiye'yi "terör örgütlerinin hükümete kadar sızdığı ülke" diye yaftalamaya çalıştığı günlerde?

Amaç ne?

***

AKP'liler, -en iyi ihtimalle nereye varacağını hesap etmeden- böyle açıklamalar yapıp devleti zan altında bırakırken nasıl oluyor da CHP'lilere ihale edilebiliyor Türkiye'yi Lahey'e jurnallemeyi?

Daha vahimi:

Acaba bazı AKP'liler bu konuşmaları sahiden de "nereye varacağını hesap etmeden" mi yapıyorlar? Yoksa varacağı yer ince ince hesaplandı da, oraya açık kaynaklardan "ihbar mektubu" mu yolluyorlar?

***

Operasyonlar... Gözaltılar... Tutuklamalar... Tahliyeler... Mahkeme salonlarında yaşanan diyaloglar...

Çok tuhaf şeyler oluyor.

Biri...

Birileri...

Var güçleriyle Cumhurbaşkanı "aleyhinde delil oluşturmaya" çalışıyor gibi...

Kim bunlar?

***

Kendileri zindanda fikirleri iktidarda mı(!)

--------

Alın işte bir tuhaflık daha...

Cumhurbaşkanı'nın, geçen Cumartesi, Tarabya Köşkü'nde verdiği iftarda "Medeniyetler İttifakı" kitabı hediye edilmiş medya patron ve yöneticilerine?

Bu "Medeniyetler İttifakı", özünde  "Dinlerarası Diyalog" değil miydi?

"Dinlerarası Diyalog" da, şimdi "FETÖ" denilen yapının yani Gülen Cemaati'nin projesi değil miydi?

Ne yani;

Kendileri zindanlara atılırken fikirleri iktidarda kalmayı sürdürecek mi?

Yahu, daha birkaç ay önce, 23 Nisan'da, el kadar çocuğa bu ifadeleri kullandığı için "FETÖ ajanı" muamelesi yapılmadı mı?

Öğretmeni hakkında soruşturma başlatılmadı mı?

Bu neyin kafası?

***

Medya böyle olursa...

-------

Cumhurbaşkanı'nın Tarabya Köşkü'nde verdiği iftarda masaya Aydın Doğan da oturdu ya;

O an itibarıyla memleket "basın özgürlüğü"ne kavuşuverdi kimi meslektaşlarımıza göre!

Bir güzellemeler ki sormayın...

"Akreditasyon kalıpları kırılmış" da...

"Cumhurbaşkanı daha geniş bir yelpazeyle diyalog kurmaya başlamış" da...

"Ilımlı bir hava"ymış da...

Evet Hürriyet önemli bir gazete.

Ama Türk basını Hürriyet'ten ibaret değil.

İktidar Hürriyet'e, CNN Türk'e, Kanal D'ye olan tutumunu değiştirdiğinde topyekûn basına karşı tutumunu değiştirmiş olmuyor.

Ve sırf kendileri de kareye dahil edildiği için her şeyin mükemmel, kusursuz, eksiksiz olduğu hikayesini anlatan gazeteciler de "içeride" olmanın sefasını sürmek yerine, cefayı göze alıp, "dışarıda" bırakılan meslektaşlarının hakkını savunabiliyor olmalıydı!

Yazarın Diğer Yazıları