BBP YİK Başkanı Öznur: Yazıcıoğlu'nun öldürülmesinde AKP de FETÖ de işin içindedir

BBP YİK Başkanı Öznur: Yazıcıoğlu'nun öldürülmesinde AKP de FETÖ de işin içindedir
BBP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Öznur, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili zehir zemberek bir açıklama yaptı. AKP’ye tepki gösteren Öznur, “AKP de, FETÖ de işin içindedir” dedi.

BBP YİK Başkanı Hakkı Öznur, Muhsin   Yazıcıoğlu   davasına   verilen   “takipsizlik”   kararına tepki göstererek,  “Hükümet   ve Binali  Yıldırım 8  yıldır  “kaza”  dediler. Dava dosyasıyla ilgilenmediler.  Milletimiz ise baştan beri suikast dedi” ifadelerini kullandı.

İşte Hakkı Öznur’un açıklamalarından öne çıkanlar:

AKP, YAZICIOĞLU SUİKASTİNİN ÜSTÜNÜ ÖRTTÜ

Liderimiz Muhsin Başkan ve dava arkadaşlarımızın şehit düştüğü olaya Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım, Beşir Atalay vb. yine askeri ve sivil yetkililer “kaza” demişler, dosyayla ilgilenmemişlerdir. 8 yıl oldu: Şehit liderimizin soruşturmasında Saray ve AKP hükümeti tek laf etmişler mi? Muhsin Yazıcıoğlu dosyasını gündeme getirmişler mi?  Hayır!

MUHSİN BAŞKAN’I İSTİSMAR EDEMEZSİNİZ!

Muhsin Yazıcıoğlu dosyasının kapatılması, konuşulmaması için elinden gelenleri 8 yıldır  yapanlar, Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasına engel olanlar, takipsizlik kararı verdirenler,  “kaza” diyenler, “kazadan kaza çıkarmayın” diyenler, “bu davanın peşini bırakın  kaza ile düştü ne  uğraşıyorsunuz”, “helikopter dağa çarptı öldüler ne peşine düşüyorsunuz”, “ne karıştırıyorsunuz ?, gitti dağa çarptı, bırakın bu olayla ilgilenmeyin.” diyenler şimdi de  utanmadan, arlanmadan şehit liderimiz  Muhsin Başkanı istismar etmeye  devam ediyorlar.

GEMİCİKLERDEN SORUMLU DAİRE BAŞKANI BİNALİ YILDIRIM

Keş Dağlarında devlet yoktu, hükümet yoktu. Muhsin Yazıcıoğlu’nun Türkiye’nin geleceği ve teminatı olarak Alperen evlatları ve dava arkadaşları vardı. Saraya bağlı ihalelerden ve gemiciklerden sorumlu daire başkanı olan dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Alperenler Keş Dağlarındayken Erzincan’da seçim çalışması yapıyordu.

 24 Ocak 2011’de DDK rapor açıkladı. DDK raporunda olayla ilgili şüpheler, ihmal ve kusurlar ortaya kondu. Liderimizin ve dava arkadaşlarımızın ölümleri şüpheli bulundu.  Binali Yıldırım'ın başında olduğu Ulaştırma Bakanlığı düzmece bir rapor hazırlayarak “kaza”  dedi.   Pilotaj hatası dedi.  “Ölümcül” olay için “küçük kaza” dedi.

BİNALİ YILDIRIM  “KAZA” DEDİ  MİLLETİMİZ “SUİKAST”

Binali Yıldırım Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla kurulan ve devletin en yetkili denetleme organlarından DDK’yı yok saymış ve rapordan da çok ciddi rahatsız olmuştur. DDK raporunda Sivil Havacılık Kurumu başta olmak üzere Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı diğer ilgili kurumların ihmal ve kusurları, tek tek sıralanmış ve belgelerde tahribat yaptıkları ve sahte evrak düzenledikleri de devam eden soruşturmalarda ortaya çıkmıştır.

Rapor yayınlandıktan bir hafta sonra 31 Ocak 2011 tarihinde Ankara’da “kazadan kaza çıkarmayın” ve “DDK hangi uzmanlık marifetiyle böyle bir yargıya varıyor” gibi DDK raporunu hafife alan, dalga geçen absürt açıklamalar yapmıştır.

AKP HÜKÜMETİ DE ESKİ ŞERİKLERİ FETÖ MENSUPLARI DA BU İŞİN İÇİNDEDİRLER

Elim olayın ardından tam 8 yıl geçti. Bu süreçte, 1 Cumhurbaşkanı değişti, 2 Başbakan değişti, çok sayıda bakan çok sayıda savcı hâkim emniyet müdürü değişti. TSK’nın başından 4 komutan geldi geçti. 4 Hava Kuvvetleri komutanı geldi geçti, ama olayla ilgili ne sivil bürokraside ne TSK’da doğru dürüst bir araştırma, bir soruşturma yapılmadı.

Siyasal iktidar da FETÖ mensupları da bu işin içindedir. Davanın karartılmasına çalışmışlardır.15 Temmuz kalkışmasında yer alan üniformalı teröristlerle, çetelerle, liderimizin ve dava arkadaşlarımızın şehit düştüğü olayla ilgili 8 yıldır dosyayı kapatmaya, karartmaya çalışanlar zihniyet olarak birbirlerinden farklı değildir. Her iki karanlık zihniyette ülkemize, milletimize, demokrasiye, devletimize zarar vermiştir.

Muhsin Başkan ve dava arkadaşlarımız için 8 yıldır hiçbir şey yapmadılar. “Olayın aydınlatılması namus borcumuz.” dediler. Olayın üzerine gitmediler orada kaldılar. Gitmek ve çözmek istemediler.

MUHSİN YAZICIOĞLU: “DİYARBAKIR'DA YARGILAR HABUR'DA ASARIM”

“Çözüm sürecini Barzani ile taçlandıracağız” diyen Erdoğan değil mi? İsrail muhibi Mesud Barzani 16 Kasım 2013’te Diyarbakır’da “Yaşasın Kürdistan” sloganları ve Kürdistan bayrağı denilen paçavra ile karşılanmadı mı?

“Kürtlerin lideri benim ve ailem” diyen Barzani’yi Ortadoğu’da Kürtlerin tek temsilcisi göstermek isteyen AKP değil mi?  Çalışma odasında arkasında Sivas’a kadar uzanan bir “Kürdistan” haritası bulunan Barzani’yi karşılayan AKP’liler değil mi?

Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu küresel iblislerin işbirlikçisi  Barzani ve Talabani’ye en sert cevapları   vermiştir.

Muhsin Yazıcıoğlu 2007 yılında "Kerkük Kürt şehridir. Türkiye Kerkük'e karışırsa bizde Diyarbakır'a karışırız" diyen Barzani itine "ABD ve İsrail  uşağı Barzani denen alçak Kabadayılık yapmaya kalkıyor Türkiye'ye.  Tarihi Türk şehri Kerkük’ü peşmerge şehri haline getirmeye çalışıyorlar. Dün düşmanımız dedikleri PKK ile dost oldular.  Ben de diyorum ki, inşallah bir gün iktidar olursak Barzani'yi de, Talabani’yi de Diyarbakır'da yargılar, Habur'da asarız" demiştir

 “Çözüm sürecini Erdoğan ile Abdullah Öcalan başlattı” diyen Şivan Perver değil mi? Erdoğan’a Kürtçenin resmi dil olması talebini ilettiğini söyleyen  Şivan Perver  değil mi?  Erdoğan, bölücü “Şivan Perver’e vatandaşlık vermeye hazırız.”  demedi mi?

Barzani’nin ve AKP hükümetinin isteği üzerine “çözüm sürecine ve AKP hükümetinin politikalarına destek vermek için geldim” diyen  37 yıl önce Türkiye’yi terk eden Türkiye düşmanı Kürtçü hain Şıvan Perver değil mi?

Milli ver  yerli lider Muhsin Başkan 2000 yılında  Şivan Perver denen hain için "terör örgütü  PKK’nın propagandasını yapan bebek katiline övgüler dizen bu alçak,  yabancı istihbarat servislerinin maşasıdır" demiştir.

İlgili Haberler