Be hey ……..! Neyse, sustum...

Adam(!) Ak Parti Anamur Gençlik Kolları eski Başkanı.. Adı Hasan Baki..

Sosyal medyadaki paylaşımlarında zırvaladı;

- Atatürk olmasaydı diye bir şey yok, keşke olmasaydı diye bir gerçek var. #RecepTayyipErdoğan yakında o gerçeğin mührü vurulacaktır!

- Birinin babasının ve kendisinin doğum yeri Selanik ise Selaniklidir. Kimse Türk, Atatürk demesin. Orijinali Yunan yani, net. Benzemiyor Türk'e..

Osmanlıcılık oynarlar ama 'Evlad-ı Fatihan'dan bi haberdir bu zırtapozlar..

Neyse, o zırtapozun yalamalığı da eklediği zırvalarını, Atatürk'le bir türlü barışamayan partisi bile kabullenemedi, herif istifa etti..

Hoş "Bunlar nasıl sözler, haddini bil" denmedi kendisine..

Muhtemelen "Durup dururken ne gerek var bunlara" diye siyasi rant hesaplarıyla çıkışıldı, hepsi o kadar..

**

Bunu niye hatırlattım..

Dikkatinizi çekmiştir.. Bu herif hakkında açılan davada, Asliye Ceza Mahkemesi bir karar verdi.. Dedi ki;

-Daha önce Stalin için 'Kana susamış yamyam' ifadesiyle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bir kararı var.. Diyor ki kararda, bu hakaret değil, eleştiridir.. Dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili sarf edilen bu sözler de aynı perspektifle değerlendirildiğinden…

Özetle, "Stalin'e bu lafı etmenin cezası yoksa, Atatürk'e 'Yunan' demek de suç değildir" diyor..

Şimdi ben 'Be hey Rum tohumları' diye başlasam, kesin suç sayarlar..

O yüzden 'eleştiri' hakkımı sonraya saklayayım..

**

Toplumların değerleri var.. Elbette evrensel yanı da var ama özellikle hukuk kuralları da o yargılara göre şekillenir..

Elin adamı bayrağını kıçına don yapar ama bu tercih bizim ülkemizde ayıplanır.. Hatta 'Türk Bayrağını Koruma Kanunu' çerçevesinde bile değerlendirilir..

Dolayısıyla, bu kararı veren mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olsa anlarım da, bir Türk(!) hâkim olunca haliyle kafası karışıyor insanın.. Karardan çok, genetiğiyle..

AİHM olsa anlarım dedim, arada kaynamasın, açayım..

Bir Avrupa Mahkemesi olan AİHM'in bir kişiye 'Yunan' denmesini suç sayması zaten eşyanın tabiatına aykırı..

Ancak;

Hani sözüm ona 'İkincisini' veriyorlar ya Kurtuluş Savaşı'nın, ha işte onun birincisinde yaşananlar ortadayken,

Yanmış yıkılmış şehirlerimiz, köylerimiz, işgal edilmiş adalarımız,

Türk Milleti'nin namusuna göz dikmiş bir taarruz ve işgalin en acımasız parçası olduğu gerçeği ve yarattığı travma ortadayken,

Bu ülkede, öz be öz Türk olan birine, sarışın-mavi gözlü kurt olan birine "Yunan" demek, bildiğin hakaret etmektir arkadaş..

Değilse, ya tarih bilmiyordur, ya sopa yememiştir ya da 'genetik incelemeye' ihtiyaç vardır..

Gerçi bu zihniyet, "keşke Yunan kazansaydı" diyebilecek kadar alçalan sapık fikirlerin de alkışçısı ama..

**

Stalin'in, özellikle Türk Milleti'ne kurduğu alçak tuzağı, yaşattığı zulmü bilenler için "Kana susamış yamyam" tarifi bir suç değildir elbette, tarihi bir gerçektir..

Ancak, Türk düşmanlarının uzlaştığı nokta, Mustafa Kemal Atatürk'e duydukları nefrettir..

Ve bu nefret ittifakı sık sık çıkar ortaya.. Kimi zaman miting alanlarında kimi zaman mahkeme salonlarında..

Yeri değil, içeriğidir önemli olan..

**

Bakın ben asıl neye şaşıyorum biliyor musunuz?

Mustafa Kemal'e düşmanlık edenin, Türk'le bir sorunu vardır..

Nereden biliyoruz? Tarihe düşülmüş silinmez kayıttan..

1919'dan beri düşmanları bile biliyor bunu da, bizim andavallar anlamadı hâlâ..

Stalin de Türk düşmanıdır.. Tarihte, Türk'e, Çinlilerden sonra kurulan en büyük tuzaktır Stalin..

O yüzden tesadüf değil, o yüzden şaşırmadım ben bu hâkimin kararında Stalin'e gönderme yapmasını..

Beni asıl şaşırtan, bu abi, bir Türk düşmanı olan Stalin'e laf eden adamın beraatını nasıl içine sindirmiş..

Yazarın Diğer Yazıları