GÜREL YURTTAŞ / YENİÇAĞ

Beşiktaş önceki maçlarından farklı başladı maça. Durgun başlar, sonradan vites artırırdı. Bu kez etkili başladı.

İtiraf etmeliyim. Salih'in yerine Chamberlain'in oynamasının Beşiktaş için dezavantaj olacağını düşünmüştüm. Ama yanıldığımı kısa sürede anladım. Chamberlain hem savunmada hem de ofansta hakikaten çok iyi oynadı. Araya attığı paslarla da gösterdi tekniğini.

Ayrıca defanstan paslaşarak çıkarken, orta sahada da etkili oldu bir hayli. Rakibine hızlı hücum şansı vermedi ilk yarıda en azından.

Dediğim gibi. Etkili başladı Beşiktaş oyuna. İstekliydiler de. Baskılı oynadılar. Rashica da çabuk uyum sağlamış takıma. Ataklarda onun da payı vardı.

Enteresandır. Hareketli oyunda gole ulaşamayan Beşiktaş, yine bir kornerden yani duran toptan golü buldu. Bu sezon çok yapıyor bunu. Yine pozisyonun kahramanları korneri kullanan Hadziahmetovic ile kafayı vuran Colley'di 25. dakikada. Geçen yıllarda kornerden pek gol atamıyordu Beşiktaş. Bu kez çok atacak sanırım; öyle görünüyor.

Sivasspor golden sonra ileri çıkmayı, gol aramayı düşündü ama... Dediğim gibi orta sahada geçit vermedi Beşiktaş. Vermediği gibi çok iyi paslaşarak ikinci golü de attı. 40. dakikaydı. Muleka, orta sahada topu kaptıktan sonra Aboubakar'a pasını verdi. Bu oyuncu, ceza sahası çizgisi üzerinde bulunan Rashica'ya aktardı. Rashica, topa bekletmeden vurdu: 2-0. Bu Rashica'nın Beşiktaş formasıyla ilk golüydü. Tribünün önüne giderek yaptı kartal işaretini.

Bu ilk yarının da sonucuydu.

Sivasspor böyle giderse kazanamayacağını anlamış olmalı ki ikinci yarıda hücuma çıkarak başladı oyuna. İlk yarıda hiç yoktu rakip kalede oysa. Bu kez ikinci yarının ilk 6 dakikasında iki kez girdiler Beşiktaş ceza alanına da sonuç alamadılar.

Sivasspor'un atak oynama isteği maçta da tempoyu artırdı haliyle. Beşiktaş da rakibinin geride bıraktığı boş alanları hızlı bir şekilde kullanmak istiyordu.

63. dakikada Rashica'nın yerine Demir Ege, Chamberlain'in yerine de Zaynutinov'u aldı Şenol hoca. Rashica ve Chamberlain kötü değildi ama yorulduklarını düşünmüş olmalı Şenol hoca. Orta sahada Sivasspor'un hızlı geçiş çabalarına engel olmak istedi belki de. Tempoyu da düşürüp, topu ayağında daha çok tutmaya başladı.

Şenol hoca 75. dakikada bu kez de Aboubakar'ı aldı oyundan. Yerine Cenk Tosun'u koydu. Muleka'nın yerine de Ante Rebic girdi. Ben Aboubakar'ın oyundan alınma nedenini çözemedim. Cenk Tosun yine girebilirdi de, Aboubakar çıkmazdı bana göre. Çünkü rakip defans için her zaman tehlikeli. İki stoperi de meşgul ediyor fazlasıyla.

76 ve 77. dakikalarda Barrow'un iki kez üst üste pozisyona girmesi Beşiktaşlıların yüreklerini ağızlarına getirmiştir. Birinde Mert Günok kurtardı, diğerinde top auta gitti.

Sivasspor'un ilk yarının aksine pozisyonlara girmesi değişikliklerin isabetli olduğunu tartışmalı hale getirdi elbette. İyi giden takımla fazla oynanmamalı bana göre. Çıkan oyuncuların yerine girenlerin kötü olduklarını ima etmiyorum. Bir takım yükselen ritminin bozulmaması gerektiğini vurguluyorum sadece.

Bu arada enteresan bir şey oldu. Filenin Sultanları'nın Avrupa Şampiyonası finalindeki Sırbistan maçı stadın dev ekranına yapılan bir anonstan sonra yansıtıldı. Tribünde de Türk bayrakları açıldı. Evet, elbette ki o maç ülkemiz için çok önemli ama. Sahadaki futbolcunun konsantrasyonunu bozmaz mı? Bir kaç dakika da bekleseydiniz ya. İsteyen seyirci gitmez, maçı izlerdi tribünden. Tarihte görülmemiştir herhalde böyle bir şey.

87. dakikada da tribünler ayaktaydı. Gedson Fernandes'in yerine Ghezzal girdi oyuna. Uzun süren sakatlık döneminden sonra sahadaydı Ghezzal, alkışlarla karşılandı.

Sonuçta kazandı Beşiktaş. Önemli bir galibiyet bu. Sivasspor'u ve hocası Servet Çetin'i de kutluyorum yenilmelerine rağmen. İkinci yarıda değiştirebilirlerdi skoru. Ondan değil ama benim tebriğim. Cesur yürekli oyunlarından.