Beşiktaş'ın Dinamo Kiev'den farkı bu. Çaresiz kaldı kurnaz Lucescu. Gürel Yurttaş yazdı

Beşiktaş'ın Dinamo Kiev'den farkı bu. Çaresiz kaldı kurnaz Lucescu. Gürel Yurttaş yazdı

Gürel Yurttaş- Yeniçağ

Bu Lucescu'ya hayranım ben. Hem iyi hoca. Hem de çok kurnaz! Ona göre kazanmak için her yol mübah!

Dinamo Kiev'in kadrosu eskisi kadar güçlü değil. Ukrayna'daki savaş nedeniyle yıldızlarını kaybetti. Gençlerle yoluna devam ediyor. Ama yakınmıyor. Buna rağmen yoluna devam ediyor. Hayranlığım bundan.

Kurnazlığına gelince... Rakibini rehavete sokmak istiyor. Maçtan önce öyle konuşmalar yapıyor ki; "Rakibimiz çok güçlü. Biz neyiz ki! Şansımız yok" gibi şeyler söylüyor. İstiyor ki karşısındaki rakip "Zaten bunlar yenilgiye razı olmuş. Çıkalım sahaya 90 dakikayı bitidrelim" havasına sokmak istiyor.

Beşiktaş maçından önce de böyle yaptı. Konuştu da konuştu. Ama unuttuğu bir şey vardı: Şenol Güneş. Çünkü Şenol Güneş, amatör takıma karşı maç yapsa da işini ciddiye alan bir teknik adam. Bana göre bir usta.

Beşiktaş maça öyle başladı. Gerçi ilk dakikalarda geriden top çıkarmakta zorlandı takımı ama sonra oyunda etkisini ortaya koydu. Sakatlıkları bulunan Arthur Masuaku ile Daniel Amartey'in yokluğunda Necip Uysal ve Milot Rashica'ya görev veren Güneş, Masuaku'nun yerinde Onur Bulut'u görevlendirirken, Amartey'in pozisyonunda Necip Uysal'a forma verdi.

Zaten ilk dakikalardan itibaren de oyunda üstünlüğünü gösterdi Beşiktaş. Topa hakimdi, oyuna hakemdi, pozisyonu da vardı.

Hele de 19. dakikada. Gedson'un pasında sol kanatta topla buluşan Muleka, Aboubakar'a pasını aktarmak istedi. Savunmadan dönen topu yeniden alan Muleka, ceza yayı üzerinden yerden vurdu direkten döndü.

Sonuçta Beşiktaş daha etkili oynadı ama ilk yarı golsüz tamamlandı.

Şenol Güneş, oyunun golsüz devam etmesi halinde neler olacağını biliyordu elbette. Beşiktaş bu nedenle ikinci yarıya da etkili ve de hızlı başladı. Pozisyonlar da yakaladı. Allahı var. Rakip takımın kalecisi iyiydi ve iyi kurtarışlar yaptı. Ve yine konrataklarla pozisyon aradı Lucescu'nun takımı.

Ama büyük bir fark vardı iki takım arasında. Bu büyük farkın adı Aboubakar'dı. 52. dakikada öyle bir gol attı ki. Anlatılmaz, görülmesi gerekir. Sonra da Beşiktaş'a Afrika Milli Takımı gibi diyen Lucescu'ya hareket yaptı. Sarı kartı da gördü zaten.

75'te Muleka Rashica ve Muleka çıktı. Zaynutidov ve Rebic girdi. 82'de de Aboubakar'ın yerine Cenk.

Kazandık. Çıktık. Ne kadar güzel. Peki bu yeter mi Beşiktaş mı? Türkiye'de yetebilir de peki Avrupa'da. Öyle değil mi Şenol hoca?

Yazarın Diğer Yazıları