Bizim gibi, yaşı 40’ın üstünde olan gençler iyi bilirler; "Tavşana kaç, tazıya tut" denmeyi.
Beşiktaş’ta Ceyhun Kazancı’nın istifa süreci tam da buna örnek.

Bir haftadan beri konuşuluyordu istifa olayı. Klasik üstünü örtmeler. Tıpkı daha önce yaşanan Önder Özen örneği gibi.

Yakın geçmişe gidelim. Şenol Güneş’in göreve geldiği günlere.

Başkan Ahmet Nur Çebi ile Şenol Güneş masada.
İki cambaz, bir ipte oynamaz misali.
Başta Güneş, her şeye tamam diyor. Bunu fırsata çeviren Çebi, Kazancı konusunu hiç açmıyor.
Önce imza atsın, sonra değinip geçerim modunda.
Nitekim öyle oluyor. İmza sonrası başkan, “Ceyhun bizim sponsorumuz olan AKSA’nın sahibi Cemil’in (Kazancı) yeğeni. Hataları olsa da, iyi niyetli çalışıyor. Ümraniye size emanet. Zaten Emre de (Kocadağ) var" diyor.

Güneş, ilk kez karşı atağa kalkıyor.
Öyle atak ki, iki pastan topu doksana çakmak gibi..

Tecrübeli hoca, “Yönetim ile aramızda birine gerek yok. Hele takım ile hiç yok. Direk temas halinde olmamız sorunları anında çözer. Hatta sıkıntı yaşanmaz” diye sazı eline alıyor.

Mübarek Musa Eroğlu gibi.. Arkası gelmez sözlerin. Nağmelerin..

Durumu by-pass etmek isteyen Başkan, “Dere geçerken at değiştirilmez. İsmael ile yolumuzu ayırdık. Bu sezonu tamamlayalım. Yenisinde istediğiniz olur” türünden yaklaşım gösterip konuyu askıya alıyor.

Kamp öncesi, başkan ile hoca transfer zirvesindedir. Güneş, göreve geldiği dönem yaşanan yukarda belirttiğimiz sohbeti hatırlatır.

Başkan, “Yeni yapılanma olacak. Şu Burak (Yılmaz) işini halledelim. Önceliğimiz O. Gereken yapılır” sözleri ile rotayı çizer.

Google, Yandex yanında halt etmiş sihirli yol haritasının yanında!

Transfer dönemi gelip çatar. Güneş, Kazancı’nın önerdiği hiç bir isme onay vermez.

Kazancı durumu Kocadağ aracılığı ile bazen de kendisi başkana taşır.
Her şekilde aldığı cevap aynı:

"Hoca mevki söyledi. Sen konuş, anlaşma noktasında transfer yaparız."

Kazancı’ya karşı çıkan Güneş’e de, “Ceyhun’un getirdiği isimleri biz de yeterli bulmadık. Menajerler ile temas halindeyiz” dönüşü yaparlar.

Bu girdap her geçen gün zirveye tırmanıyor.

Öyle ki, Kazancı kampa götürülüyor, evde bırakılıyor.

Başkan önce Londra. Ardından Bodrum’da tatilde. İkiliyi kafa kafaya çarpıştırıp, uzaktan izliyor.
Akıl oyunları..
Aslında ayrılık beklenenden uzun sürüyor.
Biri çıkıp Kazancı’ya fısıldıyor.
İnanmak istemiyor.
Bizans oyunu sanıyor!
Ancak yaşayan kendisi.
Bu kez, aynı silahı geri çeviriyor.
Ama nafile.
İstifa haberleri uçuruluyor.
Ne başkan, ne de yönetimden biri sormuyor bile.
Aradaki medya mensubu daha doğrusu ulak!
Ceyhun Kazancı'nın bu kararında Ali Naibi'nin de etkili olduğunu söyleniyor. Menajerlerin de. En başka Şenol Güneş'in de. Kazancı'nın bırakmasının ardından transferler menajerlere kalıyor.

Ceyhun Kazancı deyince herkesin aklına Valerien Ismael geliyor önce ama... Ismael'in faturası yükleniyor da... Ismael'in o dönem teknik direktör adayları arasında 4. sırada olduğu da biliniyor. O zaman bütçe bu kadar deniyor Kazancı'ya, o da onu getiriyor.

Bir de... Ismael'den önce Kazancı'nın Çebi'ye "Başkan al Şenol Güneş'i beni gönder" dediği de biliniyor. Çünkü Kazancı Güneş'in kendisiyle çalışmak istemediğini biliyor.

Haa bu arada... Başkan Çebi bugün İstanbul'a dönüyor. Ceyhun Kazancı'yla bir görüşme yapacağı de belirtiliyor.

Buraya gelmişken üstü kapalı geçelim.
Basketbolun başına Dusan Alimpijeviç getirildi.
Buraya kadar her şey normal. Anormal olan, bir internet sitesi hoca açıklanmadan istihbarat yapıp haber giriyor. İşte aynı ‘ulak’ medya mensubu, meslektaşını arıyor.
Yok tebrik için falan degil.

"Basketten sorumlusu yönetici Umut Tahir Güneş adına aradım. Bana ricası var. Hoca haberini kaldırabilir misiniz…"

Medyanın geldiği son nokta.

İşte aynı şahıs bu kez de Kazancı’nın ricasını geri çevirmemiş olacak.
İstifa söylentilerini dillendirip nabız yoklaması yapılmasına yardımcı oldu.
Maşallah 41 kere maşallah..
Hep yazıyorum. Kulüp muhabirliği yerini ‘Amigo’ muhabirliği almış!
Maalesef böyle.

Böyle olunca da, Asbaşkan olup transferden bi haber yönetici Serhan Çetinsaya, olmayan transferi gazeteciye fatura etmeye kalktı.

Pes artık.
Bakalım daha neler göreceğiz.

Yine konuyu dağıttık mı ne!
Artvin’den girip, Edirne’den çıktık gibi.
Konular zincir halkaları gibi. Bağlantılı.
Önder Özen ile başlayan sportif direktörlük sistemi, Ceyhun Kazancı ile sekteye uğradı.
Taht değil ama müthiş koltuk oyunları var.
Hem de en üst düzeyde.

Son bir anektod daha. Beşiktaş bomba transferini en sona bıraktı. Kazancı gitti, bomba patladı misali.
Parlak fikirler. Enteresan ilişkiler. Satranç oyunu gibi.

İletişim çağındayız ya.
Mektup günlerine döndüm. İyi de oldu.
Nostalji candır. Hatta Canan.
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Çebi’ye mektup yazmış.
Çebi cevap vermiş.
Arayıp konuşma.
SMS yazma.
Mail atma.
Yok.
Yöneticilerin yaptığı gibi ulak kullanma akıllara gelmemiş.
Tuhaf.
Yakında ikili baş başa yemek yiyip, sarmaş dolaş olurlarsa şaşmam.
Allah kimseyi şaşırtmasın.