Bilal Erdoğan'dan başkanlık açıklaması

Bilal Erdoğan'dan başkanlık açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan anayasa değişikliği referandumu için, "Tayyip Erdoğan’dan sonra Türkiye yapabilir mi? Bana sorarsanız biraz sıkar. Bu sistem Erdoğan'ın bu ülkeye mirası olacaktır" dedi.

Dünya Erdemli Sanayici ve İş Adamları Derneği(DERSİAD)'nin “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve İş Dünyasının Kazanımları” konulu programına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, Türkiye'nin her şeye rağmen, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı sene de yüzde 2.9 büyüdüğünü savunarak “Darbe girişimi olmasaydı demek ki en az 4 büyüyecektik. Bu bir gerçek. Bu neyi gösteriyor? Bizim bu çalkantılı dünya konjonktüründe Türkiye'nin koalisyonla bilmem neyle kaybedecek zamanı yok. Bizim, bu dünyanın geri kalanıyla, Avrupa'yla aradaki makası kapatmamız lazım. Tamam, Avrupa tökezledi tökezleyecek, daha kötü günler görecek ama; bizim de hızlanmamız lazım. Onun için bu sistem bir daha koalisyon olmasın diye bir formül, Başbakan ve cumhurbaşkanlığı iki başlılığı olmasın diye bir formül, Bu sistem yasamanın güçlendirilmesi, bürokratik vesayetin kırılması için bir formül. Bunları ortaya koyduk. 15 Temmuz yönetim sistemini düzenleyen, toparlayan anayasal bir değişikliği kaçınılmaz ve gerekli hale getirdi. Onun için şu anda bu değişikliği yapmak zorundayız. Ve bir de şu gerçeği kabul etmek lazım, ben babam diye söylemiyorum, Bu değişikliği Recep Tayyip Erdoğan varken yaptık yaptık, bu değişiklik Tayyip Erdoğan sonrası için lazım. Ama böyle bir değişikliği Tayyip Erdoğan'dan sonra Türkiye yapabilir mi? Bana sorarsanız biraz sıkar” diye konuştu.

Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde hamdolsun ciddi bir öz güven inşası gerçekleşti diyerek konuşmasını sürdüren Erdoğan, “1960'ta, 1961'de merhum Adnan Menderes'in idamında sokağa çıkamayan millet 15 Temmuz'da hainleri, işgalcileri Allah'ın izniyle zelil etti. Bunun için gerçekten yine kültürümüzde, tarihimizde ve geleneğimizde olan civan mert bir lider olduğu zaman millet liderinin arkasına düşüp kendi bedenini siper etmesini bildi. Lideri milletine güvendiği için milleti sokağa çağırdı, kendisi de yanlarına koştu. Millette liderine güvendiği için meydanlara indi, sokaklara indi. Vatanını, namusunu, liderini korumasını bildi. İşte bu, bu milletin ayağa kalktığının en açık göstergesidir. Son 17-25 Aralık'ın da şimdi ne olduğunu anladık ama; o günleri biz yaşadık. O günlerde; acaba, Allah Allah, falan, böyle. Ne oldu? 17-25 Aralık'tan 15 Temmuz'a geçen süreçte biraz daha şu işin üstüne gidebilseymişiz belki 15 Temmuz, hadi olmazdı demeyeyim ama belki 15 Temmuz'la da bugün çok daha iyi hesaplaşabilirdik. Şimdi adamların hepsi kaçtı gitti. Kaçacak yer çok. Niye? Dünyada bizim düşmanlarımızı ağırlayacak adam da çok” diye konuştu.

İlgili Haberler