Bilinmediği mi zannediliyor!

Bir süreçtir, tutturulmuş gidiliyor. Bu sürecin ne olduğu, nasıl olacağı ve sonuçlarının bilinmediği sanılıyor. Hâlbuki halkımız hükümetin devlet adına binlerce kişinin katili bölücü başıyla masada yaptığı pazarlığın neler olduğu ve verilen tavizlerle nerelere gelindiğini görmüştür.
Artık dünkü gibi bu görüşmeler için  “Bölücü başıyla görüşen de görüştü diyen de şerefsiz” diyemeyip görüşmeleri ikrar ederek işi alenileştirmeleridir. Bu proje milli bir proje denmesine rağmen, üçüncü gözün ABD oluşu da bir başka yalan olarak, kimler tarafından yönlendirildiğimizin işaretidir.   
Olanlar saklanırken dün  “Ergenekon”  örgütünün tezgâhı olarak sunulması. Bu sunumla bir taraftan ülkenin bölünmesinin önünde set oluşturacak subaylar diskalifiye edilerek bölücülerin önü açılmış. Bazı kendini bilmez birkaç subayın yanlış davranışı kullanılarak, halka karşı hamaset duyguları söylemleriyle savcılığa soyunularak günümüze kadar gelinmiştir.
Yetmemiş olacak ki yargı dâhil tüm kurum ve kuruluşlar hizaya çekilmiştir. Böylelikle halkın devlete olan güveni sarsılmıştır. Bunu gören bölücüler de hızına hız katarak mesafe almaya devam etmiştir. İktidar ise makamda gününü gün etmeye devam etmiştir.
Zamanın hızla ilerlemesiyle birlikte bunların birer safsata olduğunun ortaya çıkması sonucu, iktidar tepe taklak düşeceğini görünce, tutunacak yeni dallar ararken “paralel”  yapıya takılmış. Dün kuzu sarması olduğu, bir dediğini iki yapmadığı ve istediği gibi kullandığı cemaati bugün hain ilan ederek saldırmaya başlamıştır.
Dünkü dostunu bugün hain ilan etmesinin başlıca nedeni, bölücülerin işine gelmeyen cemaatin öğretisi arasında milliyet şuurunun verilmemesinin bulunmasıdır. Bölücüler için Kürt milliyetçiliği önde olsun ki Kürtleri rahat kullansınlar. Bölücülerle yapılan pazarlıkta bu durum da gündeme gelmiş, cemaatin iktidarın geleceği için tehlike arz ettiği ortaya atılarak susturulması gerektiği istenmiştir.
Ayrıca Emniyet’in hırsızlıkları ortaya çıkarması ve KCK’lıları susturması da işin tuzu biberi olmuştur. Mademki makamlar korunup her istenilen pervasızca yapılacak, öyleyse bazılarının temizlenmesi gerekiyordu. Bunun içinde  “paralel”  yapı Emniyet’te yapılandı bunu temizlemek gerekir diyerek yeni bir yola girildi. Böylece hedef saptırılarak özerkliğin de önü açılmış oldu.
Halk şu aşamada; şehit polislerin nasıl şehit edildiklerini, PKK olaylarının nasıl çıkarıldığını, nerelerden destek görüldüğünü ve hangi silahların nasıl kullandırıldığını konuşmaya başlamıştır. Bu ise iktidar devamı için yeni tedbirler alması ve halkın yanlış yöne yönlendirmesini gerektirmiştir. Bunu yapabilmek için de bir taraftan yeni yasalar çıkarılırken diğer taraftan kabuk bağlamış yaralar tekrardan kanatılmaya başlandı.
Çıkarılacak bu yasalarla Jandarma, İçişleri Bakanlığı’na bağlanarak hem geçmişteki TIR’ların hesabı sorulacak, hem de PKK’ya nefes aldırılarak rahat hareket etmeleri sağlanacaktı. Yetmedi, sınırlar yol geçen hanına döndürülüp, kurum siyasetin oyuncağına dönüştürülecek. Bir diğer yasa ile emniyet teşkilatı tasfiye edilmesi düşünüldü.
Emniyetin tasfiyesi için 1. Derece Emniyet Amirleri’nin kadrosunun 2.000 olduğu ülkenin ise 500 kadroya ihtiyacının olduğunu gösterilmiş. Ayrıca cezalandırma işlemini, görevde yükselmeyi ve göreve almayı mülakata bağlayarak, polis kolejlerini ve akademilerini kapatarak okul müdürlüklerinde yaptıkları gibi yandaş olmayanlara yükselme ve görev verilmeyeceğinden tam bir parti polisi oluşturulması planlanmıştır.
Kendilerinin uymadıkları yasalara başkalarını uydurarak, geleceğin garantisi elde edilmiş olacak ve milletin sesini çıkarması önlenmiş olacaktır. Ne yapılmaya çalışılırsa çalışılsın halk uyanmaya başlamıştır. Kendi evlatlarını birilerinin çıkarı uğruna harcatmayacaktır. Eğer bunu yakından duymak ve görmek istiyorlarsa halkın arasına karışarak, kahveye giderek, halk otobüsüne binerek ve tanımadığı kişilerle sohbetlere katılarak öğrenebilirler. Bilesiniz ki siyasi tartışmalarda yandaşlarınız bile eskisi gibi sizi savunmayıp, sadece söylenenleri dinlemekle yetinmektedir.
Söylemlerinize eskisi gibi hemen inanılmayıp, acabalar eklenmektedir. Bu da göstermektedir ki ilelebet o koltukları işgal edemeyeceğinizdir. Söylenenler ise eğer öyle olsa demokrasi dışı oluşumların yaşamaları gerekirdi denilmektedir. Halk söylenmeye başlayınca gereğini yaptığı da bugüne kadar hep görüle gelmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları