Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Bin minnet, bin şükran sana mehmetçik

Bir sevda türküsü, bir vatan ülküsü, namusumuzun bekçisi, serhad’de Mehmetçik...
Adına destanlar yazılan ismi tarihe kazılan. Türk tarihinin her devrinde mevcut olan meçhul asker Mehmetçik...
Evet, sevgili okurlarım; Çanakkale’den Dumlupınar’a, Edirne’den Ardahan’a kadar yurdumun her bir taşında yarattığı kahramanlık destanlarıyla bu ismin sonuna haklı bir sevgi eki yerleştirilmiş ve Türk askerinin şanlı adı “Mehmetçik” olmuştur. Türk Ordusu Mehmetlerle doludur. Mehmetçik nitelikleri eşsiz bir insandır. Her şeyden önce kahramandır. Yurt sevgimizin, vatan müdafaamızın sembolüdür. Bir kuru övgü değil haklı gurur kaynağımızdır o...
Eğer görürsen yiğit bir aslan
Adını bilmesen de “Mehmet” diye seslen
Koşar gelir yetişir derdine,
Kendi yürür esiri bindirir atın terkine
Gerekse ölmek vatan uğruna,  
Orda Mehmet fedadır yurduna.
Yüreğimden kopup gelen sözcüklerde arzum; yurdu uğruna canını feda eden Mehmetçiği, daha iyi ifade edebilmek, anlatabilmek aslında. Sütunlara sığmaz hikâye ve yaşanmışlıklarla dopdolu bir ömürdür onlarınki... Dürüsttür, faziletlidir. Hiçbir görevden yüksünmez. Kuzey’de, güney’de, Kıbrıs’ta, Kore’de tarih onun kahramanlık hikâyeleriyle dopdoludur. Bu vatan bizim diyerek gözünü dahi kırpmadan ölüme koşan yurt sevdalısı Mehmed’in, Yemen’den, Filistin cephesine, Irak cephesinden, Kafkas cephesine her yerde ayak izleri vardır. Hele ki; yüzyılda geçse hafızalarda diridir kahraman Türk askerinin, Mehmed’in hikâyesi.
Vatan, bayrak, ezan, namus onlara emanetti, biliyorlardı. Ölmeden emanetlerine sahip çıkamayacaklarını anlayınca her biri eve dönmekten vazgeçtiler... Kınalı kuzular ardında onlarca yetim bırakmıştı. Onlarca gözü yaşlı insan. Efsaneler yaratan Mehmetçik’in değerini bütün dünya bugün de aynı takdir duyguları ile bilir ve unutmamalıdır. Bu takdir farklı şekillerde çok kez dillendirilmiştir. En güzelini de Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy dillendirmiştir.
Şöyle seslenir kahraman Mehmetçiğe;
 “Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilâl uğruna ya Râb  ne güneşler batıyor!
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın!
Hercümerç ettiğin edvara da yetmez o kitap
Seni ancak ebediyetler eder istiap”
Milli şairin de söylediği gibi Mehmetçik tarihle yaşıt, ebediyetle akrandır. Tarih sayfalarında, her karış toprakta, ummanın her damlasında vardır, var olacaktır. Orta Asya bozkırlarında, Altay dağlarında ok atan viyana kapılarına dayanıp kılıç sallayan, yedi denizde ummanla boğuşan, üç kıta da at koşturan Mehmetçik değil de kimdir?
Malazgirt ovasından Plevne’ye, Çaldırandan Çanakkale’ye, Sakarya’dan Dumlupınar’a kadar destan yazan Mehmetçik değil de kimdir?
Evet; Sarıkamış’ta düşmanına tek kurşun dahi sıkamadan sırtında gömlek, ayağında çarıkla dağlara tırmanan, kar çiçekleri gibi donarak ölen o “meçhul asker” Mehmetçiktir sevgili okuyucularım. Niye mi yazıyorum bunları? Mehmetçiğe yapılan anlamsız saldırılara karşı vatan bekçisinin haklı onurunu korumak da bu milletin fertlerine, yani bizlere düşer diye! Üç kıtada yeri göğü titretmiş cengâverdir o.  Kişiliği gibi adı da birdir onun. Mehmetçik diye tanırız kendisini. Ebedi ömrün ve ebedi muzafferiyetin sırrına ermiş kişidir o. Bin minnet, bin şükran sana Mehmetçik...

Yazarın Diğer Yazıları