Bir de böyle bir KKTC
Beni otelin kapısından aldı, beraber Lefke’ye gittik...
Sürücü kardeşim Murat’ın ticari aracı son model bir Mercedes... Kendi malı...
Murat hem çok çalışkan, hem de çok bilgili.
İyi bir sorgucu!.. Taksisine bineni, hele yol da uzunsa inceden inceye ustalıkla nüfuz ederek sorguluyor..
Ya da taksisine binenleri götürdüğü mekanlarla ilişkilendirip, olaylara nüfuz ediyor...
“Taksiciden al haberi” hesabı biz de nemalandık kendisinden..
Mesela, KKTC’deki acayip gelişim ve yatırımları şöyle özetliyor Murat...
“ABD’lilerin söz-kuralıdır.. Bir küçük ülkede beş var olan o ülkeyi ihya eder..”
Ekliyor..
“- Biz de beşi de var..!”
Peki bu “beşli” ne?!
“Üniversite, askeriye, turizm, kadın ticareti, kumar...”
Doğru mu doğru!! Çok önemli kampusları olan üniversitelere KKTC dışından gelen binlerce öğrenci ekonomiyi canlandırıyor. Askerin, kışlanın getirdiği mali sirkülasyon -dolaşım- malum, turizmi de ekleyin...
Ve de kadın ticareti ile kumarhane...
Birincisi hem de yasal zeminde...
KKTC’de şehirlerarası yol boylarında son derece lüks kaşaneler var... Dönen paranın haddi hesabı yok... Böyle bir iş yeri(!) milyon eurolarla el değiştiriyor... Yüksek mali değer içeren yatırım sayılıyor...
Gelelim kumarhanelere...
İşte işin kralı bu!..
KKTC giderek daha çok Akdeniz’in kumar başkenti oluyor... Hemen belirtelim, Rum tarafının zenginleri, KKTC’deki kumarhanelerden çıkmıyorlar. Günün erken saatlerinde Türk tarafına gelip kumara oturuyorlar. Çok da mutlular, çok eğleniyorlar... Para akıtıyorlar.
Rum tarafı, Avrupa Birliği’nin baskısı ile bir çok ballı para kapısını terk etmiş durumda. Kumar yasak. Eskiden olduğu gibi kara para cenneti olamıyorlar, takip altındalar. (Bu yüzden ekonomileri acil sinyal veriyor, kamuda işten çıkarmalara başlamışlar.)
Bu gidişle, KKTC’nin “Beşli avantajı(!)” Rum tarafını tahakkümü altına bile alabilir, böyle bir paradoks söz konusu!..
Bu arada İsraillileri de unutmamak lazım. Arap zenginleri de. Gazi Magosa’da aynı otel çatısında rulet oynayan Arap ve İsrailli, şaşırtıcı değil. İsraillilerin Karpas denilen sivri burun bölgede arazi alımları ve yatırımları da dillere destan..!
Hal ve gidişe biraz da politik manzara ekleyelim..!
Kemal Kılıçdaroğlu, KKTC’ye geldiğinde onu karşılayanlar arasında Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi de vardı. Büyükelçi Şakir Fakılı, KKTC’de çok sevilmiş. Şimdi gidici!..
Yerine tam bir AB’ci diplomat atanmış..
Erbabı, uzmanı böyle diyor!.. Ankara Lefkoşa’ya “Talat kafasında” bir elçi buluvermiş!..
A-Ka-Pe her ne kadar kabul etmese de KKTC’de söylenen şu...
Nüfusun önemli bir bölümünü meydana getiren Karadeniz’den göç eden vatandaşlar başta olmak üzere, Türkiye’den gelenler üzerinde seçimler öncesi yapılan çalışmayı dillendirmeyen yok...
Hem de “Talat’a oy verin” diyen AKP vekilleri isim isim sayılıyor...
Talat, bu baskıya rağmen özellikle Türkiye’den gelenlerden neden oy alamamış?!.
“KKTC ilan edilince ağladım!!” sözü unutulamıyor da onun için..!
KKTC’deki “Karadeniz lobisi” özellikle gençler, bu durumu Erdoğan’a bizzat söylemişler ve de “Siz nasıl bu insana oy isteyebilirsiniz!!?” diye karşı çıkmışlar...
Olumsuz gibi görünen -göze alınan- faaliyetler, KKTC’nin yol almasını sağlamış... İyi olan, ayyuka çıkmış bir aykırı ticaret söz konusu olsa da, KKTC’nin sade vatandaşına huzur bozacak, yaşamını olumsuz etkileyecek bir yansıması yok...