Bir düşmanımız daha oldu!

Almanya-Türkiye gerginliği tırmanıyor.

"Türkiye bu süreci nasıl yönetiyor?" derseniz.

Türkiye dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden birine karşı iki ucu keskin bir silahı çekiyor.

Cumhurbaşkanı, Almanya'nın yaptıklarına karşılık olarak bu ülkede yaşayan sayıları 3 milyonu bulan Türkleri bir dış politika enstrümanı olarak yönlendirmeye başladı ve Türkiye'ye karşıtı politikaları savunan "SDU, CDU ve Yeşiller Partisi'ne oy vermeyin başka partilere oy verin" çağrısı yaptı.

Bu gelişme tahminlerimizin ötesinde sıkıntılara yol açabilir. Artık Alman siyasetçiler açıkça ifade etmeseler de, ülkelerindeki Türk asıllıların bir kısmını ülkelerinin ulusal güvenliği için tehdit olarak görmeye başladılar.

Bu tehdit algısı ekonomik, siyasi ya da askeri alanda beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Suriye'de kanlı terör örgütü PKK'ya kurdurulmaya çalışılan devlet bozuntusunun en önemli destekçilerinde biri Amerika'nın ardından Almanya olursa kimse şaşırmasın. Gerginliğin sonucunda orta ve uzun vadede Almanya, Türkiye'nin tüm düşmanlarına kucak açan, destek veren, Avrupa Birliği sürecinde ise Türkiye'nin karşısına dikilecek olan bir ülke olma yolunda ilerliyor, buna hazır olalım.

***

Pek yazılıp çizilmese de Alman hükümetinin bir yönlendirmesi olmadan da bazı Alman iş adamları bireysel olarak Türkiye ile ticari ilişkilerini azaltma hatta bitirme sürecine girmiş bulunuyor.

Türkiye'de fason tekstil üretimi yaptıran dev Alman şirketleri, yöneticilerine "Türkiye'de üretim yaptırılmayacak" talimatı vermeye başladı.

Ülkemizdeki Alman turist sayısı önemli ölçüde azaldı. Aralarında Electro Word, C&A gibi ünlü markaların bulunduğu bazı Alman şirketleri Türkiye'den ayrılmaya başladı. Savunma sanayi konusunda resmen Türkiye'ye ambargo uygulanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'daki Türklere belli partilere oy vermeyin çağrısı yabancı bir liderin Alman siyasi hayatında bir figür olarak ortaya çıkması şeklinde algılanıyor. Üstelik Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanların gözünde demokrat bir siyasetçi olarak görülmüyor. Yapılan bir araştırmaya göre Almanların yüzde 80'i Türkiye'ye ekonomik yaptırımlar uygulanmasını istiyor. Komşusu Türk asıllı olan Alman aileler kapılarına Alman bayrağı asmaya başladı. Avrupa Yatırım Bankası'nın Ak Partili belediyelere verdiği krediler mercek altına alınmaya başlandı.

Haklı olduğumuz konuda oy devşirme uğruna yapılan hatalar çok sayıda düşmanımıza çok zengin yeni bir düşman eklemiş bulunuyor.

Almanya'da yaşayan Türklerin yaşadıkları ülkenin günlük hayatından ve siyasetinden koparılmış, Ak Parti'nin ideolojik çizgisi doğrultusunda konsolide olmuş bir kitle olarak algılanması önümüzdeki 10-20 yıl gurbetçilerin ciddi sorunlarla karşılaşması ihtimalini de kuvvetlendiriyor.

Kriz sağduyu ile yönetilemez ise Türkiye'nin ekonomik ve siyasi kayıpları Almanya'nınkinden fazla olacak gibi gözüküyor.

Yazarın Diğer Yazıları