Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Bir düşünelim derim...

Bir ülkede, özel mahkeme kurarak intikam dâvâları açtıran, sahte delillerle insanların yıllarca suçsuz yere cezâevinde yatmasına sebep olan bir adam,  “Darbe girişimleri yapan çeteleri temizledik” diyebiliyorsa..
Eskişehir’de, tam bir yıl önce gece karanlığında, sokak aralarında sopalarla dövülerek öldürülen bir gencin, emir vereni olarak tek fâili konumunda olan bir adam, “Sokakta insanların ensesine bir kurşun sıkarak, karanlıkta kaybolan çetelerle mücadelemiz oldu ve büyük ölçüde bunları da temizledik” diyebiliyorsa..
Bu ülkede değil, bu coğrafyada yaşanan bir mezhep savaşının fitilini ateşleyen bir adam, “Kürt  ile Türk’ü biribirine düşürmeye çalışan, Alevi ile Sünni arasında nifak çıkarmaya çalışan, azınlıklara zulmeden çeteleri temizledik” diyebiliyorsa..
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk skandalının altında baş şüpheli sıfatıyla imzası bulunan bir adam, “Zorbalığın, yasakların, yolsuzlukların ilelebet sürmeyeceğine inandık ve bu inancın umuduyla ayakta kaldık” diyebiliyorsa..
Türkiye’nin en büyük şehrinde, bir belediye otobüsünde genç bir kız çocuğunun teröristler tarafından atılan molotoflarla katledilirken, Türkiye’nin başına açtığı problemlerle şehrin ortasında bomba patlatılmasının tek sorumlusu olan bir adam, “Adâlet ve emniyette de büyük aşamalar kaydettik. Vatandaşın evinde sokağında, şehrinde güvenle yaşaması için asayişi geliştirdik. Güvenlik hizmetini, özgürlüğün korunması ekseninde yeniden tasarladık” diyebiliyorsa..
Türkiye Cumhuriyeti’nde, Başbakanlık makamını doldurduğu yıllarda, kadın cinayetleri yüzde 1400 artış gösteren bir adam,  “Kadınlar gelecek vizyonumuzun en önemli unsurlarıdır. Kadınlarımızın olduğu kadar kız çocuklarımızın da niteliklerinin geliştirilmesi için çok önemli işler yaptık. Seçilmemiz halinde kadının bireysel ve toplumsal olarak daha da güçlenmesi üretilen politikaları himaye edeceğiz” diyebiliyorsa..
Soma’da, bir maden ocağında, 302 insanın ölümüne sebebiyet veren ihmalkârlığın ve kazanın kadercisi olan bir adam, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” demekten hicap duymuyorsa..
Bütün Türkiye’nin gözleri önünde, oy hırsızlığıyla, Genel Başkanı olduğu partinin belediye başkan adayı şaibeli bir biçimde o koltukta otururken bir adam, “Şurası son derece önemli, sandığa giden yolu biz her zaman açık tuttuk. Bir baskı rejimi halkın önüne sandık getirmez. Getirse de o sandıkta hür iradenin tecellisine izin vermez” diyebiliyorsa..
Askerlerinin başına çuval geçirilebilen, konsolosluk görevlileri terörist bir örgüt tarafından alıkonulabilen, terörizme destek veren ülkeler listesinde sürekli yükselen bir ülkenin Başbakanı olan bir adam, “Ülkemiz, insanımız geçmişle kıyaslanamayacak kadar saygın bir konumdadır. Ülkemizin adı artık sadece bölgemizde değil, dünyanın geniş coğrafyasında itibar ve muhabbetle anılmaktadır. Türkiye kriz endişesi içinde olan değil, herkesin geleceğe güvenle baktığı bir ülkedir” diyebiliyorsa..
Ve bu iddiaları sıralarken, yalnızca bir komedinin malzemesi olabilecek safsatalarla dolu bir belgeyi, 77 milyonun önüne başvuru kaynağı olarak koymaktan sıkılmıyorsa..
Ve bu ülkenin sanatçıları, bu ülkenin iş adamları, bu ülkenin sporcuları, bu ülkenin federasyon başkanları, bu ülkenin en büyük spor kulüplerinin başkanları bütün bu komediye alkış tutmaktan utanmıyorsa..
Bir düşünelim derim..

Yazarın Diğer Yazıları