Bir garip hal; Adalet yürüyüşünden AKP'ye zafer devşirmek(!)

Utanmazlığın da bir "haysiyet" eşiği olmalı!

"Adalet Yürüyüşü" başladığı günden bu yana katılan, destekleyen "herkesi" terör örgütleriyle özdeşleştirmeye, hedef göstermeye, itibarsızlaştırmaya gayret eden -artık "yandaş" yetmiyor tanımlamaya- bir grup yalaka kalemşor, dünden itibaren -baktılar maksatları hasıl olamadı- bu sefer de yürüyüşün tabiri caizse etinden, sütünden yararlanabilmenin yollarını aramaya başladı.

"Bu yürüyüş kazasız-belasız tamamlandığı için iktidara teşekkür etmek gerek"ten, "Türkiye'de diktatörlük var, demokrasi yok diyenlere en güzel cevap verilmiş oldu"ya uzanan geniş bir yelpazede, "Adalet Yürüyüşü"nün bütün siyasi kârını AKP'nin hanesine yazmaya çalışıyorlar.

Hele bir tanesi... Hem de memleketin en tecrübeli gazetecilerinden biri... Efendim yürüyüş aslen "sivil itaatsizlik"miş, "yasaya aykırı"ymış ammaaaaa "iktidar hoşgörü ile yaklaşmış"mış...

Yahu ne hoşgörüsü!

İktidarın ve hatta devletin en tepesinden "gittiğiniz yol Kandil ve Pensilvanya'nın yolu" demediler mi yürüyenlere!

Bu mu hoşgörü!

Yahut "yargı yarın sizi de davet ederse şaşmayın" diye tehdit etmediler mi?

Bu nasıl hoşgörü!

***

Bu yürüyüş, CHP Milletvekili, gazeteci Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına itirazla başladığına göre...

Berberoğlu hakkındaki kararın "devlet kararı" olduğunu varsayalım;

"Sivil itaatsizlik" başlattı da ne yaptı CHP?

Yaptığı eylemin "sivil itaatsizlik" olabilmesi için kararı tanımaması ve uymaması gerekir değil mi?

Karara uymayıp da Berberoğlu'nu cezaevinden kaçırmaya mı kalkıştı?

Veya evet 16 Nisan Anayasası'nı tanımadığını ilan etti de...

Eee?

O Anayasa uyarınca yapılacak 2019 seçimlerinde aday mı çıkarmayacak mesela?

***

Hoş, iş ona gelirse...

"Sivil itaatsizlik" de dünyanın birçok ülkesinde artık "hak" klasmanında...

Bu milletin bizzat kendi yasalarından kaynaklanan bir "meşru müdafaa" hakkı var...

Da...

Durum o değil.

Durum o değilken, oymuş ve ona rağmen CHP liderine müsamaha gösterilmiş gibi üstten üstten yazıp çizmek hep ayıp, hem de korkunun dağları nasıl sardığını gösterdiği için yalakalık müessesi açısından büyük açık!

***

Adalet için yürümek yasaya aykırı değildi ama diyelim ki öyle...

Bir eylem yasaya aykırı ise devletin görevi ona müdahale etmektir; "yasaya aykırıydı ama öyle hoşgörülüyüz ki müdahale etmedik" diye bir böbürlenme olmaz; görevi ihmalin, bir suçun itirafıdır bu!

***

Medyanın David Copperfield'ları

---------

Elbette iktidar yanlısı gazetelerin dün "adalet" manşetleriyle çıkmasını beklemiyorduk ama bu kadarı da utanç gazetecilik adına...

Yürüyüşü küçülterek aktaran yandaşı onaylamam ama yapmaya çalıştığı şeyi anlarım.

Yürüyüşü çarpıtarak aktaran yandaşı onaylamam ama yapmaya çalıştığı şeyi anlarım.

Bunu anlamıyorum!

Anlayamıyorum!

Kendisini "gazete" olarak tanımlayan bir kurum, ülkede yaşayan herkesin haberdar olduğu, bırakın ülkeyi dünyanın haberdar olduğu bir olayı nasıl "hiç olmamış gibi" yok sayabilir? Nasıl bir tek satır bile yer vermeyebilir?

Herkesten önce okurlarının hesap sorması gerekir; engellenen onların haber alma özgürlüğü çünkü!

Bu arkadaşlar madem ki, milyon kişiyi "buharlaştırabilme" kabiliyetine sahipler, yetenekleri zayi olmasın. Gazeteciliği gazetecilere bırakıp sihirbazlıkla uğraşsınlar!

***

Sayının ne önemi var?

-------

"Adalet Yürüyüşü"nün finali olan Adalet Mitingine kaç kişinin katıldığı konusunda devletin kurumları arasında bile uzlaşma sağlanamadı. Emniyet başka sayı veriyor, Valilik başka... CHP zaten bambaşka... 1 milyon kişilik bir uçurum var  ilan edilen bu sayılar arasında...

1 milyon 100 bin değil de 100 bin kişi gitti diyelim Maltepe'ye az mı?

On binlerle değil Kemal Bey bir başına yürüdü diyelim, anlamsız mı?

İlla kitlesel bir katliama mı dönüşmeli; on kişi, yüz kişi, bin kişi uğradığında da adaletsizlik, adaletsizlik değil mi?

***

GEL DE SORMA

------

"Ergenekon" etiketli Silivri kumpasının yargı ayağını oluşturan hakim ve savcılar hakkında 600 yıla kadar varan hapis cezası istenmiş... Peki ya o hakim ve savcılara zırhlı araçlar tahsis edenler, heykellerini dikmeye kalkanlar?

Yazarın Diğer Yazıları