Bir İlke imza atıldı

Bir İlke imza atıldı
ABD'de 8 Kasım'da gerçekleşecek Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti Hilary Clinton'ı başkan adayı olarak resmen ilan etti.

Hilary Clinton bu adaylığa Amerika'da Başkan adayı seçilen ilk kadın olarak tarihe geçti. Kurultayın ilk gününde çok heyecanlı bir konuşma yapan Hilary Clinton, kendisini destekleyenlere teşekkür ederken küçük kız çocuklarına seslenerek: "Bundan sonra sıra sizdedir" dedi.

Bu seçimlerde farklı ilkler de yaşanmıştır. Her iki aday da kendi partilerinin tamamının veya ezici çoğunluğunun desteğini alamadılar. Amerikalılar tarafından her iki aday için (Trump ve Clinton) birinin neredeyse deli diğerinin ise saf bir kişiliğe sahip olduğu ileri sürülmektedir.

İlk defa her 2 aday seçim kampanyalarında alışılmamış ifadeler hatta belden aşağı kelimeler kullanmaktadırlar. Bu bağlamda Demokrat Parti telefonlarının Hilary Clinton lehine dinlendiğini ve bazılarına göre Rusya'nın bu organizasyonun arkasında olduğu iddia edilmekte.

ABD medyasının taraf tuttuğunun boyutları bu seçimde açıkça görülmüştür. Nitekim Trump'ın kazanmasıyla ABD'nin geleceği bile tehlikeye düşeceği gibi ifadeler kullanılmıştır. İlk defa Amerika'da seçimle ilgili yapılan anket sonuçları fazlasıyla şüphe yaratmasının yanı sıra aynen İngiltere'de AB referandumunda olduğu gibi anket sonuçlarının doğruluğu konusunda soru işaretleri oluştu. 

Her iki aday da ilk defa değişimden söz etmektedir. Clinton, Amerika'da ilk defa bir siyahinin başkan olmasının ardından Beyaz Saray'da bir kadının oturmasının tarihi değişim olduğunu, Trump ise "Amerika derhal Clinton'ların hegemonyasından kurtarılmalıdır" demektedir. 

Clinton'ın, eski bir Dışişleri Bakanı olarak diplomatik kuralları iyi bilmesinin yanı sıra müthiş bir bilgi birikimine sahip olduğu iddia edilmektedir. Demagojik bir şahsiyete sahip olan Trump'ın; yabancılara, göç edenlere, azınlıklara ve Müslümanlara karşı tutumunun Amerika'da kabul edilebilir olduğunu seçim sonuçları gösterecektir.

Kurultay'ın ikinci gününde konuşma yapan Bill Clinton, 45 yıllık eşi Hilary'nin insani yüzünü anlatarak neredeyse seçmenin kalbine seslendi. Eski Başkan rakiplerinin Hilary Clinton hakkında çizdikleri imaja inanmamalarını dile getirdi. 

Ayrıca eski Başkan Clinton, "1970 yazında bir kızla tanıştım" diye başlayan ve 42 dakikalık oldukça kişisel konuşmasında,  evlilik teklifinden, izledikleri filmlere kadar birçok anısını paylaştı. Eşinin çocuklar, göçmenler, kadınlar ve engelliler için verdiği mücadeleyi anlatan Clinton eşinin hiçbir zaman statükodan yana olmadığını ifade etti.

Trump'ın durumuna gelince bir Yugoslav göçmeni olan modelist eşi Melania Trump ile ilgili olarak GQ Amerikan dergisi;  kocası gibi müphem bir kişiliğe sahip olduğunu iddia etmektedir. 1970'de Yugoslavya'ya bağlı Slovenya'da dünyaya gelen Melania 1992'de Slovenya'da yapılan bir defilede 2. olmuş. 1996'da Amerika'ya göç eden Melania tesadüfen New York'ta yeni bir moda haftasında Trump'la tanışmıştır. 2005'de evlenen Trump çifti olağanüstü bir düğün yapmış, Clinton çifti ve New York'un ileri gelenlerini davet etmiştir. Melania konusunun ilginç yanı Amerikan vatandaşlığına ancak 2006'da geçtiğidir. Yani göç ettikten 10 yıl sonra. Trump, eşini de göçmen diye sınır dışı mı edecek?

Çalışmalarını uluslararası alanlara taşıyan FETÖ terör örgütünün Hilary Clinton'a yüklü miktarda bağışta bulunduğu Trump tarafından iddia edilmekte. Her ne kadar Hilary Clinton'ın seçilecek olması muhtemel görünse de ister Trump ister Clinton seçilsin her ikisi de Amerika'daki derin devletin planlarını uygulamak zorundalar. Amerika'nın Ortadoğu ile ilgili hedefleri arasında İsrail'in güvenliği, petrol kuyularının denetimi ve sözde demokrasi bekçiliği, dolayısıyla ülkeler bu hedefler çerçevesinde kendine göre bir yol çizmek mecburiyetindedir.