Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Bir kitabın düşündürdükleri!

Ayrılığın buyruk altına girmek, parçalanmanın da yutulmaya hazır hale gelmek olduğunu tarih kaydediyor. Şairlerin "Öz yurdunda garip öz vatanında parya" hali ya da  öz yurdunda "hanümansız serseri" konumuna gelmek dediği hal yaşanmak istenmiyorsa, birlik olmak şarttır.

Birleşmek ya da ayrışmak!

Atalar bu yüzden yüzlerce yıldır hep şu ikazları yapmışlardır: Titreyiniz ve kendinize geliniz! Birbirinize düşmeyiniz! Davanızı terk etmeyiniz! Yabancıların armağan ve vaatlerine aldanmayınız!

Bilge Kağan'dan sekiz yüz yıl sonra ayrılığın, birbirine düşmenin ve tefrikanın nasıl bir tehdit olduğunu Yavuz Sultan Selim, bir mısraında şöyle anlatır.

"Milletimde ihtilâfü tefrika endişesi

Guşe-i-kabrimde hattâ bikarar eyler beni" der.

Ayır/buyur ve böl/yönet stratejisini izleyen düşmanların Türk milleti üzerinde nasıl bir tehlike yarattığını  da Mehmet Akif şöyle ifade eder:

 "Tefrika girmezse bir millete düşman giremez

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez".

 İstiklal Marşı'nın yazarı, birliğin, beraberliğin ve aynı amaç için yüreklerin çarpmasının sağlayacağı sonuçları da şöyle anlatır:

"Değil mi cephemizin sinesinde iman bir

Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz

Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!"

İrfan sahibi Anadolu'nun aksakallı ihtiyarları "heybe dinli olmayın, torba dinli olun!"  diye telkinde bulunmuşlardır.

Milli birlik ve beraberlik, tarihe, topluma ve geleceğe karşı çok daha fazla sorumluluk duygusu içinde hareket etmeyi gerektirmektedir. Düşüncelerinin bedeli olarak binlerce kurban vermiş olan  hareketlerin çeperlerini genişletmek gibi ağır bir sorumluluğu vardır.

Başarısızlığı, hatayı ya da yanlışı düşmanın sırtına yükleyerek zafer kazanmış bir topluma tarih henüz tanıklık etmemiştir. Zafer, tarihi yeniden yazmaya değil yapmaya cüret edenlerin olacaktır.

Başarının yolu bilgilenmekten, yenilginin ise cehaletten geçmektedir.

İnsanlar bilmediklerine düşmandır!

Türkiye'de her farklılık ve ayrıntı toplumu karşı karşıya getirmekte kullanılmaktadır. Bu bağlamda mezhep ve etnisite en büyük ayrıştırma nedeni olarak kullanılmaktadır. Farklılıklar önyargı, cehalet ve fanatizmle birleşince zenginlik değil çatışma kaynağı haline gelebilmektedir. Bunu yenmenin yolu da bilgilenmekten geçmektedir.

Yazar Ali Rıza Özdemir, tevhidi esas alarak  etnisite (Kürt-Türk) ve mezhep (Alevi-Sünni) üzerine kafa yoran beyinlerin başında gelmektedir. Bu bağlamda yaptığı araştırmalardan bazıları şunlardır: Kürtleşen Türkmen Aşiretleri: Kayıp Türkler, Aleviliğin Yazılmayan Tarihi, Kürt Aleviliği, On İki İmam, Zazalar ve Türklük, 101 Soruda Kürtler vb.

Özdemir, son olarak "A'dan Z'ye Alevilik" adlı  orijinal bir çalışmaya imza atmıştır. Bu çalışmada Alevilikte kullanılan kavram ve deyimler derli toplu bir biçimde bir araya getirilmiştir. Bu çalışmada Aleviliği anlamada kullanılabilecek kavramların dökümü yapılmıştır.

Bilindiği gibi insanlar harflerle yazar, kelimelerle konuşur kavramlarla da düşünürler.  Çalışma Aleviliği anlamada bir başlangıç niteliğinde olduğuna özellikle vurgu yapılmıştır. Bu çalışmada izahı yapılan kavramlardan bazıları şunlardır: Çerağ, Dört Kapı-Kırk Makam, Ehl-i Beyt, Gülbang, Nefes, Lokma, Musahiplik, Rızalık, Takiye, Velayat vb.

Alevilikle ilgili olarak yanlış bilinen doğruların ya da doğru bilinen yanlışların farkına varmanın hayati önemi vardır. Bu nedenle de bu tür hacmi küçük mesajı derin çalışmalara ihtiyaç vardır.  Birlikte iç içe yaşayan insanların birbirlerinin inanç alanları konusunda bilgilenmeleri barış içinde yaşamanın da sigortasıdır.

Bilgi en büyük güç, cehalet ise en büyük düşmandır.  Bu ve benzeri çalışmaların sayısının artması Alevilik konusundaki bazı kesimlerin cehaletinin yenilmesine katkı sağlayacaktır. Bu çalışmanın bu katkıyı sağlaması dileğiyle…

Not: Ali Rıza Özdemir'in "A'dan Z'ye Alevilik" kitabı Kripto yayınları arasında çıkmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları