Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Bir roman iki insan: "Aşk Yanığı"

Bir otobüs kazası, iki ayrı karakterde insan ve bir aşk hikayesi. Hatta ötesi; aşk hastalığına dönüşen kurtulması güç, tedavisi olmayan bir durum...
Roman kahramanı David (Davut) ailesi ile yaşadığı sorunları çözmek için Almanya’dan Türkiye’ye gelmiştir. Bir gece yolculuğu sırasında çok kişinin öldüğü kazadan yaralı olarak kurtulur. Kazadan kurtulur ama aşk hastalığına yakalandığı Tyra ile de bu sayede tanışır. Tyra o sıkıntılı anda onun hayatta kalmasına yardımcı olur. Kazadan sonra doktoru getirir, kahramanımızla yakından ilgilenir. David’in kazadan sonra hatırladığı Alman plakalı bir araç, sarışın güzel bir kadın ve yalnızlığıdır. Bu olaylar geliştikten sonra Tyra, David’e yardım eder ve arabasına binip gözden kaybolur.
David içinse kaza öncesi ve sonrası olmak üzere hayatı yeniden şekillenir. O artık vazgeçemeyeceği bir aşkın girdabında debelenmektedir. Almanya’da büyümüştür ama kendini oraya da ait hissetmemektedir. Zaten ailesi ile ilişkileri son derece kopuktur. Hayatını borsadan kazandığı paralarla sürdürmektedir ve yol arkadaşı Gabriel dışında da pek dostu yoktur. Anlaşılan ait olma  duygusunu hiç tatmayan roman kahramanımız belki de içindeki anlamsızlığı yada hayatındaki boşluğu doldurmak amacı ile sadece o anda gördüğü kadına aşık olmuştur...
Araba plakasından kadının oturduğu şehri bulur, ama onun hayal ettiği kişiyle Tyra aynı kişi değildir aslında. İki farklı ve kopuk hayat bir geceliğine de olsa buluşur, birleşir... Ertesi sabah Tyra gitmiştir, ama David’in tutkusu daha da büyümüş vazgeçilmez olmuştur. Kadın için yaşanan bir gecelik kaçamak David için ise vazgeçilmezin başlangıcı olur. David  Tyra’yı her yerde arayacaktır. En son Prag’da olduğu bilgisine ulaşır. Ama hayal kırıklıkları da peşini bırakmayacaktır. Birbirlerine ve kendisine yabancı bir ilişki yada tek taraflı bir yalnızlık istenmese de yaşanmaya başlamıştır artık. Kısacası roman içinden çıkılmaz duygular yumağına dönüşecektir.  
Bu vesile ile eserin yazarı Feridun Zaimoğlu David’de yarattığı  “yabancı” yla varoluşçuluğun vazgeçilmez tartışmalarını da tekrar gündeme taşıyor. David bir aşkın izini sürerken aslında kendi varlık, yada varoluş sebebini sorguluyor. Ardından koştuğu aşk aslında onun kendi hayatındaki boşluğu ve yokluğu sorgulama veya anlamlı kılma hali gibi. Bazen yaşananlar, yaşamak istediklerimiz değil yada yaşansa bile kendimizi ifade edemediğimiz anlar olur ya işte öylesi bir karmaşadır hayat...
Bana göre Zaimoğlu’nun  “Aşk Yanığı”  romanındaki karmaşa da hayatın ta kendisi.
Eleştirmenler Zaimoğlu’nun Aşk Yanığı’nda  modern bir aşkı, romantizm geleneği içinde anlatmayı başardığını yazmışlar. Aslında David yeni bir hayat’a başlamak istiyor. Tyra onun bir anda rastladığı ve kendini bulma çabasının aracısı gibi. Bir sebep, bir ivme. Ama gerçekten romantik bir aşk mı? Böyle görülebilir mi ben emin değilim, ama siz değerli okurlarımın buna karar vermesi  için okumanızı önereceğim keyifli ve farklı bir tarz  “Aşk Yanığı” . Bana sorarsanız aşksal değil de varoluşsal bir roman demek daha doğru olur.
Kararını siz verin. Anlatımı güçlü, keyifli, okuyucuyu zorlayan bir çalışma. Zaimoğlu’nun ellerine sağlık.

Yazarın Diğer Yazıları