Bir tarih cinayeti işlendi

Bir tarih cinayeti işlendi
Bir tarih cinayeti işlendi

Cumhuriyetle hesaplaşmada son perde

Bir tarih cinayeti işlendi

Atatürk Orman Çiftliği'nde Mustafa Kemal'in çiftlik evi olarak kullandığı, zaman zaman dostlarını ağırladığı Marmara Köşkü kimsenin haberi olmadan yıkıldı.

Köşk, tescilli kültürel miras idi. Cumhuriyet'in modernite projesinin ilk örneklerindendi.

Yılın başlarında riskli yapı olarak ilan edilip yıkılmak istenmiş, TMMOB'ye bağlı odaların açtığı dava sonucu yürütmeyi durdurma kararı verilmişti.

Köşk, mahkeme sonucu beklenmeden, 19 Mayıs'tan birkaç gün önce yıkıldı.

Bir tarih cinayeti işlendi.

İsviçreli Mimar Ernst Egli'nin çizimi olan bina 1930'ların mimarisinden örnekti...

(…)

Cumhuriyet'le hesaplaşan zihniyet doğal olarak Cumhuriyet'in simgesi sayılan yapıları da görmek istemiyor. Hukuk, yargı, tarih, mimarlık... Binalarla birlikte bu saygın kavramları da yıkıyorlar.

Melih Aşık Milliyet

 

 

*

 

 "Müttefik"lerimiz PKK'ya silah yağdırırken "Terör belası"ndan nasıl kurtaracaksınız?

Bir hafta önce, 13 Mayıs'ta PKK Hakkari Çukurca'da askeri üsse saldırı düzenledi, çatışmada 6 asker şehit oldu.

Destek için çatışma bölgesine sevk edilen 2 F16 taarruz helikopterinden biri yerden açılan ateş sonucu düştü, 2 askerimizi daha şehit verdik..

Genelkurmay "helikopterin PKK'lılar tarafından düşürüldüğünü" kabul etti.

 "Ülke içinde ilk kez" bir helikopter teröristler tarafından düşürüldüğü için olay çok önemli, buna rağmen gündemdeki "daha az önemli konular" arasına giremedi.

***

 Güvenlik Uzmanı Mete Yarar; PKK'nın kolu PYD'ye hem ABD'nin, hem de Rusya'nın silah verdiğini…

 Bu füzelerin "bir ülkenin onayı olmadan alınabilecek füzeler olmadığını" söylüyor.

 Helikopterler Güneydoğu'da çatışmalara giren, her an terör tehdidi altında olan güvenlik güçleri için cephane ve kumanya taşıyor.

 Operasyonlarda, saldırılarda hava desteği sağlıyor. TSK kendi ülkesinin topraklarında güzergah mı değiştirecek, bunu terör örgütünün kontrol sağladığı bölgelere göre mi yapacak?

18 Nisan'da İngiliz Daily Telegraph gazetesi "Kürt güçlere gönderdikleri silahlar" için bu ay başında cephane de gönderileceğini yazdı.(Batı için PYD-PKK, peşmerge fark etmiyor, hepsi "Kürt güçler").

 ***

İki gün önce ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi tarafından düzenlenen "Suriye'deki Savaş" oturumunda ABD'nin son Şam Büyükelçisi Robert Ford nihayet "PKK-PYD ilişkisini ve ABD'nin onlara verdiği desteği" dile getirmiş.

(…)Binali Yıldırım "Terör belasını Türkiye'nin gündeminden çıkaracağız" dedi.

 ABD ve AB'nin, Rusya'nın silah ve diğer desteklerini kesmeden gerçekleştirmek mümkün değil!

Güngör Mengi Vatan

 

 

*

 

At martini…

 Müs­tak­bel Baş­ba­kan "te­rör be­la­sı­" di­ye­rek ge­nel­le­me yap­tı­ğı­na gö­re…

Ne ka­dar te­rör ör­gü­tü var­sa gün­dem­den çı­ka­ra­cak, hep­si be­la­sı­nı bu­la­cak!..

Bu­la­cak da…

O, bu ga­ran­ti­yi ver­di­ği gün, iki pi­lo­tu­mu­zun şe­hit ol­du­ğu Kob­ra he­li­kop­te­ri­nin fü­zey­le dü­şü­rül­dü­ğü açık­lan­dı…

Di­yar­ba­kır Sur, Ciz­re, Nu­say­bin, Yük­se­ko­va düm­düz!..

Ah­met Bey, Sur il­çe­si­ni To­le­do ya­pa­cak­tı, kol­tuk­ta­ki öm­rü ve­fa et­me­di, en­ka­zı Bi­na­li'ye bı­rak­tı…

Te­rö­rü Tür­ki­ye'nin gün­de­min­den çı­kar­mak, hız­lı tren (!) yap­ma­ya, İs­tan­-bu­l'­da ban­li­yö tren­le­ri­ni kal­dır­ma­ya; "Mar­ma­ra­y" di­ye Ay­rı­lık­çeş­me ile Kaz­lı­çeş­me ara­sın­da hat çek­me­ye; 3. köp­rü ve 3. ha­vali­ma­nı ile bağ­lan­tı yol­la­rı iha­le­si­ni da­ğıt­ma­ya ben­ze­mi­yor!..

Te­rö­rü gün­dem­den çı­ka­ra­cak­sın da kaç vak­te ka­dar?..

Üç mü, beş mi, on mu?..

Ha­ni "Yağ­ma­san da gür­le­" der­ler ya, bu da o he­sap!..

Ya da "At mar­ti­ni Deb­re­li Ha­san dağ­lar in­le­si­n" der­ler…

Her şey­den ön­ce se­nin o kol­tuk­ta­ki öm­rü­nü ta­yin ede­cek li­de­ri­ne sor­dun mu?..

Te­rö­rü gün­dem­den çı­ka­ra­cak sü­re ka­la­bi­le­cek mi­sin o kol­tuk­ta?!..

Mehmet Türker Sözcü

 

 

*

 

Belki  dışişlerine de 'düşük profilli' biri getirilir!..

 (…) Belki MİT Müsteşarı Hakan Fidan Dışişleri Bakanı olur.

 Ne demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan? 'O benim sır küpüm'.

Fidan; 'Arap Baharı'sonrasında Ankara'nın tüm sırlarını biliyor.

Başta Suriye olmak üzere bölgedeki tüm silahlı gruplarla ilişkiler, bu ve benzeri oluşumların Türkiye'deki faaliyetleri, yabancı istihbarat örgütleriyle ilişkiler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bildik bilmedik tüm dış ve iç ilişki ve faaliyetleri.

Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan, Obama ya da Katar ve Suudi Arabistan emir ve kralı ile görüşürken masada Fidan da oluyor…

Hüsnü Mahalli Yurt

 

 

*

 

ÖZET…

MHP ikiye, üçe, dörde bölündü, Bahçeli de yedeğe alındı. AKP kongre yapacak, dümenine sınırlı vardiya zabiti atanacak.

Siyaset, Saray'ın yetkisini artırma kurgusuna uyduruluyor.

Yetki artırılmazsa yetke tehlikeye girecek çünkü.

Işık Kansu Cumhuriyet

 

 

*

 

29 Mayıs ruhu(!)

19 Mayıs'a iki gün kala mahsus yapar gibi, ki tabii mahsus yapılıyor, her yer 29 Mayıs Fetih afişleriyle donatılmış. Cumhurbaşkanının fotoğraflarıyla Yenikapı'da İstanbul'u fetih törenine çağrı yapılıyor. Acaba memleketin içinde bulunduğu durum, 500 küsur yıl önce İstanbul'u Osmanlı'nın nasıl fethettiğiyle övüneceğimiz durum mu, yoksa 97 yıl önce memleketi tekrar fethetme azmi ve ruhuyla Atatürk'ün 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkma ruhunu anmamız gereken durum mu?

 

(…) sen bugün IŞİD çetesinin roket atışlarından Kilis'i koruyabiliyor musun? İnsanlar gazetelere ilan veriyor, sarayına gelip "Can ve mal güvencemiz kalmadı" diye ağlıyor!

 

Ya Diyarbakır, Mardin, Şırnak, Hakkari? Hendek savaşlarında 500'ü aşkın asker polis, şehit vermişiz. O hale gelene kadar terör örgütü yuvalanmış, söküp atamıyoruz, köylülerimizi toza toprağa dönüştürüyor, bomba yüklü kamyonlar ülkede cirit atıyor, biz Osmanlı İstanbul'u fethetmişti diye Yenikapı'da şölen yapıyoruz! Bırak Yenikapı'yı da Güneydoğu'yu yeniden fethedelim, madden, ruhen!

 

***

Gün, ne statta kızlı erkekli öğrencilerimizin el ele ront yapma günü, ne de surlarda İstanbul'u yeniden fethetme müsameresi günü! Her ikisi de mazide kalan küçük mutluluklarımız. Bir zamanlar Dolmabahçe İnönü stadında Kuleli öğrencileriyle Kandilli Kız Lisesi öğrencileri renkli gösteriler yapardı. Deniz Harp Okulu öğrencilerinin yaptığı kuleyle kimse boy ölçüşemezdi.

 

Şimdi ne İnönü stadı kaldı, ne gösteri. Askeri okul öğrencileri şimdi dağlarda çarpışırken nasıl öleceklerini, ya da helikopterlerinin hangi silahlarla hedef alınacağını düşünüyor! Bu demek değil ki 19 Mayıs'ta oturup ağlayalım! Yine Anıtkabir dolup taşacak, ülkemizin yüz akı bir bilim adamı, Aziz Sancar, aldığı Nobel'i getirip Atatürk'e sunacak!

(…)

 

29 Mayıs'ta Yenikapı'da kim ne sunacak? İstanbul'u fethettik derken iyi düşünmeli. Her yere bina yapıyoruz. Satın alacak Türk kalmadı…

Yazgülü Aldoğan Posta

 

*

1-551.jpg

Latif Demirci Hürriyet