Bir türlü Japon olamadık

     Japonya'da olsaydı sonuç bizdeki gibi olmazdı. Ya bakan, ya başbakan görevinden istifa ederdi. Ülkede, İmparatorun istifası diye bir gelenek olsaydı o da derhal tahtını bırakırdı...

      Tokyo'yu sel götürseydi...

      Bunlar yaşanabilirdi...

      Sel İstanbul'u götürdüğü ve bizde de sorumluların bu japonca (!) usulden haberleri olmadığı için herkes yerini muhafaza etti...

      İstifa eden olmadı...

      * * *

      Ne başbakanın, ne su bakanının, ne Büyükşehir Belediye Başkanı muhteremin kılı kıpırdadı. Biri "Geçmiş olsun" dedi, diğeri "Londra'yı da sel basar" diye hatırlatma yaptı... 

      En komik lâfı su bakanı etti, uzmanların "Tsunami"diye açıkladıkları ve halkı korkutan denizin kabararak kıyıları basmasını "Su yükseldi" diyerek olağan saydı...

      Türkiye'de bu kafadaki insanların istifasını beklemek beyhude...

      Ülkenin kaderi maalesef Japonlar gibi siyasal onura sahip olmayanların ellerinde...

      * * *

      Başkalarını taklit edelim demiyorum; ancak en azından Japon'un siyasal anlayışını ve sorumluluk duygusunu görelim ve ibret alalım diyorum!

 

Bizden söylemesi

------------------------------

      Almanlar bizi korkutamaz, biz cesur insanlarız, kimseden korkmayız...

      Bizi kimse küfrederek yıldıramaz, ağzımız bozuktur, ana avrat dümdüz gideriz, gık diyemezler, pısarlar...

      Kimse bizimle uğraşmasın, yoksa çok fena yaparız...

      Dost, müttefik, komşu momşu filan tanımayız, dünyayı başlarına geçiririz!         

          Söyleyelim de söylemediniz demesinler!!

 

Gurme ve İsmet Usta

----------------------------------

     Yolumuz Düzce'ye düştü, kadim bir dostu ziyaret edeceğiz. "Buyrun, öğleden sonra gelin" dedi...

     Hafta sonu, trafik yoğun olur diye düşündük, erkenden İstanbul'dan çıktık.

     Kahvaltımızı Mehmetçik Vakfı tesislerinde yaptık...

     Dört dörtlük bir tesis, tıklım tıklım dolu, gözünü açan bizim gibi Mehmetçik'e koşmuş...

     Burada kahve altı, çok güzel beslenebiliyorsunuz...

     Epey oldu bu kentimize gitmeyeli, bakalım ne halde  dedik...

     * * *

     Büyümüş, serpilmiş, modern bir kent olup çıkmış. Sakarya komşu kent, Düzce onu da geçmiş, geride bırakmış. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilçe belediyelerin başındakiler Düzce'ye bakıp ibret alsınlar...

     Yalnız belediyenin bir işgüzarlığını beğenmedim, Rabia işaretini heykel haline getirmesi yanlıştı...

     * * *

     Öğle sıcağı bastırıyordu, yemek saati gelmişti. İnce eleyip sık dokumadık, kapısında "Gurme" yasan börekçi görünümlü dükkâna girdik...

     İçerisi püfür püfür, klimalar alesta.....

     Tesisin kafe restoran olduğunu anladık, zengin bir mönü, genç ve pırılpırıl bir kadro, muhteşem bir usta ve deden kalma mesleği sürdüren genç bir patron...    

     Tesisin bahçesi de var, fonda dinlendirici bir latin müziği, harika bir servis...

     Her şey güzeldi, Düzce'de lezzetli bir öğle yemeği yedik. Giderseniz, İstanbul Caddesi sizi de Gurme'ye ulaştırır...    

 

ANLAMLI SÖZLER

---------------------------

     Her insan uyurken masumdur- (Prof. Dr. Recep Doksat)

Yazarın Diğer Yazıları