Bırakınız taşsınlar, bırakmayın sapsınlar

Gençler bugünlerde Orta Doğu’daki internet tabanlı ayaklanmaları da hatırlatan protestolar gerçekleştiriyor. Gençlerin sokaklarda yürümesinden ve hatta aşırı siyasi görüşleri benimsemesinden pek rahatsız olmuyorum. Aksine tepkisiz ve vurdumduymaz genç nüfus beni kaygılandırıyor. Bu sadece Türkiye’nin de değil, gençlerin idealsizlik hastalığı bütün dünyayı kasıp kavuran bir sorun.
İdealsizlik, gayesizlik, amaçsızlık, fikirsizlik vs. adına ne derseniz deyin halen yaşadığımız sosyal duyarsızlık çok daha büyük bir tehlikeye doğru ilerliyor. Batıda son 20 yıldır hızlanan, ahlaki çöküntüden kaynaklanan fuhuş, çeteleşmeler ve madde bağımlılığı ile sonuçlanan ’anomi’ hastalığı Türkiye’ye kademeli olarak yansıdı. Korkuyorum ki salgın daha da büyük boyutlara ulaşacak. Gençlerin bir dünya görüşü ve pusulası olursa bu tür bataklıklara sapmazlar, ilerde akıllarını kullanarak doğru istikametlere yönelebilirler diye ümit ediyorum.
Ailelerin soğuk savaş yıllarından, klasik sol - sağ kavgalarının yaşandığı yıllardan kalma korkularını anlıyorum. Ancak bugünkü tehlike öncekinden çok daha büyük. Şöyle anlatayım. Aynı apartmanda başka bir dinden, hatta ateizmi benimseyen, farklı bir milletten, değişik bir mezhepten ve muhalif siyasi görüşteki bir komşuyla oturmaktan rahatsızlık duymam. Fakat komşum, sürekli sarhoş gezen, küfürbaz ve cinsel sapık olursa o apartmandan bir an önce ayrılmayı tercih ederim. Çünkü kendisine göre de olsa ahlaki değerleri olan ve insanlıktan nasibini almış kişilerden sıkıntı gelmez. Eşinizi, çocuklarınızı gönül rahatlığı ile bırakıp işinize gücünüze gidebilirsiniz.
Şimdi düşmanla on-line yaşıyoruz. Kapıdan pencereden değil, doğrudan ekranlardan ailelerin beynine ve kalbine ulaşıyor. Çoğu ebeveyn çocuklarının bilerek veya bilmeyerek evlerini BBG evine çevirdiğini ve sapık kişiler tarafından dikizlendiğini dahi bilmiyor. Bilgisayarın başından alamadıkları çocuklarının, oyun oynarken aynı anda nasıl sesli ve görüntülü mesajlaştığından habersizler.
En masum şekliyle; öğrenciler ödev sitelerinden konu ararken, sıradan bir kelimeyi araştırırken (search’lerken) birden karşılarına en iğrenç porno sahneleri çıkabiliyor.  “Bundan rahatsız değilim. Çocuğum bunları da öğrensin!” diyorsanız yazımızın devamını okumanıza gerek yok. Fakat endişeliyseniz, o zaman bir filtreleme mekanizmasına ihtiyaç duyuyorsunuz demektir. Abartmıyorum, çok kullanılan kelime etiketleri (tag) ile gerçek yüzünü perdeleyen milyonlarca site var. Bunlar üzerinden de bir tıklanma çılgınlığı ve reklam sektörü faaliyet yürütüyor.
Youtube’un, Ekşi Sözlük’ün yasaklanması gibi saçmalıklar ayrı bir yazı konusu. Milli değerlere hakaret ediliyor diye yasaklamaya kalkarsanız, yasakları kırmanın cazibesiyle meraklıları (proxy) ayarlarınızla oynar, ’tünel’ kazıp yine ulaşır. Halbuki aleyhte her video ve yazıya karşı on tane de siz koyarsanız, zararı en aza indirirsiniz. Belki gençleri biraz okumaya ve araştırmaya sevkedeceği için motivasyon dahi sağlayabilir. Ancak 10 yaşındaki bir çocuğun, sübyancılık ve hayvan istismarı gibi iğrenç görüntülerle karşılaştığında yaşayacağı travmayı atlatması için profesyonel psikolojik destek alması gerekir. Yasaklamalar acemice olabilir. Fakat cinsellik bezirgânı, porno tezgâhçısı ve sapıklık pazarlayıcısı sektörlerin avukatlığını yapmanın da lüzumu yok.
İnternetin dünyasının nasıl bir sanal cehennemi içinde barındırdığını duymayan var mı? Avrupa bile “Siber Suç Sözleşmesi”  imzalarken peki nedir bizdeki bu sınırsız internet ulaşımı sevdası!.. Oysa yeni yönetmelik sadece modem ve ADSL hatlarının dağıtımını yapan şirketlere  “İnternetin Güvenli Kullanımına”  yönelik ücretsiz alternatifler sunma yükümlülüğü getiriyor. 22 Ağustos’tan itibaren İnternet Servis Sağlayıcısı şirketler kullanıcılara üç farklı paket daha sunacak: Çocuk paketi, Aile paketi, Yurt içi paketi. Güvenli İnternet Hizmetini seçen bundan memnun kalmazsa filtresiz (Standart Profil) servise geçebilecek. Haydar, sarışın, liseli vb. ’kara liste’kelime sınırlamasını ise sözkonusu şirketler çocuk ve aile paketleri için isterse kullanabilecek. Üstelik internetin ’zararsız’ hale dönüştürülmesi çocukları için endişelenen aileleri de piyasanın içine çekebilir.
Bırakalım gençler biraz siyasi taşkınlık yapsın ancak tamamen başıboş da bırakmayalım ki sapıtmasınlar.

Yazarın Diğer Yazıları