Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Birim Dans Tiyatrosu ile sahneye döndüler!

Ben bu haftaki sohbetimi biraz gerilerden, okul yıllarından başlayıp günümüze taşımak istiyorum.
Ankara Devlet Konservatuarı, orada eğitim alan, mezun olan sanatçıları için özeldir. Aslında tiyatrosu, balesi, operası, müzik bölümleri, nota yazarlığı, orkestra şefliği vb. bizler tek başımıza geldiğimiz okulumuzdan kocaman bir ailenin mensubu olarak mezun oluruz.
Bale bölümü bu ailenin en önemli ferdidir. Özellikle de bale eğitimi 8 - 9’lu yaşlarda başlayıp 11 yıl süren zorlu bir eğitimden sonra sahne aşkıyla taçlanır. Provalar, gösteriler, derken bir bakarsınız ki, yaş kemale ermiş, 40’lı yıllar gelivermiş. Bu demektir ki, klasik bale ile yollarınızı artık ayırmalısınız. Peki dans biter mi? Tabii ki hayır. 40 yaşını geçtikleri için bale eserlerinde rol alamayan bale sanatçıları (BDT) Birim Dans Tiyatrosu ile yeniden sahneye döndüler. Hepsi profesyonel klasik bale dansçısı, köklü bir geçmişleri ve tecrübeleri var. En büyük hayalleri ise emekli olacakları güne kadar dans etmek.  Belki bale değil ama tiyatral açıdan dans ediyorlar. İlk temsillerini “Guguk Kuşu” isimli dünyaca tanınan eserle sunan “BDT” şimdi de Turgut Özakman’ın “Töre” isimli eserine hazırlanıyor.

Ben sizler için BDT’nin kurucusu ve Genel Sanat Yönetmeni, devlet balesinin çok önemli dansçılarından koreograf, rejisör İhsan Bengier’e sordum; gerisini ondan dinleyelim...
Biliyoruz ki dans etmek sadece klasik bale ile sınırlı değildir. Birim Dans Tiyatrosu’nun kurulum amacınız nedir ?

Şu sorudan yola çıktık öncelikle; Klasik Bale yapma zamanı geçen insanlar ne yapacaklar ? Klasik balede de sadece belli bir yaş üzerinde kral, kraliçe, ana, baba gibi kısıtlı roller var. Bunlar da parmakla sayılacak kadar az kişi sayısı ediyor ama dansın açılımı çok büyük. İşte biz BDT ile klasik bale yaşantısını bitirmiş profesyonel dansçılara tekrar dans etme imkanı
sunuyoruz. 

Bu topluluğun kurulumunda “Onlar bankamatik memurları” söylemleri de etkili oldu mu?
Açıkçası bu söylemden ziyade, şuna üzüldük. “40 yaşından sonra bale yapılamaz, artık herkesi emekli edeceğiz” böyle bir takım söylemler vardı. Tabii ki bale yapamıyoruz ama sahneye çıkabiliyoruz. Çok düşük maaşlarla emekli olup sosyal hak ve güvencelerimiz sağlanmadan bir kenara çekilmektense, biz böyle bir oluşumun içine girip hem yaşamımızı, hem de dans hayatımızı daha renkli bir duruma getirdik, hem de onlar bankamatik sanatçısıdır diyenlere karşı bir cevap vermiş olduk.  Ama çok önemli bir sorunumuz daha var. Bunu da sizin aracılığınızla duyuralım. Seyircimiz var, sahnemiz çok az. Yeni sahneler açılmalıdır.

Sizce sanat devlet tarafından sponse edilmeli midir? Devlete bağlı mı, yoksa özerk mi olmalıdır?
Tabii ki sponse edilmelidir. Çünkü bizim yaptığımız sahne sanatları pahalı iştir. Dekor, kostüm, atölyeler gerektirir. Tüm plastik sanatları içinde barındırır. Bu sanatların da bir araya gelmesi ve büyük kitlelerle yapılması pahalı bir iştir. Tabii devlet bu noktada sanatı desteklemelidir. Sanat politikaları olmalıdır. Örneğin bir sanat konseyi kurulabilmelidir. 

Dediğim gibi sahnemiz çok az. Örneğin Ankara’da 7 tane sahnesi olan Devlet Tiyatrosu’nun  Devlet Opera ve Balesi içindeki sahneden çıkması ve o iki günü de bizim değerlendirmemiz çok önemlidir. Çünkü o iki gün öncesinden dekor sök, çıkar, dekor yap. Bu demektir ki çeyrek prova. Ben bunu çok önemsiyorum. Çünkü bu sahneyi 5 ayrı birim kullanıyor. Opera - Bale - Tiyatro. MDT, BDT dolayısıyla çeyrek sahne şeklinde çalışıyoruz. O yüzden en önemli talebimiz sahnemizin olması.

BDT yarın akşam “Töre”  isimli eserle Ankara Çayyolu sahnesinde. İyi seyirler! 

Yazarın Diğer Yazıları