Biz buna layık mıyız?

Kocaman 365 gün geride kaldı. Yeni gelecek 365 gün için her zaman yaptığımız gibi giden günleri aratmaması, ülkemize ve halkımıza hayırlar getirmesi için dualar edeceğiz. Ancak giden yılın hiç de iyi şeyler getirmediğini yaşayarak öğrendik. Giden yıl ki milletimin namusu olan bayrağımızı bölücülerin gönderinden indirip üzerinde tepinerek yakıp yerine bez parçasını astığı günlerdir.
O terör grubu ki asayiş birimleri oluşturarak yol kesip kimlik kontrolü yaptıkları, şehirlerin etrafına hendek kazıp kurtarılmış bölgeler oluşturulduğu zamandır. Bölge halkından vergi toplayıp aldıkları silahlarla güvenlik güçlerimize, kendileri gibi düşünmeyenlere saldırılırken, devletin en üst kademelerinde yer alıp da bölge halkını kalkışmaya çağırdığı bir yıldır.
Şehirlerimizde mafya hesaplaşması sonucu akıtılan kanlar, magandaların bastığı mekanlardaki talan, adam kaçırılmalar ve yağmalar sonucu insanlar üzerinde oluşturulan baskıyla sokakların çıkılmaz yapılması, hakkın, haklının olmayıp güçlünün olduğu imajının yerleştirildiği anlardır.
İnsanların arabalarının yakılması, iş yerlerinin yağmalanmasıyla ülkenin ne kadar güvenilirsiz bir yer olduğunu ortaya koyarak, içte ve dışta itibar kaybının yaşanmasının yanında can ve mal güvenliğinin olmadığı bir ortamda yaşamak zorunda bırakılışıdır.
Kaçakçılığın ülkenin belli kesiminde yasal hale getirilirken, sınırların yol geçen haline dönüştürüldüğü, gümrüklerin kaçakçılık üssü yapıldığı, dürüst vatandaşların yolsuzluğa teşvik edilişidir. Kaçakçıların cezalandırılmasının hainlik ve ihanetle eş anlama getirilip, anmalar yapılmasına seyirci kalınmasıdır.
Aynı ülkenin belli bir bölgesinde yaşayanların vergilerini, elektrik ve su borçlarının ödemelerini yapmadıkları gibi, istedikleri zaman yolları kesip şehirleri yakarak talanlar yapıp, zamanında borçlarını ödeyen masum insanlardan bunların da borcunu tahsile kalkışılmasının vicdanlara sığdırılışıdır. Trafikte bile anılan bölgede sürücülere sürücü belgeleri bile sorulamazken, diğer tarafta ceza üstüne cezaların kesilmesine gidilmesidir.
Vergi borçlarını ödemeyen zenginler halka şikayet edilirken, asgari ücretliden anında vergi tahsili yapılmasıdır. Mahkeme kararlarına rağmen bizlerden peşin peşin kaçak-kayıp bedeli olarak alınan elektrik paralarının ödenmemesi ve bankaların aldıkları haraçların durdurulamaması, yargı kararına rağmen bunları geri almak için şahıslara tekrar yargı yolunun gösterilerek insanlar için bir külfet ve zaman kaybı meydan getirilmesidir.
Meyve, sebze ve kuru gıdalar üreticiden üç kuruşa alınıp, tüketiciye üç yüz kuruşa yedirilirken, halkın %99’unun %1’e soydurulmasının inanç ve hukuk sistemine uydurulmasıdır. Sağlığa zararlı ürünler denetlenmeyerek, denetlenenler için ise gerekenler yapılmayıp, halka tükettirilmesi sonucu halkın yaşamak için ilaçlara bağımlı kılınmasıdır.
Hırsızlık ve gaspın artmasına müsamaha edilerek, halkın gına getirilmesidir. Konuyla ilgili yasa yoksa, yasa çıkarılması, varsa uygulanmaması ve uygulamayanların cezalandırılmayarak halkın cezalandırılmaya gidilmesidir.
Ey iktidar! Sizi, bunları düzeltesiniz diye oraya taşımadık mı? Siz ise vekillerin maaşları yetmiyor, yatı-katı yok diyerek ağlayarak, yandaşlarınızın makam-mevki sahibi olması derdine düşüp, insanları üç beş kuruşla geçinmeye mahkum etmekle kalmayıp, gündem değişiklikleriyle her olumsuzluğu dün Ergenekon’a bugünse paralel yapıya bağlayarak, olayları provokatörlerin işi diye bizleri kandırarak oyalamanın yolunu seçmediniz mi?
Muhalefet, sizlerin bazısı nerede bir marjinaller grubunun eylemi var oraya koşarak, bazılarınız da belirlenen gündemin peşinden giderek halkın problemlerine çözüm üretme yerine vakit doldurmadınız mı?  Yargıçlar; sizler de kararlarınızda haklının değil de güçlünün yanında olarak ettiğiniz yemine ters düşmediniz mi? Sevgili basınımız, halkın beynini magazin haberleriyle yıkayarak, tarafsız ve doğru haber vermemeyi ne zamandan beri görev addettiniz? Sivil toplum kuruluşları temsil ettiğiniz kesimi ürettiğiniz komplo teorileriyle ilelebet  uyutacağınızı mı sanıyorsunuz?
Aziz milletim, en büyük güç olmana rağmen takım tutar gibi parti tutmanın sonucu daha çoook çekeceksin. Ancak bu gaflet uykusundan uyanırsan kurtulacaksın. Biz bu yapılanlara layık mıyız bilmem ama  “Bir millet neye layıksa o şekilde idare edilir” sözünü de unutmayalım.  

Yazarın Diğer Yazıları