Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Biz hayır diyoruz

Kitaplarla haşır neşir bir hayatı her zaman sevmiş ve tercih etmişimdir. İyi kitaplar, kötü kitaplar şeklinde değil, okuyabildiklerim ve okuyamadıklarım ölçeğinde ayırıyorum kitapları. Dili ruhu özelliklede benim bu ruhla buluşabilmem hem okurken keyif almam, hem de sizlere tanıtmam açısından önemli. Goethe’den Nietzsche,  Şems-i Tebrizi’den Menfalüti’ye kadar birçok yazarın farklı çalışmasını okumaya çalıştım. Birçok yazar, birçok deneme... Ama Montaigne/ Denemeleri bir ayrıdır nedense. Belki de kendisinden yola çıkarak yazdığı için. Bir denemesinde şöyle der; “Plinius’un dediği gibi, ’Herkes kendisi için bir derstir’, elverir ki insan kendini yakından görmesini bilsin. Benim yaptıklarım bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir. Başkasına değil kendime ders veriyorum.” Bu sözler Montaigne’in sağduyu ve hoşgörü üzerine kurulu bir dünyada, insan aklının bazı konulardaki yetersizliğini inceden inceye sorguluyor gibi... Kendine ders verirken mutlaka başkalarına da yarar sağlamış, örnek olmuştur.

Yazının yüksek iletişim gücüyle buluşup kendi penceresinden gördüklerini okuyucuya iletebilme, kelimelerin ruhuna dokunabilme sanatı ve hayatı sorgulayabilmek oldukça önemli. Aslında var olduğumuz çevrenin, aldığımız ailevi ve sosyal eğitimin, kültürümüz aracılığıyla kazandıklarımız; sevinç, keder ve tutkularımızın bizi sarıp sarmaladığı bir pencereden bakmıyor muyuz hayata? Penceremizin ardına kadar açık ya da kapalı ya da aralık olması bizim kendimizde var olan farklılıklara göre değişecektir. İşte tam bu noktada Eduardo Galeano benim penceremden yüreğime sızan bir başka deneme ustası oldu. Yine kendisiyle hesaplaşan hatta bu hesaplaşmaları ağır ödeyen Uruguaylı bir yazar Galeano. Çağının Montaigne’i ama daha realist ve somut düşünen bir usta. Metis yayınlarından çıkan kitabı “Biz Hayır Diyoruz” u dilimize Bülent Kale tercüme etmiş. Son derece yalın ve güçlü bir anlatıma sahip.
Dünya’ya ardına kadar açık bir pencereden bakan Galeano’nun aynı fırsatı okuyucuya da sunduğu eser, güzelin daha güzel, çirkinin daha çirkin olduğu müthiş bir seçki. Hayır diyebilmenin erdemini sonuna kadar yaşayan yazar hayatın rüzgârı karşısındaki bu güçlü duruşu oldukça da ağır ödemiş. Kendi ifadesinin yer aldığı birçok söylemde ne kadar zorlanıp devrilse de yeniden ayağa kalkmış. Galeano denemelerinde hesaplaşmaya önce kendinden başlıyor. Bunları “oto portre için notlar” başlığında topluyor. Yazar kısa fakat anlam yüklü metinlerdeki sorgulayışları Irak savaşından futbola kadar geniş bir yelpazede değerlendiriyor. Denemelerde bir arayış ya da felsefeden çok, gerçekleri ve insanlığın temel sorunlarını masaya yatırıyor. Mesela kitapta Küba Ağrısı adlı denemesinde olduğu gibi ABD’nin ve Küba’nın insan haklarına zarar verişine duyduğu tepkiyi çok açık ve uygun bir üslupla ifade ediyor ve birçoklarını. Bana sorarsanız oldukça yalın ve tarafsız. Denemelerindeki derinlik gerçekten büyüleyici. Belli bir konuya takılıp kalmayan yazar imgeleri de çok önemsiyor. Susmanın ve yerinde konuşmanın önemini kavramış, lüzumsuz laf etmeyi sevmeyen yazar, “söz gümüşse sükût altındır” felsefesini derinden yakalamış. Yine de hayır dediklerinde net ve kararlı. Deneme severlerin tercihi olabilir diyorum. Keyifle okunabilir.

Yazarın Diğer Yazıları