Biz kutluyoruz…

Biz kutluyoruz…

Dönemin "sultan"ı, "mülk"ünün işgal edildiğini, ancak işgalden sonraki günün gecesi öğrenmişti!

Zamanı bir asır öncesinde donduran, aradan geçen 100 yılda aklı, irfanı, vicdanı özgürleştiren gelişmelerden istifade etmek beri dursun bir de üzerine tümünü inkârla övünen "kronik kul zihniyeti"nin de, "Arabalar dolusu ölü Türk''ün getirilerek denize atıldığından, bütün Türk dükkânlarının yağmalandığından, morglarda kime ait olduğunun tespiti için bekleyen kesik kol ve bacaklardan, ''çok yaşa Yunanistan'' diye bağırmayan bir Türk subayının kafasının uçurulduğundan ve Rumların tecavüzüne uğrayan Türk kızlarından" bahseden raporlardan, işgalin sadece ilk gününde katledilen Türk sayısının 5 bini geçtiğini bildiren kayıtlardan bihaber olması, yahut haberdar olup da bunları "gaile" etmemesi normal.

Zira…

İngiliz Yüksek Komiserliği, İzmir Valisi''ne, Mondros''un 7. maddesine göre işgal notası verirken, "Sadrazam" efendi, tezahürlerine bizim neslin de tanık olduğu "Ne notası, müzik notası mı" lakaytlığında, "İngilizlerle konuştum, bana İzmir''in işgal edilmeyeceğini söylediler, notaya lüzum yoktur" diye savuşturmaya çalışıyordu; "devlet"i işgale karşı direnmeye zorlayan Türk evlatlarını!

*

100 yıl öncesine dair aidiyetini;

"Dahiliye Nazırı olduğu dönemde İngiliz Sefareti''nden çıkmayan, Baştercüman Rayn''ın kapısından ayrılmayan…"

İzmir Valisi olarak, "İtilaf Devletlerinin Yunan hazırlıklarına karşı Türk savunmasının zayıflatılması için geri çekilmesini istediği Nurettin Paşa''nın İzmir''de kalmasının katiyen münasip olmadığı" yönünde raporlar hazırlayıp, halkı işgale karşı teşkilatlandıran Paşa''nın İzmir''den uzaklaştırılmasını sağlayan…

Teşkilatlandırdığı direniş gruplarını dağıtan…

İşgalci "Yunan kıtalarının hürmet ve merasimle karşılanmasını" isteyen…

İngiliz belgelerine "İtilaf Devletlerinin dostu" olarak kaydolunan…

Celal Bayar''ın "Vatana bağlılığı şüphelidir. Devleti ayakta tutan milliyetçiliğin gönüllü düşmanıdır" diye tarif ettiği…

Ahmet İzzet Paşa''nın yanında konumlandıranlar…

*

Ali Fethi Bey''in "İzmir''in işgal edilmesi karşısında hükümetten emir verilmemesi takdirde nasıl hareket edeceksiniz" sorusuna, bir komutan olarak "Orasını hiç düşünmedim" diye cevabını verebilecek kadar aciz…

"İşgal kuvvetlerine katiyen karşı konulmaması ve işgale gelecek itilaf müfrezelerine gereken kolaylığın gösterilmesi" emrini verebilecek kadar hain Nadir Paşa''nın yanında konumlandıranlar…

*

12. Kolordu Komutanı Fahrettin Altay''ın, "Hicaz gibi, Bağdat gibi mukaddes yerler gittikten sonra gavur İzmir için milleti kırdırmak doğru olur mu?" fitnesiyle halkın ve askerin fikrini bulandırdıklarından söz ettiği grupların yanında konumlandıranlar…

"Kurşun sıkmadık" derken, yüzde yüz haklılar.

Sıktırmamak için de ellerinden geleni artlarına koymadılar.

*

Ama bir de madalyonun diğer tarafı var.

*

"Ödemiş, 29/30 Mayıs 1919

İzmir''de ve İstanbul''da İtilaf Devletleri Temsilcilerine…

Sizinle imzaladığımız anlaşma bizim ve sizin namusunuz değil miydi?

Biz buna uyduk. Siz uymadınız.

Güzel İzmir''i Yunan''ın pis ayağıyla çiğnettiniz. Kutsal saydığımız varlıklara saldırmalarına göz yumdunuz. Şehitlerimizi hor gördünüz, aşağıladınız. Korumakla sorumlu tuttuğunuz silah ve cephanemizi onlara verdiniz. Resmî haberleşmeye bile sansür koydunuz. Dünyanın her tarafından yükselen Türk''ün feryadına kulaklarınızı tıkadınız. Hristiyanların can ve malı, insancıl düşüncelerle galeyana gelen Türk''ün namusuna emanettir.

Şuna emin olunuz ki, Hristiyanlara dün de, bugün de kötü işlem yapılmadı. İleride de yapılmayacaktır.

Anlamadığınız gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Türklük ve İslam alemi uygar görevini göstermeye başladı. Yunan İşgal Kuvvetleri İzmir''den çekilmediği takdirde bu uğurda bundan sonra dökeceğimiz kanların sorumluluğu size ve temsil ettiğiniz milletlere ait olacaktır. Yirminci asrın insani toplumunu yaşatmak sizin elinizdedir ve vereceğiniz son karara bağlıdır.

Silah patlarsa göreceğiniz netice pek acı ve elim olacaktır.

Artık biliniz ki kalem değil, silah ötecektir."

Ödemiş Kaymakamı

Bekir Sami

*

Neyse ki…

Bu ülke, "kanunsuz" vatana ve millete ihanet içeren emirleri uygulamayan evlatlarından hiç mahrum olmadı bugüne kadar!

*

"Saat dokuz çeyrek, vakit tamam.

İlk efsun birliği iki adım ötemde.

İki adım ötemde sancaktar.

Tüysüz yüzü, sırıtkan gülüşü.

Gözleri Rum dilberlerin öpücüğünde, baygın.

Ve mızıka tram tram tram…

Başım dönüyor, neredeyse düşeceğim,

Bir dakika, bir dakika aman.

Birden bire fırladı öne, bu ben miyim?

Birden bire haykırdı, bu ben miyim?

"Dikkat edin elinde bomba var"

Açılan, kaçışan, düşen, kalan…

Efsun birliği durdu önümde şaşkın,

Bombamla düştüm tam ortalarına

Ben Hasan Tahsin, namı diğer Nevres.

Hukuku Beşer gazetesi baş yazarı.

Sonra bir patlama, sonra o kırık ses.

"Sen başla, bitiren bulunur."

*

Direnişi başlatanların da, bitirenlerin de ruhu şad olsun.

Güzel İzmir''in kurtuluşu kutlu olsun.

Yazarın Diğer Yazıları