Bize ne oldu

Dün üç kıtaya nizam verirken, devletlerin yöneticilerini atarken, çağ açıp çağ kaparken, sevgili Peygamberimizin övgüsüne mazhar olurken bize şimdi ne oldu da adımızı dahi söylemekten korkar olduk. Her hıyar gösterene bir avuç tuz alıp seyirtir hale geldik.

Hani Türkün dünyadaki sayısı 650 milyondu. Çin’den Adriyatik’e kadar dilimiz konuşulurdu. Tarihin varlığı ile var olmuş, dünya yok oluncaya kadar yaşayacaktık. Yer yüzünde altı tane bağımsız devlet, onlarca özerk bölgeye sahiptik. Yoksa tüm bunlar yalan mıydı? Bu sözlerle kandırılıyor muyuz? Ya da uyutulduk da güzel rüyalar mı görüyoruz?

Biz gerçekten Türk değil de, birilerinin hizmetkârı ve seyisleri miyiz? Ya da kekliklerle ırkî bir bağımız mı var? Hani kendi ırkımıza ihanet ediyoruz da. Yoksa beyinlerimiz yıkanıp meczup mu edildik?  Geleceğimizi silip bizleri yok edecek tuzakların kurulmasında görev alışımız nedendir?

Hani Aziz Nesin  “Türklerin %60’ı aptal”  demişti de doğrusu çok zoruma gitmiş ve arkasından söylenmiştim. Şimdi düşünüyorum da eksik bile söylemiş. Duyarsız kalışımıza ve yaptıklarımıza bakıyorum da utancımdan yüzüm kızarıyor, kavmim adına kahroluyorum.

Belki bu ifadelerim, Aziz Nesin misali Türküm diyen ve Türklükten geçinenlerin tepkisini alabilir. Unutulmasın ki kimse benden daha fazla Türk değildir. İnanın bunları yazarken damarlarımdaki kanım donuyor, kalbim param parça oluyor. Diğer taraftan da kavmimin içine düştüğü aczi yeti dile getirmek zorunda olduğumu hissediyorum.

Her söze inanıyor, her vaade kanıyoruz. Bakın bizi idare etmeye kalkan partilere, Türkçüsünden ümmetçisine ve bölücüsüne kadar neler söylüyor neler yapıyorlar. Bir partinin başkanın danışmanının  “Türkçülüğün, sert anlam çağrıştırıyor”  ifadesine, Türk kurultayı ve Türkçülük gününün adının yasaklanmasına, zulüm gören Türklerin yanına giderek moral verme yerine zulmedenlere plaket verilmesine ve Kırım’ın işgaline seyirci kalınması doğru mudur?

Ana muhalefetin Kürt kaçkınlarının çadırlarını ziyaret edip, tonlarca yardımda bulunması ve Türkmenleri görmezlikten gelmesi. Dökülen Türk kanı ve işgal edilen topraklarıyla ilgili duyarsız kalması. Son Türk şehitler için taziyede dahi bulunmamaları. Ancak üç kuruş ikramiye vereceğim deyince onlara ulaşmak için depara kalkmamız bizim ne hale düştüğümüzün görüntüsü değil midir?

Sık sık barıştan söz eden ve müttefiklerimiz tarafından ödüle layık görülen bölücü parti, Kobani için ülkeyi kan gölüne çevirirken, şehirleri harabe, askeri kışlasından çıkmaz yaparken Türkler şehit edilip, yurtlarından atılırken neden susar? Bu mu barış anlayışları?

Hele de Müslümanlığı kimseye bırakmayan, iktidara ne demeli? Mısır’a ve Filistin’e ağıtlar yakan, camileri eylem yerine çevirenler bunlar değil mi? Bunlar Müslüman da köylerini boşaltmak zorunda olup da Türkiye’ye sokulmayan Türkler nedir? Kürt’e Arap’a ve Yezidi’ye verilen sağlık hizmetleri ülkeye sığınan Türkmenlerden neden esirgenir? Daha da ileri gidilerek kamplardan niçin atılırlar?

Katillerimize silah götüren TIR’ları Türkmenlere yardım götürüyor diye yalan söylerken, Kürtçe TV kanalları açıp, Kur’an-ı Kerim meali ve sözlük bastırırken, Türkmenleri yok saymaları manidar değil midir? Türk diye bir millet yok diyen vekilleri ile, içinde Türk kelimesi geçiyor diye andımızı yasaklamadılar mı? Türkmen şehri Telafer düşerken, Kerkük’ün petrollerine el koyan Kürtleri kırmızı halılarla karşılamadılar mı?

Müttefikler PKK ve PYD’ye silah verirken Türkmenlerin görmezlikten gelinmesine, Kobani için peşmergeye sınırlar açılırken Türkmen şehirleri düşerken seyredilmesi, Türkmen kadınları pazarlarda satılırken IŞİD’in Türkiye’de kamplar açmasına izin verilmesi ve IŞİD istedi diye Süleyman Şah türbesini alıp kaçırmadılar mı?

Bir Ermeni öldürülünce hepimiz Ermeniyiz diyenler, HDP’li öldü diye ağıtlar yakanlar, Filistin için yaslar tutanlar Türkler toplu şehit edilirken neredesiniz? Türkmenleri şehit eden IŞİD ile muhalifler çarpışıyor diyerek Türklerin şahadetini saklayan basın kimin beslemesidir?

Biz kimiz Allah aşkına? Türk böyle mi olmalıydı? Peki neden böyle olduk? Bu uyutulmuş halimiz ne zamana kadar böyle devam edecek? Ömrümüz kandırılmakla mı geçecek? Ha biz buyuz diyorsak, Türklüğümüzü yeniden sorgulamalıyız. Yok diyorsanız dün dünyaya verdiğimiz nizamı, bugün de siyasi partilere, basına, sanatçılara, akademisyenlere ve Türk’ü tanımayan herkese vermeliyiz. Bize ne oldu böyle, dememeliyiz.

Yazarın Diğer Yazıları