Bölge liderliğinden İsrail dostluğuna

1999'da, Türk ordusunun bir generali sesini az yükseltince Suriye apar topar terör örgütü elebaşını ülkesinden çıkartmıştı. T.C. Hükümeti'nin kararlı tutumu karşısında, bırakın Yunanistan gibi ezeli düşmanları Rusya ve İtalya dahi Öcalan'ı sınır dışı etmek zorunda kalmıştı. Sonunda paketlenip Türkiye'ye teslim edilmişti.

Büyük devlet-Merkez Ülke olacağız diye avunurken hem Rusya'yı hem ABD'yi yardıma koşturan PYD terör örgütü kadar ağırlığımız kalmadı. "Dünya 5'ten büyüktür" sloganına adeta "Türkiye, PYD'den küçüktür" diyerek karşılık verdiler.

Hiçbir devlet Türkiye gibi millî gücü, coğrafi konumu ve siyasi ittifakları dolayısıyla önemli bir ülkeyi yok sayamaz! Hele ki varlığı yahut yokluğu süper güçlerin uzun vadeli planlarında basit bir ayrıntıdan ibaret olan terör örgütü yüzünden büyük riskler almaz. Meğer ki o hükümet artık yok hükmünde görülsün...

Madem ABD, terör örgütünü desteklemek için bölgeye müdahale ediyor, öyleyse İncirlik'ten Diyarbakır'a kadar askerli üslerini niçin kullandırıyorsun? "Çekin gidin, ben başımın çaresine bakarım" demeye gücünüz var mı?

Tel Aviv'i himaye ediyor diye bozulduğunuz Washington'a karşı İsrail muhabbetiniz niye depreşti?. Dost ilan ettiğiniz İsrail değil miydi PKK'ya destek veriyor dediğiniz devlet? Yoksa ABD 90'lı yıllardaki gibi jetlerimizi modernize etmeyip Türkiye'yi İsrail'e mecbur bırakma taktiğini mi güncelledi?

İsrail'le ilişkilerimizde ticaretle ters orantılı olarak azalan diplomasi yeniden yükselirken, ABD, T.C. Cumhurbaşkanı'na diplomatik cevap vermeyi sözcü yardımcısı düzeyine düşürdü. Başkan ve başkan yardımcısı hatta dışişleri sözcüsü de değil sözcü yardımcısı... Ötesini siz düşünün.

"Bizim dönemimizde şehit gelmiyor" diyenler halen iktidarda ancak bağrına ateş düşen ocak sayısı günlük 10'u geçiyor. Analar ağlıyor, çocuklar ölüyor. Güneydoğu'da yaylaların turizme açılmasını beklerken teröristler şehir merkezindeki otellerde konaklıyor.

Rusya ve İran ile yüz milyar dolarlık ticaret hedefleri tersine döndü, yabancı sermaye hızla kaçıyor, vergi rekortmeni en büyük 500 şirketten onlarcası zarar etmeye başladı.

En önemlisi gençlerin dinî ve millî değerlere bağlılığı sarsıldı. Düzenin sembolik partisi ise bir resmin altında ezilip kaldı.

***

Perişan tabloya biraz yukarıdan bakalım: ABD ve Rusya, Suriye'de sınırları yeniden çizerken, pastadan pay isteyen Türkiye kendi bataklığına saplandı. Paylaşım bitinceye kadar orada çırpınacak. Türkiye'ye tek el uzatan ise İsrail olacak.

Süper güçler açısından Yeni Türkiye'de bir devlet yok. Tek adam düzeni var. Tezkere geçirmek için Meclis'teki partiler ve askerlerle ayrı ayrı uğraşmaya gerek duymuyorlar. Böylesi daha çok işlerine geliyor. Tek adama söylemeleri yetiyor.

Onun, "Ben iktidarda yokken tezkere geçmedi ama ben geçirdim. Başkan olursam hiç sorun kalmaz" biçimindeki yakarışlarına kulak asmazlar. "Ey Amerika..." diye esip gürlemesine ise gülüp geçerler. "Nasıl olsa eli mahkûm" diye düşünürler!

"Ülke bir savaşın içinde sen neden bahsediyorsun" diyenler bir konuyu atlıyor. ABD ve Rusya tarafından terör örgütü kadar ciddiye alınmayan bir hükümet sorunumuz var. PKK/PYD'nin stratejik açıdan Türkiye'den daha ağır olduğu savunulamayacağına göre nelerine güveniyorlar?

Eğer ellerindeki koz çok büyük değilse Türkiye'ye bu üçüncü sınıf muameleyi kimse göze alamaz. Her ne kadar acı da olsa, biz bugün bu sorgulamayı yapmazsak yarın Suriye'nin durumuna düşeriz. Emin olun, o zaman tek dostları İsrail de yardım etmez!

 

 

Yazarın Diğer Yazıları