Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU

Sadi SOMUNCUOĞLU

‘Bölücü’den cumhura baş!..

Türkiye, kavgaya dönüşen iç meselelerle meşgul. Oyun böyle kurulmuş olmalı.  “Yolsuzluk, rüşvet, Soma, cumhurbaşkanlığı seçimi” vs. önemli değil mi? Elbette önemli. Ama vatan, daha önemli. Kıbrıs, Ege, Patrikhane ve Ermeni cephesinde vahim gelişmeler oluyor, bakan yok. Doğu ve Güneydoğu, göz göre göre gidiyor, sanki ülke sahipsiz. Bunların baş sorumlusu iktidar “uykuda” desek, değil; çok “uyanık!” Devletin gücü fazlasıyla var, ama “eli-kolu bağlanmış!” Kısacası, iyi günlerde değiliz.


10 yıldır, “dur bakalım” diyenlere, işte bölücü terörün 4 günlük bilançosu:

1. 25 Mayıs 2014; Mardin Dargeçit’te uzun namlulu silahlarla askere ateş açıldı. Ağrı Eleşkirt’te yurttaşlar  “Koruculuğu bırakın” diye tehdit edildi. 

2. 25 Mayıs: Genç İlçesi Şehit Köyü şantiyesi basıldı, iki bekçi kaçırıldı; 3 iş makinesi yakıldı. Asi Nehri üzerinde akaryakıt kaçakçılarına ait 5.800 metre uzunluğunda boru ile çok sayıda bidon ele geçirildi. 

3. 25 Mayıs: Ağrı karıştı. BDP’li bir grup, çarşıda sivil olarak dolaşan polislerle çatıştı. Arbedeye dönüşen çatışmada, polisin tabancasını almaya yeltenen saldırganları dağıtmak için polis havaya ateş etti. Olayda, 4’ü polis 6 kişi yaralandı. Yaralı polisler hastaneye kaldırıldı. İki saldırgan gözaltına alındı. Polisler hakkında soruşturma açıldı.

4. 26 Mayıs: Diyarbakır-Muş ve Bingöl karayolu 2 günde 3 defa, üç ayrı yerde kesildi. Müdahale eden güvenlik güçlerine çivili bomba atıldı, 3 güvenlik görevlisi yaralandı. Kocaköy-Duru, Hani-Lice ve Lice-Kulp yolu kapatıldı. Güvenlik güçlerine teröristler, uzun namlulu silahlarla ateş açtı. İki zırhlı araç hasar gördü. Şırnak Beytüşşebap ilçesinde, karakol inşaatına kum taşıyan iki kamyonun geçişi sırasında mayın patlatıldı, iki şoför yaralandı.

5. 26 Mayıs: Cumhurbaşkanı Gül’den ödüllü, Ermeni kökenli, Diyarbakır Sur eski Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ın oluşturduğu heyet, Papa Francesco’yu ziyaret ederek Diyarbakır’a davet etti. Aralarında, Surp Giragos Ermeni Kilisesi Vakfı Başkanı, Süryani Meryem Ana Kilisesi Başkanı, Keldani Kilisesi Vakfı Başkanı, Dohuk Belediye Başkanı’nın bulunduğu heyet Papa’ya bir mektup verdi. Demirbaş’ın yazdığı mektupta, “4 ayrı ülkenin (Türkiye-Irak-İran-Suriye) boyunduruğu(!) altında yaşayan Kürt halkı tarih boyunca çeşitli acılara maruz kalmıştır. Kadim kentimize yapacağınız ziyaret bizlere ışık olacaktır” denildi. Ülkemizin bölünmesinin arkasında Haçlılar var dememiş miydik?

6. 26 Mayıs: Batman Gercüş ilçesi “Vergili” köyünün adı, Bakanlar Kurulu kararıyla, “Becirman” olarak değiştirildi. Köye giden Maliye Bakanı Şimşek,  “asimilasyon”a son verildiğini söyledi. Örgütün bir şartı daha yerine getirilmiş oldu. Demek ki, bin yıldır vatan yaptığımız bu coğrafyanın sahibi ve egemeni olarak bir köyümüze, isim verme hakkımız yokmuş! 

7. 27 Mayıs: Bölücü terör örgütü, 4 gündür kapalı tuttuğu Diyarbakır-Bingöl yolundan sonra, ulaşımda kullanılan Hani yolunu da kapattı. Aracı yakılan uzman çavuş İlhan Çalışkan kaçırıldı.  

8. 27 Mayıs: 14-15 yaşlarındaki çocukları bölücü terör örgütü tarafından dağa kaçırıldığı için, Diyarbakır Belediyesi önünde 11 gündür oturma eylemi yapan aileler, BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’tan yardım istedi. 

9. 27 Mayıs: Erdoğan, dağa kaçırılan çocuklar için HDP’ye seslenerek, “Alıp geleceksiniz, alıp gelmediğiniz takdirde bizim B planımız C planımız devreye girer... Ey BDP, HDP, siz neredesiniz? Hani zaman zaman gidiyorsunuz, anlaşıyorsunuz, alıyorsunuz, geliyorsunuz ya, bu annelerin yavrularını da alıp gelin bakalım” diyerek, bölücü terör örgütüne müracaat etmiş olmadı mı? Bölgeye Türk Devleti’nin hakim olmadığı ifşa edilmedi mi?

10. 29 Mayıs: Kalekol ve karakol inşaatlarını engellemek için direnişini 4 gündür sürdüren örgüt, Hani-Diyarbakır karayolunda güvenlik güçlerine saldırdı, bazı askeri araçları tahrip etti.

11. 29 Mayıs: “Çözüm” sürecinde, Ankara, Kandil Dağı ve İmralı Adası arasındaki görüşme trafiğini yürüten HDP heyeti, Adalet Bakanlığı’nın izni ile pazar günü İmralı’da terörist başı ile görüşecek. Pervin Buldan, görüşmede, çocukları dağa götürülen ailelerin eylemi de konuşulacak demiş. Demek ki kararı egemenliğin(!) başı bebek katili verecekmiş. 


Şimdi de bu 4 günlük bilançoyu değerlendirelim: 
A) Bölücü örgüt devlet kuruyor. B) Türkiye’ye, aynı coğrafyada iki egemenlik olmaz. “İmralı mutabakatı”na göre, buraları terk et diyor. C) Bu tehdide karşı, seçimlerden korkan iktidar ağırdan aldığı için, devletimizin her türlü varlığına silahlı eylem yapılıyor. Ç) Her biri ağır suç teşkil eden bu kanlı saldırılara karşı iktidardan, tedbir almak bir yana, hiçbir ses çıkmıyor. Hatta ihanetin üstü, “şehitler gelmiyor” yalanıyla örtülmeye çalışılıyor. D) Ocak 2003’te yapılan  “İmralı mutabakatı”na göre, “süreç”  denilen A planı uygulanıyor. E) B ve C planı söylemi, kamuoyunu uyutmaya yöneliktir. Böyle olmasaydı, alenen bölücü terör örgütünden yardım istenir miydi?
Benim saf Türk Milletim düşün!  “Bölücü”den cumhura baş olur mu?

Yazarın Diğer Yazıları