Bölücülüğü de ayağa düşürdüler!

DTP yetkilileri “şu bizim partiyi kapatınız” diye ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bu amaçlarını çok da kaba bir üslupla ortaya koyuyorlar. Bunun için her yolu deniyorlar. Yeni mağdurluklar yaratarak halk üzerinde haklı (!) bir yer edinme gayreti içindeler. İnanılmaz manipülasyon, tahrik ve kışkırtmaların altına imza atıyorlar. Terör örgütünün silahla başaramadığı Türk-Kürt ayrımcılığını; mağdurluk/mazlumluk temelinde kotarmaya çalışmaktadırlar. Ancak bunu da oldukça banal ve yüzeysel bir biçimde yapıyorlar. Bölücülüğün de çivisini çıkardılar.
İnanılmaz ve ciddiyetsiz sözlerle kendilerini ciddiye aldırmaya çalışıyor. Mahkeme safahatı sürerken “nasıl olsa” psikolojisi içinde devlete ve askere saldırıyorlar, olmuyor! İstiklal Marşına saygısızlık yapıyorlar olmuyor! Haine “Sayın” diyorlar olmuyor! Dağdaki caniler için “canlı kalkan olacağız” diyorlar olmuyor! Olmuyor da olmuyor.
Bu partinin adı lazım olmayan bir yetkilisi “Milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ve tüm yöneticilerimiz ile birlikte operasyon bölgesine giderek ’savaşa hayır’deyip demir kalkan olacağız” diyor.
Şu kahramanlığa bir bakar mısınız? Hem de “demir kalkan” olacaklarmış! Hani sizin en babayiğidiniz, en genel başkanınız bile “çürüktü” askere gidecek mecali yoktu? En öndekileri çürük olanların “demir kalkanlığı” nı kim ciddiye alır?
Cahil cesareti diye bir şey vardır. Sanki tam da bu adamların davranışları için söylenmiştir. Gerçekleri, halkı, tarihi ve yetenekleri dikkate almadan dünyaya meydan okuyorlar! Şu sözlere bakar mısınız? “Sayın Abdullah Öcalan’ın Demokratik Konfederalizm önerisini önemsiyorum”.
Önemseyin, kimse için sakıncası yoktur. Ancak burada bir sorun var: O önerilerini önemsediğiniz zat, sözünü ettiğiniz önerisiyle kendisini kurtaramamış ki sizin gibileri de kurtarsın!
Şu sözler de bu zatlara ait: “DTP etnik referansa dayalı bir parti değildir../.. Etnik referansa dayalı bir siyaset yapmıyoruz. Yürütülen mücadeleyi terör olarak değil, meşru demokratik mücadele olarak görüyoruz” .
Bir de “etnik referansa” dayalı olmadığı yalanını söylüyorlar. Tam aksine siyasetleri etnik referansın çok daha ötesinde etnik ırkçı, etnik kışkırtıcı ve etnik faşist nitelik göstermektedir.
Halkın binbir umutla yetiştirdiği çocukları mağralara taşımak, binbir zahmetle vatandaşın sahip olduğu araçları ateşe vermek, okula giden çocukları C4 bombalarıyla okullarının önünde havaya uçurtmaya demokratik (!) bir mücadele adını vermek garip ve çarpık bu zihniyete özgüdür. Zihin çarpık olduğu yerde canilik, cehalet, rezalet, şiddet ve katillik de demokrasi kavramının yerini alabilir.
Şu hale bakın adamların ülkeyi bölmek, halkı birbirine düşürmek, ayırmak, ötekileştirmek, farklılaştırmak, başkalaştırmaktan başka düşündükleri ve söyledikleri bir şey yok. Zat-ı muhteremler işini gücünü bırakmış ’Türkiye kaç idari bölgeye ayrılırsa daha rahat bölücülük yaparız’ diye düşünüyorlar. “Türkiye’nin 20-25 idari bölgeye ayrılması gerekiyor, her bölgenin kendi meclisinin olması gerekiyor”. Öneriye bakar mısınız? Ne kadar da demokrasi, ifade özgürlüğü ve insan hakları kokuyor? Dağlardan, mağaralardan, kamplardan devşirilen önerilerin ihtişamına bakar mısınız? Eline cetvel almış nereyi nereden, nasıl ayırırız hesabı yapıyorlar. Birilerinin elleri de bu arada armut topluyor!
Batman’daki salondan yükselen ses şöyle diyor: “Biz PKK’yı terörist ilan etmeyeceğimizi, terörist demeyeceğimizi söylüyoruz”. Doğru da, bu sözleriniz birilerine sizi PKK terör örgütünden ayırt etmemek ve ona uygulanan muameleyi size de uygulamak hakkını vermiş olmaz mı?
Bir anlamda PKK’dan farkınızın olmadığını söylüyorsunuz. Bu nedenle de “PKK’ya terör örgütü değildir” demenizden daha doğal bir şey olmaz! İmralı’nın hakkını vermeniz gerekiyor. Bu ise siyasetinizi reşit ve mümeyyiz olmaktan çıkarmaktadır. İmralı/Kandil’den besleniyorsunuz ve onların sayesinde varsınız! Bunun doğal sonucu olarak, PKK ne diyorsa onu diyorsunuz. Kısacası bu durum Türkiye’nin bölücülerinin de üçüncü sınıf olduğunun göstergesidir! Üçüncü sınıf bölücüye de üçüncü sınıf muamele yapılır. Bu durum ülkedeki bölücülüğü de ayağa düşürmektedir!
- Yorumlar 0
- Emperyalist saldırıdan memnun olmak18 Nisan 2018 Çarşamba 00:00
- İşte müttefik işte düşman17 Nisan 2018 Salı 00:00
- Kırk yıl sonra helalleşmek16 Nisan 2018 Pazartesi 00:00
- Suriye enkaza çevrilecektir13 Nisan 2018 Cuma 00:00
- Suriye'de tarih hızlanmıştır11 Nisan 2018 Çarşamba 00:00
- Bölgesel ittifak emperyalist ittifakı yenecektir10 Nisan 2018 Salı 00:00
- Türkiye, Rusya ve İran ittifakı09 Nisan 2018 Pazartesi 00:00
- Trump'ın soygun politikası06 Nisan 2018 Cuma 00:00
- FETÖ'yle mücadelenin ihmal edilen yanı!04 Nisan 2018 Çarşamba 00:00
- Emperyalizmin Arap dostları03 Nisan 2018 Salı 00:00
- Dünya beşten büyük İsrail'den küçüktür02 Nisan 2018 Pazartesi 00:00
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.