Rusya sözde IŞİD adlı barbar belayla Suriye'de savaşmaya geldiğini açıklamıştı. Ancak bölgede IŞİD ile mücadele eden ABD destekli koalisyona karşı güçlerini konumlandırdı.

Rusya, IŞİD terör organizasyonuna değil, bütün olarak Suriye'deki muhalefete karşı harekete geçti. ABD, Suriye'de PYD'yi kara gücü gibi kullanmasının aksine Rusya kendisini Suriye'deki Esad rejiminin hamisi haline soktu. Rusya bu bağlamda Esad rejiminin askerlerini, Hizbullah militanlarını kara gücü olarak kullanmaktadır.

Bu nedenle Rusya, Esad rejimine karşı olan Suriye muhalefetini yoğun bir yok etme bombardımanına tabi tutmaktadır. Putin, Suriye Devlet Başkanı gibi davranıyor. Suriye'deki rejime karşı direnenlerin tamamını IŞİD'ci olarak niteliyor.

                Rusya, IŞİD'le mücadele adı altında Esad rejimine karşı direnen bütün Suriyeli muhalifleri bombalıyor. Bu bağlamda Türkiye-Suriye sınırını da defalarca ihlal ediyor. Türkiye tarafından birçok kez uyarılmasına rağmen, büyük bir pervasızlık içinde sınır ihlallerine devam ediyor.

                Rusya sınır ihlalleriyle de yetinmiyor. Türkiye'nin devamı olan Türkmendağı bölgesinde yaşayan Bayır-Bucak Türkmenlerini bombalayarak imha etmeye çalışıyor.

Rusya bölgede Türkiye'yi yok sayıyor!

Rusya, Türkiye'yi bölgede yok sayıyor. Türkmenler konusunda Türkiye'nin tavrını dahi umursamıyor. Ukrayna'daki Ruslar için kendilerinin neler yaptığını unutmuş görünüyor. Türkmenleri bombalarken Türkiye'nin hiçbir hassasiyetini ciddiye almıyor. Sınır ihlali yapan Rus uçaklarının pilotları bile yapılan uyarılara cevap verme lüzumu görmüyor.

Rusya resmen Türkiye'ye 'senin angajman kuralların, çıkarların, ikazların ve sınırların beni hiç ilgilendirmiyor' demektedir. Rusya yönünden Türkiye, sınırları ihlal edilmek için var olan bir üçüncü dünya ülkesidir. Rus uçakları sahipsiz bir yer bulmuş gibi pervasız biçimde uçuyor, Türkmen sivillerin üzerine bomba yağdırıyor ve sınırları kevgire çeviriyor.

Rusya'yı Türkiye değil Esad rejimi ilgilendiriyor!

                Türkiye'nin sınırları içerisinde iki milyonu aşkın Suriyeli mülteci barındıran bir ülke olması da Rusya'yı ilgilendirmiyor. Rusya bombardımanının Türkiye'ye doğru yeni bir mülteci akını yaratması da önemsiz bir ayrıntı olarak Rusya tarafından görülüyor. Rusya, Türkmendağı'ndan Türkmenlerin sökülüp Türkiye'ye sürülmesini de IŞİD'le mücadele olarak nitelendiriyordu. Rusya'yı Türkiye değil Esad rejimi ilgilendiriyor.

                Soydaşları -siviller dahil- günlerce bombalanan, sınırları pervasızca ihlal edilen, ikazlara rağmen hiçbir hassasiyeti dikkate alınmayan Türkiye, sonunda ihlallerine devam eden Rus uçaklarından birisini düşürdü.

Putin, Türkmenleri bombalayan Rus uçağının düşürülmesini "Teröristlerin iş birlikçileri, sırtımızdan darbe indirdi. IŞİD bir ülkenin ordusu tarafından korunuyor... Bunun Türk-Rus ilişkilerinde ciddi sonuçları olacaktır" diyerek değerlendirmiştir. Düşürülen Rus uçağı için "IŞİD'le savaş görevini yerine getiriyordu" şeklinde gerçek dışı bir açıklamada bulunmuştur.

Rusya'nın bombaladığı ve uçağının düşürüldüğü yerde IŞİD yoktur, Türkmenler vardır. Dahası Türkiye'nin NATO'yu toplantıya çağırmasını Putin, "Türkiye, NATO'nun IŞİD'in çıkarlarına hizmet etmesini istiyor" diyecek kadar kendinden geçebiliyor. 

İşin aslı şudur!

İşin aslı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözlerinde saklıdır: "Çok yakında Carablus Akdeniz hattındaki insani güvenlik bölgesi uygulamasını müttefik ülkelerle birlikte hayata geçireceğiz." Nitekim Türkmenlerin Carablus bölgesinde iki Türkmen köyünü IŞİD'in elinden geri almasından sonra Rusya, Türkmendağı bölgesindeki bombardımanını şiddetlendirdi. Uçak düşürme olayı bu sırada gerçekleşti. Rusya böyle bir güvenlikli bölgeyi Lazkiye'deki varlığına ve Esad Rejimine karşı tehdit olarak görüyor. Carablus-Azez arasındaki arazinin IŞİD'den, PYD'den soyutlanması ve Esad rejiminin egemen olamayacağı bir yer haline getirilmesini Rusya çıkarlarına uygun görmüyor. Bunun için bölgeden Türkmenleri sürmeye çalışıyor. Çünkü Putin, kendisini Suriye'nin gerçek sahibi gibi görüyor. İşin aslı budur.