Boşuna konuşuyoruz

       ANTALYA'da patlama...

       Bingöl'de Genç ilçesi Kaymakamı'nın evine bombalı saldırı...

       Hakkari'de yol kontrolü yapan askerlere ağır silahlarla ateş açılması...

       İstanbul Avcılar'da patlama, el yapımı bomba PKK'nın işi...

       Diyarbakır'da 16 noktada sokağa çıkma yasağı...

       Şırnak, Cizre, Silopi, Yüksekova, İdil, Silvan, Derik, Dargeçit, Nusaybin, Yeşilyurt, Dicle, Lice hepsi bölücü terör örgütünün silahlı ve bombalı saldırı tezgâhladığı alanlar...

       Hedefleri de hep aynı; namluları hep askere, polise, kaymakama, sağlıkçıya, öğretmene ve halka dönük...

       Bombalı araçlar da bu insanlarımızı ortadan kaldırmak için kullanılıyor...

       * * *

       Sıraladığımız alanlarda verdiğimiz şehit sayısı üzücü...

       Karşılığında öldürülen terörist sayısı 500 sınırına dayandı...

       Ele geçirilen silah, mühimmat ve diğer malzemenin çokluğu da dikkat çekiyor...

       * * *

       Terörün yerleştiği alanlardaki bu acı gerçek bir kenarda dururken, gerek Irak'ta, gerek Suriye'de terörden arındırılmış bölgelerden bahsediyor ve güvenliğimiz için bahse konu bölgeler oluşturmamızın elzem olduğundan dem vuruyoruz...

       Bu isteğimize, Amerika Birleşik Devletleri dahil ciddi olarak yaklaşan yok. Yüzeysel olarak "Evet" diyecek gibi görünse de Irak Kürt Bölgesi Yönetimi dahi samimi bir yaklaşım içerisinde değil...

       Türkiye olarak öncelikle bölücü çetenin varlık gösterdiği yerleşim alanlarımızı terörden arındırmak zorundayız. Bunu başaramazsak Irak'ta da, Suriye'de de terörden arındırılmış bir bölge oluşturma imkanı bulamayız.

       Böyle bir işe kalkıştığımızda elin herifleri "Önce kendi ülkende böyle bir bölge oluştur, ondan sonra gel" deyiverir...

       Sırf iç politikaya hakim olmak amacıyla sarf edilen bu tür sözler, siyasetçilerimizin ağızlarına yakışsa da inandırıcı olmuyor.

       Söyledikleri her söz halkı oyalayacak söylem olmaktan da öteye gitmiyor.

Taşra kurnazlığına geçit yok

------------------------------------------------------

       DEVLET Bahçeli Bey ikili oynuyor...

       Erdoğan'a ve AKP'ye sempatik gözükmek için başkanlık konusunda evet diyor ama tabanından gelecek tepkilere karşı da hazırlıklı; konunun halk oyuna sunulacağını, dolayısıyla halk ne derse ona saygılı olacaklarını ifade ederek üzerine yağdırılan eleştiri oklarından kurtulmaya çalışıyor...

       İki yönlü siyasal tavır takınanları, Taşra kurnazı diye nitelemek yanlış olmaz. Bugün Bahçeli'nin etrafında, hatta çok yakınında Taşra kurnazı sayılan birkaç isim var. Semih Yalçın onlardan biri... Hepsi, Bahçeli'nin etrafında benzer eleştiri salvolarını göğüslemekle görevli. Ancak birinin bile o görevi başardığı söylenemez...

       * * *

       Parti içi tepkiler de yoğunlaştı. Meral Akşener'in ihracından sonra sıra Ümit Özdağ'a geldi. Sıralamayı Devlet Bey yapmış; Koray Aydın'ın da suyu kaynıyor demektir. Genel Başkanlığa adaylığını koyanlardan sadece Süleyman Servet Sazak listede yok... Liderin kafası kızarsa sıra ona da gelebilir...

        Tepkiler bir yandan bu nedenle, bir yandan da başkanlık konusunda AKP'nin kuyruğuna takılmaktan doğuyor ve giderek de tırmanıyor...

        Ülkücüler, MHP'de fetret devrinin başlatılmasına fevkalâde kızgın; Bahçeli'nin ve etrafının çekip gitmelerini istiyorlar. MHP Teşkilatı da öyle; anlaşılan Bahçeli ve ekibinin son kullanma tarihi dolmak üzere....

        Beş milletvekilinin mücadele kararının genişleyeceğini düşünüyorum.

İstanbul BM Merkezi olur mu

--------------------------------------------------

       CUMHURBAŞKANI, Birleşmiş Milletler'in kuruluşunun 71. yılında ilginç bir teklifte bulundu ve kuruluş merkezinin İstanbul olmasını istedi...

       Erdoğan yayınladığı mesajda, "BM'nin ve onun temsil ettiği değerlerin en kuvvetli savunucuları arasında yer alan Türkiye, küresel barış ve güvenliğin temini, arabuluculuk, kalkınma, insani yardım, çevre ve Medeniyetler İttifakı gibi belli başlı alanlarda çok önemli roller üstlenmiştir" dedi.

       Türkiye bildiğiniz gibi, BM bütçesine katkılarını son yıllarda düzenli olarak artırdı. Yakın bir zamandan beri de İstanbul'u BM Merkezi haline dönüştürmek için yoğun gayret sarf ediyoruz...

       Bakalım BM'yi, özellikle de Güvenlik Konseyi'ni bu konuda ikna edebilecek miyiz...

 KOCAMAN SÖZLER

---------------------------------------

        HAVALARA giren birine hiç dokunmayın. Bırakın ne kadar yükselirse o kadar sert düşecektir. İzleyin ve keyfini çıkarın. (Jim JARMUCH)

Yazarın Diğer Yazıları