Böyle başa böyle Başbakan!

22 Temmuz 2004… Pamukova'da hızlı tren raydan çıktı, 41 yolcu öldü… Yetersiz altyapıya rağmen girişilen şov faciayla sonuçlanmıştı… Sorumlular gecikmeden enselenmişti: Makinistler!..

Birkaç ay yatıp çıktılar… Ulaştırma Bakanı ve Devlet Demir Yolları Genel Müdürü'nün bu işte hiçbir kusurları yoktu!.. Onlar makinistler gibi yatıp çıkmadılar, çıkıp yattılar!..

Yeni Başbakanımız Binali Yıldırım o vakitler Ulaştırma Bakanı değil, 'havuz' işlerine de bakan Türkiye Yüzme Federasyonu Başkanı'ydı!..

Dünyada ise cehalet ve görevden kaçma hüküm sürüyordu!.. Letonya'da bir marketin çatısı çökmüş, 50'den fazla insan hayatını kaybetmişti… 'Yaşanan trajediyle ilgili siyasî sorumluluğu üstlendiğini' söyleyen Başbakan Valdis Dombrovskis istifa ederek Letonya halkına ayıp ediyordu!..

***

4 Aralık 2012… Şile'de deniz faciası… Bir kaza dolayısıyla Kıyı Emniyeti'nin kurtarıcı göndermesi gerekiyor… Nöbette kaptan ağır hava şartları dolayısıyla haklı olarak göreve çıkmayı reddediyor… Bunun üzerine 'soruşturma tehdidi'yle yeni bir ekip âdeta ölüme sürülüyor…

Karadeniz'in baş edilmez dalgaları arasında Kıyı Emniyeti'nin botu alabora oluyor ve olayda 3'ü personel olmak üzere 4 kişi ölüyor… Ne Ulaştırma Bakanı üzerine alınıyor ne de Kıyı Emniyeti Genel Müdürü… Genel Müdür'le ilgili savcılığa soruşturma izni bile vermiyor Bakanlık…

Olan o personelin çocuklarına oluyor… Binali Yıldırım'ın çocukları kadar şanslı olmayacak olan o çocuklara… Gemileri, tersaneleri, büyük şirketleri ve en azından babaları olmayacak olan o çocuklara…

Yeni Başbakanımız Binali Yıldırım o vakitler Ulaştırma Bakanı değil, Yurttan Sesler Korosu'nda şefti!..

Dünyada ise cehalet ve görevden kaçma hüküm sürüyordu!.. Mesela Makedonya'nın Ohri Gölü'nde Bulgar turistleri taşıyan tekne batmış, 15 turist boğulmuştu… Tekne fazla yolcu aldığı gerekçesiyle Makedonya Ulaştırma Bakanı alelacele istifa ederek görevden kaçmıştı!..

İstifa sebebi de 'evlerden ırak olsun' çok tuhaftı: "Yerime gelen kişi, hiçbir etki altında kalmadan kazayı araştırmalı. Soruşturmanın selâmeti uğruna ben burada kalmamalıyım…"

***

Sadece tek kişi ölünce bizde ölüm basitleşiyor, sıradanlaşıyor, haber değeri taşımıyor ama yine de verelim… Ankara Kızılay'da metro inşaatı çöktü ve bir vatandaş öldü… Dönemin Ulaştırma Bakanı o klasik dille "Başka ülkelerde de oluyor bunlar" dedi…

Şüphesiz oluyordur, başka ülkelerde, meselâ  Gambia'da, Tanzanya'da  ve Sudan'da!.. Hem başkalarına bakıp niye istifa edeceklerdi ki? Ne diyordu Mecelle: Su-i misal emsal olmaz!..

Zaten konunun Binali Yıldırım'la ilgisi yoktu… Yeni Başbakanımız o vakitler Ulaştırma Bakanı değil, Sınırlı Sorumlu Kamyoncular Kooperatifi Başkanı'ydı!..

Dünyada ise cehalet ve görevden kaçma hüküm sürüyordu!.. Meselâ Danimarka Dış Yardım Bakanı 'halka yanlış bilgi verdiği için' istifa ediyordu… Tokyo Valisi yargılandığı bir dâvâda beraat etmesine rağmen 'halkı yeterince ikna edemediği için' istifa ediyordu… Feribot kazasından sonra Güney Kore'de Başbakan istifa ediyordu…

***

Bir Araplar bilmezdi bu istifa işini tıpkı bizim gibi… Mina'daki faciadan sonra aralarında Hac Bakanı, Mekke Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürü olmak üzere birçok görevli ya istifa etmek zorunda kaldı ya da görevden alındı…

Geçtik Batı'yı ya da Uzakdoğu'yu… Artık kategorik olarak Ortadoğu'nun bile altındayız sorumluluk almakta… Olsun, Mecelle'deki 'kötü örnek, örnekten sayılmaz'a sarılabiliriz... Gamsızlık ve rahatlık bizim 21. Yüzyıl'daki resmî ideolojimiz!..

Ölen ölür, kalan 'bağlar' bizimdir nasıl olsa!.. İçimizdeki en 'rahat'ı Başbakan seçerek, pardon atayarak, bu düzeni taçlandırmamız gerekiyordu… Vatana,  millete, toprağa, havaya, denize, yine pardon havuza ve de 'hayırlı evlâtlar'a bir kere daha hayırlı olsun!..

Yazarın Diğer Yazıları