Bu düşmanlık niye

Milli Eğitim Bakanlığı okullarda belli sınırlara bağlı kalmak kaydıyla, kıyafet serbestliği getirmiştir. Şöyle gerilere gidip de, öğretmen ve öğrenciliğimi düşününce, uygulanan kıyafet zorunluluğunun ne kadar demokrasi dışı, baskıcı ve şahsiyet gelişimini etkileyen bir uygulama olduğunu şimdi daha net olarak görebiliyorum. Okul çıkışından itibaren, o önlük ve yakaların nasıl parçalanırcasına çıkarılıp kenara fırlatıldığını ve okula giderken nasıl da zoraki giydiğimizi hatırlıyorum. Şimdilerde ise, o yaşlardan itibaren nasıl da bizlere körü körüne emirlere uymayı ve itaat etmeyi öğreterek bugünlere getirdiklerinin acısını yüreğimde hissediyorum.
Bizde tüm bunlar olurken, dünya ülkelerine bakıldığında bu tip tek düzeliğin geri kalmış ülkelerde veya komünist blokta uygulanması, siyasi erkin rahatı için olduğu bir defa daha netlik kazanmıştır. Çeşitli bahanelerin arkasına sığınılarak yapılan bu tür uygulamalar sonucudur ki, yetişen nesilde araştırma, soruşturma yerine, uyuşukluk ve pasifliğe iterek, verilenle yetinmenin öğretilmesi ülkenin geri kalma nedenlerinden de biri olmuştur.
Bugün de yine bazı çıkar gruplarının çığlıklarını duyuyorum. Neymiş, efendim ellerinde kıyafet stokları varmış. Bunlar depolarda kalırsa iflas ederlermiş. Onca iş yeri kapanır, binlerce insan aç kalırmış. Güzel bir duygu sömürüsü değil mi? Geçmişte insanları kaz yerine koyup yolanlar, şimdi ne de güzel hamaset yapıyorlar. Piyasada 10 liralık bir yeleği, bir çizgi koyduk diye 100 liraya satarken, insanları düşünmeyenler, acaba bugün üç beş kişiyi düşünerek vicdanlarını mı rahatlatıyorlar.
Ya sizler fakir fukara edebiyatı yapanlar. Bu çocuklar tatillerde formalarıyla mı dolaşıyorlar? Tatilde olmayan, çocuklar arası rekabet okulda neden oluyor? Okula tabanı delinmiş ayakkabıyla gelen, bir şey yemediği için okulda bayılan, parasızlıktan bazıları okula yaya giderken bazılarının makam arabalarıyla gelmesi, çocuklar arasında ayırıma ve psikolojik sorunlara neden olmuyor da kıyafet mi neden oluyor?
Fakirlik edebiyatı yapıp, psikolojik sorunlar yaşanacağını söyleyenler, devlet okullarında kıyafetler serbest bırakılırken, özel okullarda devam edildiğini neden irdelemiyorsunuz? Asıl fakir zengin ayırımlarının buralardan kaynaklandığını hiç düşündünüz mü?
Eğitim sistemine yön vereceğiz ve eğitim çalışanlarının hakkını koruyacağız diye ortaya çıkan bazı sözde sendikalara ne demeli. Biri konuyu AİHM’e taşıyacağız derken, biri sokak eylemleriyle başörtüsü olayına karşı çıkıyor. Bunların unuttuğu ise destek verdikleri bölücüler gibi din karşıtı olmalarıdır. Allah’ın kelamı olan Kur’an’ın okunması sırasında kız çocuklarının başlarını örtmelerini hazmedememeleridir. Kula kulluk edenlerin Allah huzurundaki saygıyı kabul etmemeleri, bunların demokrat olmadıklarının da bir belgesidir.
Diğer bir sözde sendika ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin önüne giderek neredeyse tüm kadınlarımızı tekraren çarşafa sokacak yasalar çıkarılması için slogan atıyorlar. Milletimizin düştüğü durumu varın siz takdir edin.
Yapılanlarla ilgili olanlar tabii ki bunlardan ibaret değildir. Getirilen bu kıyafet serbestiyetinin dört dörtlük olduğunu iddia etmek saflıktan başka bir şey olamaz. Çığırtkanlar nasıl ki ideolojileri gereği veya bir yerlerin emriyle bağırıyorsa yönetmelik değişikliğini yapanlarda bir yerlerin isteğini ve kafalarının arkasındakileri gerçekleştirme peşindedirler.
Hükümet ve onun politikalarının uygulayıcısı bakanlar, görüşlerinin gereği Cumhuriyetin değerleri ve onun kurucusu ile hesaplaşmayı kendilerine şiar edinmişlerdir. Her fırsatta bu değerleri örseleme veya bunları aşındırmayı kar saymaktadırlar.
Eski yönetmelikte yer alan “Atatürk ilke ve inkılâplarına uygun, uygar, aşırılıklara kaçmayan sade bir kılık kıyafet” hedefi yer alırken, bugün bu madde kaldırılmıştır. Bu da şunu gösteriyor ki, her yazılı belgede yer alan Atatürk isminin kaldırıldığı gibi buradan da kaldırılmıştır.
Son yönetmeliğe göre öğrenciler eğitim gördükleri okulun arması ve rozeti dışında nişan, arma, sembol ve rozet takamaz derken, Atatürk ve Türk bayrağı rozeti yasaklanmıştır. Makyajından, taytına ve mini eteğinden, kolsuz giysiye varıncaya kadar nelerin giyilip giyemeyeceği belirlenirken, bazı bölgelerde peşmerge kıyafeti veya bir kısım renkleri taşıyan elbiselerin giyilip giyilmeyeceği belirtilmeyerek burada da açılıma gidilmiştir.
O zaman çığırtkanlara ve konun uzmanı olduğunu iddia edenlere, duyarsızlığını kaybetmiş medyamıza sormak gerek, siz kimin adına ve ne için bağırırsınız. Neden milletçe ulvi değerlerimizin aşındırılmasına ve bunlara saldırılmasına ses çıkarmazsınız? Bu düşmanlık niye? Bu hale getirenler ve bu durumu kamuoyundan saklamak için yön değişikliği yaptıranlar kimlerdir? Türk’ün değerlerine düşmanlık size bir şey kazandırmadığı gibi çok şey kaybettireceğini de göreceksiniz.

Yazarın Diğer Yazıları