Televizyon kanalları, yaz aylarında bir yandan yeni dizileri yayına sokarlarken, bir yandan da sezon içinde muhtemelen bir başka
Televizyon kanalları, yaz aylarında bir yandan yeni dizileri yayına sokarlarken, bir yandan da sezon içinde muhtemelen bir başka tutmuş diziyle çakıştığı için umulan ilgiyi görememiş dizilerini yeniden seyircinin karşısına sunuyorlar. Bu hamlenin fazlaca eleştirilecek bir tarafı yok, örneğin “Suskunlar” adlı dizi, eminiz yaz yayınlarından sonra, önümüzdeki sezona daha fazla fanatiğiyle ve daha yüksek bir ratingle girecek.
Ancak tekrarların ölçüsünü tutturmak gerekiyor. Gündüz kuşaklarında bu işin adeta suyu çıkıyor. Show TV “Doktorlar” dizisini kim bilir kaçıncı defadır döndürüyor? “Cennet Mahallesi”, “Akasya Durağı”, “Arka Sokaklar” adlı dizileri artık ezberlemeyen kaldı mı? Neredeyse rüyalarımızda bile kendimizi ya hastanede, ya polis karakolunda sorgu sandalyesinde göreceğiz. Hâlâ üç - beş rating yapıyor diye, bu dizileri bilmem kaçıncı defa yayınlayıp, seyirciyi aptal yerine koymanın anlamı var mı? Malum, “Çocuklar Duymasın” dizisine bu anlamda dünya rekoru bile kırdırmıştık: “Tekrarı en çok yayınlanan dizi” rekoru.
Yaz aylarının reklam geliri açısından düşük sezon kabul edilmesi, kanal yöneticilerini ellerindeki bedava malzemeyi kullanmaya itiyor. Oysa unutulan bir şey var. İnsanlar artık tatili falan unuttu. Bırakın tatili, bir sinemaya bile gidemiyorlar, günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorlar. Yani, yaz aylarında televizyon, yine toplumun çok büyük bir kesiminin tek eğlencesi. Kanal yöneticilerinin, olaya bir de buradan bakması gerekir.
