Bu hatadan dönmek için hâlâ vakit var...

Bu hatadan dönmek için hâlâ vakit var...

Türk Ordusu paramparça

--------

Prof. Dr. Ümit Özdağ MHP Gaziantep Milletvekili'dir. Ulus devletin korunmasını, bağımsızlığı, parlamenter demokrasinin güçlenmesini savunan Atatürk çizgisinde bir siyaset adamıdır.

MHP Genel Başkan adayları arasında olan Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın yaptığı önemli uyarılar ne yazık ki medyamızda hak ettiği yeri bulmadı.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde, kanun hükmünde kararnamelerle alelacele yapılan değişiklikleri çok yanlış bulan Ümit Özdağ "İktidar, olaylardan ders almak yerine, 15 Temmuz travmasını Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yapısını parçalamak için fırsat olarak kullandı" diyor ve ekliyor.

***

"... Emir-komutada çok başlılık bir ordu için felaket anlamını aşır. Konuştuğum bütün askeri uzmanlar 'bu durum kaosa davettir' dedi.

... Jandarma Genel Komutanlığı, Türk Ordusu'ndan koparılmış (...) Bu parçalanma ortaya terörle mücadelede büyük sorunlar çıkaracaktır.

...Türk Ordusu savaşan bir ordudur. Her gün şehit ve gaziler verilmektedir. Türk askeri tabipleri bazen ellerinde silah, en ön cepheden gazi tahliye etmekte, şehitler taşımaktadır. Şimdi, askeri doktorun olmadığı yerde bunu kim yapacaktır? Dağda yaralanan askere kim ilk müdahalede bulunacaktır?

Dünyada askeri hastanesi ve doktoru olmayan başka ordu yoktur. Askeri doktorluk özel ihtisas, uzmanlık isteyen bir meslektir. Yarın askeri doktor olmadığı için dağda kan kaybından şehit olan her askerin ölümünden, önce PKK terör örgütü, sonra askeri tabipliği kaldıran bu iktidar sorumlu olacaktır.

... Bugüne kadar Kuleli Askeri Lisesi'ni bir tek İngiliz Askeri İşgal Yönetimi boşaltmıştı. O tarihte 230 kahraman Kuleli öğrencisi Anadolu'ya geçerek İstiklal Savaşı'na katılmıştı.

... Erdoğan herhalde dünyada ilk Muhafız Alayı ve yaveri olmayan bir başkomutan olarak tarihe geçecektir..."

Rahmi Turan Sözcü

++++++

Vatikan imamı(!)

------

(...) Opus Dei ile Cemaat'in izdüşümü kurumsal yapılanmadan eğitim misyonerliğine kadar öylesine açıktı ki, nakaratı "ışık" olan her iki örgütün tasarımcıları aynı yolun yolcusu olduklarını daha "rehber" kitaplarında ilan etmişlerdi:

Papaz Josemaria Escriva'nın Opus Dei örgütünün ideolojisini oluşturan kutsal kitabı "Yol" adını taşır (...) İngilizcesi, THE WAY'dir. Raslantıya bakın ki, Fethullah Gülen'in İngilizceye çevrilen ilk kitabı da, dört ciltlik"Criteria, or lights of THE WAY" (1998) başlığıyla yayımlanmıştır!

... Opus Dei (...) 1982 yılında II. Jean Paul tarafından, doğrudan Papa'ya bağlandı!

... Gülen, 1996 Eylül ayında "tedavi" için gittiği ABD'de New York Kardinali O'Connor ile görüştü. (...) ertesi yıl şubat ayı başında Papa İkinci Jean (...) 10 Şubat 1998 tarihli Hürriyet gazetesinde yer alan Fethullah Hoca Papa'yla görüştü başlıklı haberde, Feto'nun buluşmayı anlatırken "Gerek Papa ve gerekse benim yaşlarımız ilerlemiş. Bu bakımdan ben bu kutsal topraklarda ölürsem diye aklıma geldi" dediği yer alıyordu.

***

Bir Hıristiyanlık Masalı(*)nın yazarı olarak söyleyebilirim ki, ne kadar açılımcı olursa olsun bir Müslümanın, hele ki İslami önder olduğu iddiasındaki bir imamın Roma'yı ya da el kadar Vatikan'ı kutsal toprak algılayıp sunması en azından tuhaftır!

Neyse.

Fethullah Gülen, 1999 yılı Mart ayında ABD'ye göçtü. Feto-Papa görüşmesinin üstünden beş yıl geçti.

2003 yılında İkinci Jean Paul, 31 adet yeni Kardinal seçti. Bunlardan 30'unun adı açıklandı, 31'inci "in pectore" idi.

Latince "göğüs kafesi içinde" anlamına gelen deyim, Katolik Kilisesi kutsal hukukunda 353 sayılı fermandır. Papalara, düşman topraklarda kiliseye yaptığı hizmetlerden ötürü Kardinallik makamıyla ödüllendirilen kişiyi tehlikeye atmamak için adını "yüreğinde saklamak" yetkisi verir. Gizli kardinalin adı, kilise düşmanları yenildiğinde ve tehlike geçtiğinde açıklanır.

Papa II. Jean Paul, 26 yıllık papalık sürecinde "in pectore" üç kardinal seçti. Bunlardan ikisinin adı açıklandı.

Ama 2003 yılında yüreğine gizlediği 31. Kardinal'in kimliği, 2005 yılında kendisiyle birlikte mezara gömüldü.

Olabilir mi dersiniz?

Niye olmasın?

Kiliseye biat eden bir imamdan iyisi, Şam'da kayısı!

----------------

* Kırmızı Kedi, 2014

Mine Kırıkkanat Cumhuriyet

++++++

Özür böyle birşeydir!

-----

Siyasette özür dilemek diye bir şey elbette var... Özür hangi hallerde söz konusu olur:

Fail size zarar verdiğini kabul edecek...

Çektikleri-nizden dolayı derin pişmanlık hissettiğini açıklayacak.

Verdiği zararlar için tazminat ödemeyi kabul edecek.

Kökten değiştiğini beyan edecek... O suçu bir daha işlemeyeceğine söz verecek...

Filozof Kathleen Gill diyor ki;

"Özür dilenen kişi, dileyenin gelecekte benzer haksızlıklardan uzak durmaya çalışacağına inanmalıdır."

Eğer bu koşullar varsa "özür"ün kıymeti harbiyesi vardır...

Melih Aşık Milliyet

++++++

Murat Eren'i unutmayın

-----

...polisin, ordunun, eğitim sisteminin içindeki FETÖ'cüler defalarca köşe yazılarında, kitaplarda dile getirilmişken... 

Dürüst subaylar; Fethullah Gülen'i ABD'de ziyaret eden, Cemaat üyesi olan albayların amiral yapıldığını anlatmışken...

Balyoz ve Ergenekon sürecini unutmamak, bundan sonra benzer haksızlıkların, kumpasların yaşanmaması açısından çok önemlidir.

Hâlâ tek tutuklu olarak cezaevinde bulunan Murat Eren de en kısa zamanda tahliye edilmelidir.

Güngör Mengi Vatan