Bu iş yarım bırakılmasın

    ÇEŞMEKÖY'deki bağ evinde firari hain Adil Öksüz'ün kalmadığı açıklandı...

    Yapılan parmak izi araştırmasında bulunan izlerin iki ayrı kişiye ait olduğu belirlendi, "Bu izler haine ait değil" denildi...

    Adil Öksüz'ün parmak izleri güvenlik güçlerinde var mı, ya da

görev yaptığı Sakarya Üniversitesi'ndeki dosyasında bulunuyor mu bilemiyoruz...

    Olması lâzım; yoksa da yadırgamayın...

    Anlaşılan bu herif de tedbirli hareket etmiş ve hiçbir yere parmak izi vermemiş...

    * * *

    Bulunan izlerin haine ait olmadığını söylemek için güvenlik güçlerinin elinde herifin parmak izi olması lâzım...

    Olmadığına göre...

    Bulunan izler ona ait değil demek zor; zor ama dediler işte...

    Daha önce elde edilmiş izler olsaydı bulunan izlerin kimin parmaklarına ait olduğu anlaşılırdı. Artık öyle bir ihtimal de kalmadı...

    * * *

    Güvenlik güçlerinin açıklaması uyutma ya da şaşırtma amacıyla yapılmış olabilir mi...

    Bir ihtimal...

    O zaman konuyu fazla kurcalamamak, polise bırakmak lâzım...

DERKENAR

---------------------

     HAİN Adil Öksüz'ün çok kuvvetli bir arkası olduğu söyleniyor. Her yerde, onu saklayan hatta kaçıran bir başka hain yapılanma ihtimalinden bahsediliyor. Şayet varsa o ihanet yapılanmasına da ulaşılmalı. Hainin yakalandığı askeri üsten başlayarak kimler tarafından korunup kollandığını bulmak herhalde o kadar zor değildir. Güvenlik ve yargıda derinlemesine bir araştırma ve sorgulama yapmakla haine kol kanat gerenler ortaya çıkarılabilir.

Hain, konuşmasın diye öldürüldüyse o da tespit edilmiş olur.

Bunlar akla ziyan işler

---------------------------------------

     ANITKABİR'de bu defa da halı sahası krizi baş gösterdi...

     Saha, görevli askerler -subay ve astsubaylar dahil- dinlenme saatlerinde top oynasın diye yapılmış...

     Muhafazakâr demokratlar değil fakat çağdaş cumhuriyetçiler ve Atatürkçüler, "Anıtkabir alanında top sahası olmaz" diye ayağa kalktı...

     Hatırlayacaksınız, bu alanda daha önce de çocuk parkı yapmışlardı...

    Soranlara, "Ziyarete gelenlerin çocukları oynasın diye yaptık" dediler...

    Akla ziyan bir cevap...

    * * *

    Çocuk parkı kaldırıldı, sıra şimdi halı sahada...

    O da kaldırılacak...

    Hele kaldırmaya görsünler...

    * * *

    Siz hiç kabristanlarda çocuk parkı gördünüz mü; salıncak kurulduğunu, kaydırak yapıldığını filan...

    Ya halı saha...

    Bugüne kadar eksik akıllı biri çıkıp da "Ahali mevtaların arasında top koştursun" dedi mi...

    * * *

    Anıtkabir gibi bir simge alanı "Panayır meydanı"na çevirmeye kalkanları, kim olurlarsa olsunlar aziz milletimiz bağışlamayacaktır.

   Ona göre!

Bırak yargılansın be kardeşim

-------------------------------------------------

   ADAMIN saçlarına ak düşmüş, bıyıkları bile ak olmuş. Göğüs kılları da bembeyazdır herhalde, tıpkı burun kılları gibi...

   Sıfatı Millî Eğitim Müdürü...

   Öğrencilere okullarında ve mezuniyet törenlerinde 10. Yıl Marşı söylemelerini yasaklamış...

   "Bu marş bana 28 Şubat'ı hatırlatıyor" diyerek meşrebini

belgeleyen lâflar etmekten de kendini alamamış...

   Lâfının sonunda da "Hâlâ bir yerlere mi özeniyoruz. O devirler geçti" diyerek Atatürk'e ve cumhuriyete gönderme yapmış...

   Böylece, saçı başı aklanırken beyninin süngerleştiğini ve gönlünün de karalara büründüğünü göstermiş...

   * * *

   Şikâyet üzerine bakanlık müfettiş göndermiş, hazırlanan rapora dayalı olarak idari açıdan dava açılacakken kentin valisi soruşturma ve dava açılma izni vermemiş...

   Kısacası vali bey MEB il müdürünü korumaya almış...

   Bu arada bir tevatürü de nakletmek isterim; vali ve müdür bilsinler ki kent sakinleri her ikisinin de FETÖ'cü olup olmadığının sorgulanmasını istiyor...

    * * *

    Şimdi valiye sesleniyorum; bırak yargılansın be kardeşim. Böylece ya aklanır, ya da hüküm giyer. İkisinden hangisi hakkıysa ona kavuşur ve suçluysa -ki öyle görünüyor- bir daha cumhuriyet ve Ulu Önder Atatürk karşıtlığına soyunmaz...

  KOCAMAN SÖZLER

----------------------------

      DEĞİŞEN bir toplumla, değişen bir dünyada hükümetler kalıcı olamaz. (L.BLUM)

Yazarın Diğer Yazıları