Biz Türkler çok şanslıyız, farkında olmasak da, 12 yıl boyunca dünya lideriyle kainat imamı tarafından yönetilmişiz. Bu sıfatlar bu 2 insana, Türk milletinin bahşettiği sıfatlar değildir. Erdoğan ve Gülen taraftarlarının kendi rehberlerine verdikleri sıfatlardır. İslamiyet öncesi Türk kültüründe yeni doğan çocuklara isim verilmez bir müddet  “Adsız” yaşarlarmış. Çocuk kendisine ad olacak bir kahramanlık veya beceri gösterirse o ismi alırmış. Ayı boğan, Kurt, dağ deviren, pehlivan, rüzgar, avcı, kuşçu vesaire gibi. Erdoğan  “Dünya lideri” , Fethullah Gülen  “Kainat imamı”  olmak için hangi kahramanlıkları yaptılar, ne tür bir beceri gösterdiler bilmiyoruz, biz duymadık, görmedik ama bunların sevenleri duymuş olacaklar ki böyle sıfatlar vermişler. Ülkemizin içine düştüğü acıklı durum bilinçli her yurt sever insanı üzmektedir. Ülkenin yüzde ellisi diğer yarısı tarafından esir alınmış gibi. Ülke bir çıkmaza girmiş, kronik bir hastalık gibi umutsuz vakaya dönüşmüştür. Halkın bir kısmı, ülkede olup biten seviyesiz işlere, hırsızlıklara, yolsuzluklara, hukuksuzluklara, teröre, hayat pahalılığına, kabalığa, hoyratlığa aldırış etmiyor veya görmek istemiyor. Sanki milletin üzerine ölü toprağı atılmış, hipnotize olmuş gibi hiçbir şeyi algılamıyor. Anlaşılan dünya lideri ve kainat imamı, 12 yıl boyunca mayalarına uygun insan tipi yaratmışlardır. Allah sonumuzu hayreyleye.
Seçimler yaklaştıkça basında ve sosyal medyada çirkinlikler, iftiralar, entrikalar, kasetler ve kumpaslar okuyup görmeye başladık. Bu çirkinliklerin tamamına yakını cemaat veya iktidar yanlılarıyla ilgilidir. Aslında cemaat ve AKP arasında gözüken bu kavga görüldüğü gibi değildir. Cemaat ve AKP’nin büyük bir bölümü bu kavgayı tasvip etmiyor. Bu kavga Erdoğan ile Gülen kavgasıdır. Kavganın altında para ve iktidar vardır. Bu para ve iktidardan çıkar elde eden küçük bir grup da, her iki taraftan da kavgaya dahil olmuşlardır. Kavgası yapılan bu iktidar ve para, Türk milletinindir. Oysa ülkede öyle bir algı yaratıldı ve var ki, sanki bu kavgayla Türklerin bir ilgisi yoktur, hiç kimsenin ne yapıyorsunuz kardeşim burası babanızın çiftliği mi diye sorduğu yok. Bu 2 kişi gerçekten dünya lideri ve kainat imamıysa, biraz da başka ülkeler ve halkları onurlandırsınlar, Türkler yeteri kadar dozunu aldı. İki yıldan bu tarafa ülkemiz bu 2 kişinin kavgasıyla meşgul. Türk milletinin ensesinde boza pişiriyorlar. Güreşmiyorlar, sadece peşrev çekiyorlar, bolca gürültü var ama bir icraat ve netice yok. Karşılıklı olarak birbirlerini hainlikle suçluyorlar. Devlet sırrı diye bir şey kalmadı. Babalarının çiftliği gibi davranıyorlar. Bildikleri her şeyi ifşa ediyorlar. Türk devleti zaafa mı uğrar, Türk milleti zarar mı görür, umurlarında değil. Varsa yoksa kendi çıkarları. Bu iki dünyalının kavgası ve ülkeyi meşgul etmesi, Türk devletinin kaynaklarını peşkeş çekmeleri artık bıkkınlık yarattı. Yazılı, sözlü ve görsel basında aynı kişilerin aynı argümanları aynı suçlamaları ve aynı numaraları bizleri bıktırdı. Bu kavga Türk devlet düzenini, güvenirliliğini, yargı sistemini, polis teşkilatını ve ticaret hayatı başta olmak üzere çok sayıda kurum ve kuruluşu işini göremez hale getirmiş, zaafa uğratmış ve itibar kaybettirmiştir. Daha da önemlisi bu kavga sınır dışında da devam ettiği için ülkenin dışta itibarı zedelenmekte, ülke kaynakları ve paraları beyhude harcanmakta ve başta ABD olmak üzere birçok ülke bu kavgadan dolayı, Türkiye’nin iç işlerine karışmaktadırlar. Ülke ve kamuoyu gereksiz ve anlamsız bir şekilde meşgul edilmektedir. Bu kavga bizi bıktırdı, bu kavga bizim kavgamız değil, ne yapacaksanız yapın artık, bu saçmalık bitsin, ülke ve kurumları gerçek işine ve gündemine odaklansın sizlerin fantezilerine değil.