Bu mu tarafsızlık

     Bu kadar saldırganlık ve utanmazlık olmaz. "Ben hayır diyorum" diye açıklama yapınca başarılı sunucu İrfan Değirmenci'yi işinden çıkardılar. Ardından aktör Şevket Çoruh "Ben de hayır diyorum" açıklamasıyla Değirmenci'ye destek verdi...

      "Vay sen de ha.." dediler, onu da çok başarılı olduğu Arka Sokaklar adlı televizyon dizisinden şutladılar...

      Dizide Mesut Komiser olarak izlediğimiz Çoruh vuruluyor ve ölüyor, böylece diziden çıkarılmış oluyor...

      Bu iki olayın yaşandığı yer, Doğan Medya Grubu'na ait Kanal D televizyonu...

      Daha geçen gün grubun yenilenen yayın ilkeleri masaya yatırıldı ve Aydın Doğan Bey tarafından açıklandı. Açıklamada gruba ait medya platformlarının tarafsız olduğu vurgulandı...

      Lâfı uzatacak değilim; kuruluşların tarafsızlığına tamam demek mümkün ama kişilerin taraf olmasına müdahaleye tamam demek mümkün değil...

      Öncelikle İrfan ve Şevket'in Kanal D'nin yayın ilkelerine zarar verip vermediklerine bakmak lâzım...

      Ülkede düşünce ve düşündüğünü söyleme özgürlüğü yok diye Kanal'da da mı özgürlük olmayacaktır...

      Grup, iktidara ve Erdoğan'a yaranmak amacıyla evet için yeterince yayın yaparken bu isimlerin kurumdan deport edilmeleri manidardır ve Kanal D ailesine yakışmamıştır..

      Yazık... Demokratik ilkelere sahip olduğu açıklanan bir kuruluşun iktidara yaranma usulü, giyotin haline getirildi ve iki değerli insanın boynuna indi...

      * * *

      Bu saatten sonra ne Aydın Doğan Bey, ne de grup mensupları demokrasiden, hukuktan, özgürlüklerden ve tarafsızlıktan bahsedebilir...

      Komik olurlar!

 

Güneydoğu da Hayırcı

------------------------------  

      AKP, Bahçeli'den ve hempalarından umudunu yitirince Kürt yurttaşlara yöneldi...

      Erzincanlı Başbakan Bitlis'te Kürtleri övdü, Türklüğü ise yeterince destek veremeyen Bahçeli ve adamları üzerinden eleştirdi...

      Bacanağım Bitlisli, telefonda "Başbakan kafasını gözünü yarsa da halka Kürtçe seslendi" dedi. Bitlis halkı sanki silme Kürt. Evet çıksın diye her yolu mübah görüyorlar; halka Kürtçe seslenmek de o yollardan biri oldu... Başbakan Türkçeyi bırakıp Kürtçe'yi sahiplenir de Diyarbakırlı Mehdi Eker durur mu; o da halka yarı Türkçe yarı Kürtçe hitap etti.

      Güneydoğu illerimizde evet oyları hayli düşük. Durumdan ziyadesiyle endişe duyan Cumhurbaşkanı, AKP örgütünün daha çok çalışmasını istedi. Birkaç günden beri Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak, Hakkari, Bingöl, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Ağrı, Adıyaman gibi illerde AKP'liler ve eşleri kapı kapı dolaşıyor. Ancak başarılı olmaları mümkün değil, çünkü kapılar yüzlerine kapanıyor.

      Anlaşılan bu illerimiz de HAYIR diyecek...   

 

Yalanla evete gidilemez...

------------------------------

     Burhan Ayeri, meslek hayatından bahsederken rahmetli Başbuğ'a ilişkin bir de hatırasını nakletti. Bana da bir anımı dillendirmemin yolunu açtı...

     Bir dönem MHP'de epey gazeteci vardı, biri de bendim. Gazeteci Hasan Tuncay partide görev almayı çok istiyordu. Mevcut il yönetimi yorgundu, üyeler görevi bırakmak üzereydi. Kongreye gidilirken Hasan adaylığını açıkladı. Partinin genç kanadı ağır basınca da İl Başkanı oldu...

     Bir hafta sonuydu, Başbuğ İstanbul'a gelmişti. Rahmetli Dündar Taşer ağabeyin de katıldığı bir toplantıda (*) lâf, darbeden sonra yapılan seçime erken gidildiği görüşüne geldi; hiç unutmuyorum, bunun üzerine Başbuğ şöyle demişti:

     -Darbeden önce, demokrasinin zedelenmemesi için komite olarak kısa sürede seçime gitme kararı almıştık. Bu sözden dönülmedi. Askeri idarenin kalması demek tek kişinin yönetimi ve egemenliği demek olurdu. O sebeple kısa süre sonra seçime gidildi...

     "Türkeş de, başkanlıktan yanaydı" diyenler düpedüz yalan söyleyerek evet oylarını artıracaklarını sandılar. Bir kez daha yanıldılar ve yenildiler. Şurası açık ve net, ha askeri yönetim, ha sivil başkanlık, ikisi de millî iradenin tezahürü değil! Merhum Başbuğ bunu vurguladı ve neden başkanlığa karşı çıktıklarını ifade etmiş oldu.

(*) Bir gazete kurmak amacıyla yapılan ilk toplantı.

 

------------------------------ -----------------

DİKKAT, HAYIR demek için 18 gün kaldı.

------------------------------ -----------------

 

ANLAMLI SÖZLER

------------------------------

       Ey oğul, çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma, sus ve dinle. (Şeyh EDEBALİ)

Yazarın Diğer Yazıları