Bu nasıl bir zihniyet?

               Demokrasiyi gerçekten içselleştirmiş bir toplum muyuz? "Bu da nereden çıktı" diyeceksiniz. Görmüyor musunuz? İktidardakiler kuralları kendi çıkarına öyle acımasızca oluşturuyor ki, hukuk adalet dağıtarak seçime gideceği yerde kendilerine çıkar sağlama aracına dönüşüyor.

                Niye?

                Niyesi açık: "Eşit yarışamam. Bu, riske girmem demek olur. Ne yapıp edip hep ben kazanmalıyım" anlayışında da ondan.

                Şimdi bakın; iktidar, seçime az bir zaman kala neredeyse para dağıtımına yönelik paketler açıklıyor.

Bunu kimin parası ile yapıyor?

                Hepimizin parasıyla.

Niçin yapıyor?

Belli değil mi?

Seçime gidiliyor, emeklinin cebine para koyma derdine düşüyor.

                Seçime gidilmekteyken, kaçak yapıları meşrulaştıracağını söylüyor.

                Seçime gidilecek sırada, esnafa kredi verileceğini duyuruyor.

                Bunun neresi dürüst?

Eğer emekliyi düşünüyorsanız maaşlarını artırın.

                Geliri sürekli olsun.

Eğer kaçak yapıları affedeceksen, yapımları kaçak olmaktan çıkarın bırakın insanlar istedikleri gibi kat çıksın.

                Eğer esnafa destek çıkacak ve ekonomiyi canlandıracaksan, bunu, seçim arifesinde değil, seçimin olmadığı günlerde de yap. Yap ki insanlar önünü görsün.

Şimdi adama sormazlar mı, "haydi dağıttın diyelim. Bu devlet bütçesinden, hazineden çıkacak. Öyle değil mi? Dağıtacağın bunca parayı geriye nasıl koyacaksın."

                Cevabı da bellidir.

Seçimden sonra hepimizden toplayacaklar. Demek ki zam gelecek. Hazine iktidarın kendi malıymış gibi, sırf kendi lehine ve çıkarına olacak biçimde seçim sürecine girildikten sonra halka akçe dağıtması, adil ve eşit seçim yarışının olmadığının en çarpıcı örneğidir..

                Bu durum, sadece ekonomik imkânların dağıtımı ile sınırlı değil.. Bir de bilincimizi yönlendirmekle görevli medya var. Orada da eşitsiz dağıtım sürüyor.

                Aynı şekilde, seçim sonuçlarını etkileyecek bir diğer önemli kurum da bizzat devletin kendisidir. Devlet kadroları, milletin (seçmenin) tam karşılığı olmaktan çok, AKP iktidarlarının zimmetinde gibidir. Adil olmayan kadrolaşma, bırakın mevcut muhalefeti, ittifakın küçük ortağını bile, zaman içinde defterden sildi. Devletin hâkim noktalarında sadece iktidar yakını sendikanın temsil ettiği kimseler oturuyor.

Bunun anlamı nedir? "Devlet kadrolarından MHP ve BBP'nin gücünü sildik, yerine kendimize yakın sendikanınkini ikame ettik" demektir.

İşte böyle bir yapıya ek olarak AKP iktidarının bir avantajı daha var ki o hepsine eşit gibi.

Nedir o?

İttifak dışında yer alan muhalefetin çok parçalı ve birbirine benzemez olması.

Yeterli medya desteği yok...

Para/ekonomi yok.

Devlet bürokrasisi iktidarın tekelinde.

Yeni çıkardıkları seçim kanunları da cabası.

Ve muhalefetin HDP gibi bir sorunlu halkası var. Buna rağmen iktidar huzurlu değil. Seçimi garanti görmüyor. Ve kaygı düzeyi yüksek. Ve hâlâ iktidarı bırakmamak için elinden geleni yapıyor...

Yetmiyor, kendileri dışında herkes hain. Herkes devlet ve millet düşmanı. Bu nasıl bir zihniyet?

Yazarın Diğer Yazıları