Bu uzlaşmadan demokrasi çıkmaz

Bu uzlaşmadan demokrasi çıkmaz
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Binali Yıldırım'ın, başkanlık sistemi getirecek Anayasa değişikliği ile ilgili görüşlerini "müspet ve makul" buldu.

Bunun sonunun nereye varacağını şimdiden söyleyebiliriz:

Önümüzdeki aylar içinde bir referandum yapılacak ve Türkiye, deyim yerindeyse "paldır küldür" bir sistem değişikliğine gidecek.

AKP'nin bunu neden istediğini biliyoruz: Çünkü Recep Tayyip Erdoğan öyle olmasını istiyor. Reis'in sözünün üzerine söz söylenemeyeceği için de o parti içindeki aklı başında hukukçular bile (gerçi sayılarının bir hayli azaldığını da söyleyebiliriz) "Durun arkadaşlar, sistemi de değiştirecek bir Anayasa değişikliği böyle olmaz" diyemiyorlar.

Peki MHP Genel Başkanı bunu neden istiyor?

Onu da kendi sözlerinden öğreniyoruz:

"Şu anda fiili açmaz ve kriz hali Türkiye'nin önünü tıkamış, ufkunu kapatmış, devlet ve toplum hayatının ömrünü karartmıştır. Bilhassa 15 Temmuz'dan sonra siyasi dinamikler farklılaştığı gibi karmaşıklaşmış, ülkemiz öngörülebilir olmaktan çıkmıştır."  

Bahçeli ilginç bir politikacı.  

"Türkiye'yi öngörülebilir olmaktan çıkaran fiili açmaz ve kriz hali" diye tanımladığı şeyi düzeltmek için uğraşmak yerine, buna neden olan talebi karşılamaya hazır.

İyi de bu millet size, Recep Tayyip Erdoğan'ın neden olduğu siyasi kriz ve fiili durumlar ile mücadele edin diye mi oy verdi, yoksa onun yarattığı fiili durumlara meşruiyet kazandırın diye mi?

Belli ki Bahçeli, MHP'ye oy verenlerin böyle istediğini düşünüyor, ona göre davranıyor. Bu nedenle onu eleştirebilir miyiz? Hayır.  

Kendi siyasi varlığını bile tehlikeye atmaya hazır göründüğüne göre, bize ne?

Peki bu ikilinin üzerinde anlaştığı Anayasa'dan "demokratik bir Türkiye" çıkar mı?

Oyunun kahramanlarına bakarsanız öyle bir şeyin olma ihtimali zaten hiç yok.

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

***

Atatürk düşmanlığı ticareti

-------

…Dikkat çekmek isteyen, gündeme gelmek isteyen, adının gündemde kalmasını arzu eden, bir yerlere selam çakmak isteyen ne kadar kifayetsiz muhteris varsa...

Hepsi Atatürk'e dil uzatarak...

Bu ticaretten kâr elde etmek istiyor…

Ahmet Hakan Hürriyet

***

AKP'nin teklifinde üç sakıncalı madde

----------

Başbakan dün MHP lideri Bahçeli ile görüştü.. İki genel başkan ilk kez somuta indi.. Anayasa değişikliği maddeleri üzerinde görüştü..

Başkanlık sistemini konuştu.. İktidar partisi teklifi değiştirilir mi, üzerinde oynar mı, yoksa medyaya sızan şekliyle mi Meclis'e sunar, şimdilik soru işareti.. Medyaya yansıyan kısmına itiraz gelmediğine göre.. Yok canım nereden çıkarıyorsunuz denmediğine göre..

Sessizlik politikasıyla kabul

edildiğine göre..

İktidar partisi 2012 yılında uzlaşma komisyonuna verdikleri teklifte ısrar ediyor..

***

Önce şu notu düşeyim..

Bir grup başkanlık sistemine tümüyle karşı çıkıyor.. Başkanlık modelini Türkiye için sakıncalı buluyor..

Benim görüşüm de bu..

Diğer grup da istikrar adına başkanlık sistemini istiyor.. Hatta Türkiye'nin geleceği başkanlık sisteminde görüşünü savunuyor.. Bu görüşü savunanların hazırladığı metnin bir bölümü medya yansıdı..

İlk bakışta (şimdilik) üç sakıncalı madde gördüm..

***

BİR: Başkanlık sitemiyle milletvekili sisteminin aynı anda yapılması..

Ne var bunda diyeceksiniz?

Sakıncası şu.. Milletvekili adayları başkan olacak kişinin düzenlediği kampanyaya sığınarak Meclis'e girecek.. Başkan adayı başarılıysa partisi Meclis çoğunluğunu alacak..

Başkan yani yürütme, yasamayı belirlemiş olacak..

Yasama bugün olduğu gibi yürütmeye ram olacak..

Kuvvetler ayrılığı resmen ortadan kalkacak.. (Şimdi fiilen yok)

***

Bakın.. ABD'de Cumhuriyetçi aday Trump başkan oldu.. Senato ve Temsilciler Meclis'inde de çoğunluk Cumhuriyetçilerde..

Bu, Trump'ın gücüne ekstra güç katması demek..

Bu, denetimin azalması, Başkan'ın istediğini rahat rahat yapması demek..

1928 yılından beri ilk kez böyle bir tablo çıkmış..

Amerikalılar düşünceli..

Ya kötüye işlerse, ya aşırı güç kullanımına neden olursa diye endişeli..

***

Amerikalıların endişe duyduğu bu hali biz, anayasayla düzene çevirmeye çalışıyoruz.. Sürekli kılmaya çalışıyoruz..

***

İKİ: Başkan'a başkanlık kararnamesi çıkarma yetkisi getirilmek isteniyor.. Yasa gibi.. Bugünkü KHK'ların bir benzeri.. Yani Başkan yasamaya ihtiyaç duymayacak.. Yasamayı boşa çıkartabilecek..

(Güncel örnek; Belediyelere kayyum ataması Meclis'ten geçmedi.. Yasama kabul etmedi.. Yürütme

KHK ile getirdi..)

***

ÜÇ: Başkan kendi yürütme alanını kararnameyle kendisi

belirleyecek..

Kendi sınırlarını kendi çizecek.. Sınırlarını istediği kadar genişletebilecek..

Mehmet Tezkan Milliyet

***

Allah ile aldatanlarla mücadele nasıl olmalı?..

-------

Büyük Önder Atatürk'ü giderek artan sevgi ve saygıyla andığımız 10 Kasım'da bile sahnedeydiler!

Dünyaca saygın din alimi merhum Prof. Yaşar Nuri Öztürk'ün "Allah ile aldatanlar", diyerek tanımladığı sömürücülerden, yani "Yeni Muaviyeciler"den söz ediyorum!

(…)

 Peki bunlarla mücadele etmenin yolu ne olmalı?

İnsanlık tarihine baktığımızda bazılarının toplumu aldatırken en çok kullandıkları enstrümanların başında din veya başka inançların geldiğini görüyoruz. Bu alışkanlık bıçak gibi kesilemeyeceğine göre, bundan böyle süreceğini de rahatlıkla söyleyebiliriz. O halde ne yapmalıyız? "Din siyasete alet edilemez" gibi klişe söylemleri bir yana bırakıp, Allah ile aldatanların dinle hiçbir ilişkilerinin olmadığını ortaya çıkarmalı ve toplumu uyarmalıyız.

Çünkü Kuran'a birazcık inanan bir insan, başkasının hakkına el uzatmayı ve kul hakı yemeyi aklının ucundan bile geçiremez. Bunun aksine davrananların gerçekte Kuran'a inanmadıklarını deşifre etmek, topluma yapılabilecek en yüce hizmetlerden biri olur…

Uğur Dündar Sözcü

***

Başkanlık ve Anayasa

------

Türkiye aylardır iktidar partisinin "parlamenter rejim" yerine getirmek istediği "başkanlık sistemi"ni konuşuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2 gün önce El Cezire TV'ye "Türkiye'ye yakışan Türk tipi bir başkanlık sistemini devreye sokalım. Bu Türkiye'ye daha hızlı bir kalkınma fırsatı verecektir" dedi.

Zaten 14 yıldır tek parti iktidarı varken neden "başkanlıkla daha hızlı bir kalkınma" olacak, bunu açıklamadı.

Bahçeli, Başbakan Yıldırım'la görüşmesinden ve anayasa teklifinden memnun olduğunu açıkladığına göre büyük ihtimalle referandum yapılacak ve haftalar önce de yazdığım gibi 'başkan seçimi 2019'a bırakılsa da yetkileri hemen verilecek'.

***

ABD'deki sistemle hiç ilgisi yok, Türk tipi; üniter devlet yapısını koruyarak ve tek meclisle olacak, Başbakan bunu da uzun süredir söylüyor.

Bu sözlerin anlamı "başkanı denetleyecek eyalet valileri ve 2 ayrı meclisin olmaması" demektir. Mevcut Meclis'in çoğunluğu da başkanla aynı partiden olacağına göre "nasıl bir denetim düşünüldüğü" en önemli sorudur.

ABD'de mevcut olan "çok güçlü ve bağımsız bir yargı ile medya"nın bizde olduğunu iddia etmek de güçtür. Kısacası; mesele Bahçeli'nin hassasiyeti olan "Anayasa'nın ilk 4 maddesi" ile bitmiyor. Laik, demokratik hukuk devletine sahip Cumhuriyet'in korunması için başka şartların da sağlanması gerekiyor.

Güngör Mengi Vatan