Bu vurguna kim el atacak?

Şu ana kadar en az 10 kez yazdım. Bir kez daha yazıyorum bankaların sigorta vurgununu.

Tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşayan, krizin tam merkezindeki Türkiye'de işsizlik yüzde 12'yi geçti. Enflasyon yükseliyor. Hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Esnaf siftah bile yapmadan kepenk indiriyor.

Yüzlerce değil binlerce iş yeri kapanıyor, KOBİ olarak nitelendirilen küçük ölçekli işletmeler ya iflas ediyor ya da kapısına kilit vuruyor.

Türkiye'de bunlar oluyor.

Hükümet ama referandum için ama bu ülkede yaşanan krizi bitirmek için bir şeyler yapıyor.

Başarılı ya da başarısız.

Teşvikler havalarda uçuyor, vergi affı, SGK prim indirimi ve desteği, kredi ve akla gelmeyecek birçok konuda destek veriyor.

Amaç piyasada yaşanan bu durgunluğu ve krizi bitirmek.

Maalesef hükümetin bu verdikleri krizin ateşini söndürmüyor.

Söndürmemesinin tek nedeni bu ülkede kontrolsüz bir şekilde faaliyet gösteren bankalar.

Bu bankalar bir dönem Osmanlı'nın altını oyan Galata bankerleri gibi.

Hükümet istihdam seferberliği ilan ediyor, işçi alımına SGK prim desteği veriyor ama bankalar bildiğini okuyor. Seferberlik ilan edildiğinin ertesi günü Körfez sermayeli bir banka yaklaşık 300 kişiyi kapının önüne koyuyor.

Bu ülkenin Çalışma Bakanlığı bu bankaya sormuyor bile "neden" diye.

Hal böyle olunca bankalar bildiğini okumaya tam gaz devam ediyor.

Bankalar bilançolarını açıklamaya başladılar. Krizin doruk noktaya ulaştığı bir dönemde bankaların kârı yüzde 25 ile yüzde 85 oranında artmış.

Burada bir yanlışlık yok mu?

Türk ekonomisi tepe taklak giderken, işsizlik patlarken, esnaf kepenk indirirken, koca şirketler iflas ederken bankaların kârları neredeyse rekor kırıyor.

Bir de halen oturup ağlıyorlar. Her toplantıda sızlanıp adeta hükümeti "2001 yılındaki banka krizi yaşamakla" tehdit ediyorlar.

Hükümet ise bu korku ile bankaları başıboş bırakıyor. Başıboş bırakılan bankalar da bildiğini okuyor.

Emekliye işsizlik sigortası!

Konu yine sigortalar ve masraflar. Geçen hafta bir banka utanarak personellerini uyardı:

"Kredi verirken emeklilere işsizlik sigortası yapmayın." Yuh yani! Emekliye işsizlik sigortası mı olur?

Türkiye'de olur! 3 kuruşluk kredi için bankaların kapısını çalan emeklilere hayat sigortası yetmezmiş gibi bir de işsizlik sigortası yapan ahlaksız bir sisteme bakar mısınız? Bu banka bu yasağı bir emeklinin şikâyeti üzerine yaptı. Ya şikâyet edilmeden yapılan binlerce saçma sapan sigortalara ne dersiniz.

Geçen hafta 5 özel bankayı araştırdım. 10 bin liralık kredi için şartınız nedir diye. Hepsinin söylediği şu, en az iki sigorta. Biri hayat diğerini sen seç! İster işsizlik, ister diş sigortası istersen cüzdan sigortası. Adeta bu bankalar anlaşmış iki sigorta konusunda iş birliğindeler.

Sigorta poliçeleri bankalar için adeta havadan gelen bir para. Çünkü sattıkları poliçeler hiçbir zaman riske dönüşmeyecek türden. Bunun için personeline acımasızca sigorta hedefi veriyor.

Gerek BDDK, gerekse Hazine Müsteşarlığı bankaların bu başıboş sigorta poliçe kesme özgürlüğüne bir kısıtlama getirmek zorunda. BDDK'dan artık bir beklentimiz yok. Çünkü bu kurum şu ana kadar sadece bankaların yanında yer aldı. Şu ana kadar en az 20 tane sigorta vurgunu belgesi yayınladım. Hiç biri hakkında işlem yapılmadı.

BDDK yetkilileri tarafından ertesi günü arandım. Konu ile ilgili bilgi aldılar ve sadece teşekkür ettiler.

Emekliye bile kesilen o acımasız sigorta poliçeleri haksız kazançtır. Bunun vebali günahı ise BDDK ve Hazine'dedir.

Bu dünyanın bir de öbür tarafı var. Eğer inanıyorlarsa emin olsunlar ki, bu vurguna ses çıkartmayanların ahirette önüne gelecektir. O üç kuruş emekli maaşı ile geçinemeyip bankaların olmayan vicdanlarına sığınan bu insanların mağduriyetinin vebali büyüktür.

Önümüzdeki hafta KOBİ'lere yapılan sigorta ahlaksızlığını belgeleriyle anlatacağım.

BDDK ve Hazine Müsteşarlığı duymasa bile ben anlatmaya devam edeceğim.

Yazarın Diğer Yazıları