Bu zihniyetten demokrasi çıkar mı?

                İşte anlatmak istediğim kültür bu. Partisi falan yok. Görüşü, duruşu ve düşüncesi ne olursa olsun herkesin ortak paydası.

Zaten bunun için ona kültür diyoruz.

Herkesin ortak yanını anlattığı için.

Ortak paydayı ifade ettiği için..

Eski Milli Eğitim bakanlarından şimdiki Başbakan Davutoğlu'nun yine eski danışmanlarından Hüseyin Çelik, AKP'li arkadaşlarının hoşuna gitmeyecek açıklamalarda bulundu. Mealen dedi ki: "Biz terörün bu noktalara geleceğini önceden arkadaşlarımıza söyledik. Ancak bizi dinlemediler. Teröristler onların gevşek davranıp, valilin kaymakamın elini kolunu bağlamalarından istifade ederek metropollere, şehirlere silah yığdı…"

Söylediği bu..

Sonrasına bakalım..

Bir zamanların bakanı, parti sözcüsü, partinin en hası olan Çelik, birden bire dünyanın en kötü insanı ilan edildi…

Ağıza alınmayacak hakaretlere uğradı..

Ya Bülent Arınç?

28 Şubat sürecinin önemli simalarından, AKP'nin önemli ağır toplarından ve aynı zamanda kurucularından Başbakan yardımcısı, hükümet sözcüsü ve Meclis başkanı yapılacak kadar da nitelikli olan Arınç ne dedi ve ne ile karşılaştı?

Dedi ki: "Dolmabahçe görüşmelerinden Cumhurbaşkanının haberi vardı…"

Herkesin bildiği gerçeği söyledi. Türkiye'de herkes biliyor ki R.Tayyip Erdoğan'ın bilgisi olmadan İstanbul'da arsa bile satılmıyor.

Ağır abi, en ağır hakaretlere uğradı. Öyle ki,  Sanki düşmanmış gibi takdim edildi… Bir anda hain ilan edildi..

AKP'den hiç kimse Hüseyin Çelik, Bülent Arınç bir şey söylüyor acaba haklı mı diye sormadığı gibi düşünmedi de.

Hiç kimse biz de öz eleştiri yapalım. Yanlışlarımızdan ders çıkaralım da demedi. Hakaret ve küfür dışında akıllı bir cümle çıkmadı kimsenin ağzından.

Sadece bunu yaptı.

Taraftar gazete yazarlarından, AKP milletvekillerine, aktrollere kadar sövüp saymayan kalmadı…

Peki, ne anladık bu olup bitenlerden?

Bu gelişmeler bize ne söylüyor?

Bu gelişmeler diyor ki:

"Türkiye'de yeni anayasa ve demokrasi getireceğini siyaset eleştiriye kapalı."

Başka?

Türkiye'de siyaset, iktidar seçkinlerini yaratmış ve bu seçkinler, oligarşisi, kendilerine kim itiraz ediyorsa onu anında düşmanlaştırıyor...

Daha başka?

Özeleştiri kesinlikle yasak diyor.

İktidar seçkinleri kendilerini eleştirilmez buluyor.

Partiler ve özellikle iktidar sahipleri, tüm zamanlar için yanılmazlık içinde olduklarını düşünüyorlar.

Çıkar ilişkilerinin bir arada iyice pekiştirdiği, sarıp sarmaladığı grup, çıkar düzeninin bu tür eleştirilerle bozulup dağılmasından öyle korkuyor ki, en küçük eleştiriyi en büyük suçlamayla karşılıyor.

Ve bütün bunlar, AKP dışındaki muhalefetin tam anlamıyla haklı ve aynı zamanda gelişmeleri doğru değerlendirdiğini gösteriyor.

Ancak, AKP'de olan bu hazımsızlık ve saydam olamama durumunun, AKP dışındaki tüm partilerin ortak özelliği olduğu da Türkiye siyasal gerçekliğinin bir parçasıdır. Buradan hareketle Türkiye'de gerek anayasa, gerek başkanlık sistemi gibi tartışmaların ne kadar gereksizleştiği sonucu ortaya çıkıyor.

1982 anayasasını "darbe anayasası " diyerek bunlar eleştiriyor.

Parlamenter sitemin bittiğini bu kafa yapısındaki adamlar söylüyor.

Yine Türkiye'de "yetersiz demokrasiden" söz eden bu düşünce yapısındaki  insanlar..

Öyle ise sormamız lazım değil midir?

Yeni Anayasayı bu hazımsız,  eleştiriye kapalı, AKP mi yapacak?

Başkanlık sistemini ve Türkiye'yi güllük gülistanlık yapacak olan bu AKP ve onun kendi adamlarına bile tahammül edemeyen kadroları mı kuracak?

                Vay bizim halimize.

Haydin kurdular diyelim.

İktidarıyla muhalefetiyle bu zihniyetler toplamından sizce demokrasi çıkar mı?

Yazarın Diğer Yazıları