Bugün önemli bir gün

        Bursa Belediye Başkanı Recep Aktepe nihayet istifa etti. Direnme niyetindeydi ama araya "Abiler" girerek istifaya ikna ettiler, o da pazartesi öğleden sonra istifasını açıkladı...

         Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek cumartesi günü istifasını açıklayacak, onun da 23 yıllık saltanatı pazara sona eriyor.

          Bu arada bir de söylenti var; sözde Gökçek, yeni partiye katılmak için aracılar arıyormuş...

         Aklını mı yitirdi ne...

         Ankara'yı parsel parsel cemaate verdiği suçlamasından aklanmamış birine kim kapısını açar!

         * * *

         "Şartlar yeni bir siyasi çıkışı zorunlu kılmıştır" diyen CHP İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray "Millete hizmet yoluna çıktım" diyerek CHP'den istifa etti. İstifasını açıklamadan önce Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ederek iznini istedi...

         Çıray, İzmir'de çok sevilen ve sayılan bir siyasetçi. Bugün açıklanacak yeni partinin 200 kurucusundan biri.

         Yeni partinin, merkez partisi olacağını gösteren en büyük işaret ise kurucular kurulu; içlerinde farklı görüşlere sahip ama ülke ve millet sevdasında birleşen, buluşan ve kucaklaşan çok önemli isimler var; Kurul açıklandığında bunu göreceğiz...

         Laf aramızda, gazeteci değil de siyasetçi olsaydım, Akşener'e dilekçe verir, beni de aranıza alın derdim...

         * * *

         Bugün önemli bir gün, yeni parti resmiyet kazanıyor; AKP'nin üst düzey yönetimine mensup olanlar bu yüzden endişeli, örgütte kopmalardan korkuyorlar. Halkın yeni partiye yönelmesi yüzünden de uykuları kaçıyor...

         Müstahaklar!

         Türkiye perşembe sabahı yeni ve umut dolu bir güne uyanacak inşallah!

Böbürlenme huyları var

         On beş yıldan bu yana ülkenin hemen her kentinde, ilçesinde, köyünde nereye cereyan veriyorlarsa elektrik kesilmelerini engelleyemediler... Buna rağmen köprü yapmak, çift yönlü yollar açmakla böbürlenip duruyorlar...

         Camileri de dahil edin varlığıyla böbürlendikleri liste bu üçünden ibaret...

         Pardon, bir de Beştepe sarayı var, Atatürk'ün devletin olsun dediği o muazzam alana müştemilat üzerine müştemilat ekliyor ve âdeta hanedanın külliye hayranlığını öksüz ve yetim bırakmıyorlar...

         15 yıldan bu yana en önem verdikleri yapı bu bina, yani külliye...

         Işıkları hiç kapatılmıyor, cereyanı kesilmiyor, her daim ışıl ışıl, pırıl pırıl...

         Buna karşılık kentler, ilçeler ve köyler zaman zaman elektriksiz...

         * * * 

         Damat bakanın konusu enerji...

         Açıkladığına göre bu yıl içinde 686 adet projeyle iletim hatlarında kapasite artırıcı çalışmalar yapılacak...

         Trafo merkezlerinde yaşanan arızalar giderilecek, en azından kedilerin ve farelerin trafolara girişleri yasaklanacak...

         Cereyan kesintilerine paydos...

         * * *

         Ne olur gülmeyin; bir iki kere trafoları kediler patlatmadı mı...

         Bakan, sıkça cereyan kesilmesine neden olan öteki faktörlerin arasında olanları da saydı. Bunlar, fiber arızaları, aşırı sıcaklık, aşırı yüklenme, role arızaları, izolatör patlaması, izolasyon zayıflığı, frekans düşmesi, yangın, deprem, yabancı bir cismin hatlara değmesi, yer altı kablosu yağ seviyelerinin düşmesi ve hırdavatçı arızaları...

          15 yılda bu faktörlerin birini, kedileri bile ortadan kaldıramadılar ki arızalar sürüyor...

          * * *

          Merak ediyorum; yoksa hâlâ köprü, cami ve Beştepe'deki sarayla böbürlenip duruyorlar mı...

Sosyal medya maden  vallahi

          Beni, ev halkı dahil herkes köşe yazarı filan sanıyor...

          Değilim; köşe yazarı olmak için önce makale yazmasını bileceksin, internete girip konuları ve hatta cümleleri kalk gidelim diyerek araklayacaksın...

         Mesela rahmetli Necip Fazıl, yazı yetiştirme zamanı daralınca kitabından bir sayfayı cart diye yırtar, altına adını yazarak gazeteye yollardı. Köşe yazarı olmak isteyen bunu da yapacak; yapmayan köşe yazarıyım diye geçinmeye kalkamayacak...

         Bana gelince, gazeteciyim, gözlemliyorum, gözlemlediklerimi de kağıda döküyorum, hepsi bu...

         O nedenle köşe yazarlığı benden uzak...

         * * *

         Sosyal medyayı araştırdım, ne lâflar öğrendim ne lâflar... Sıralayım da siz de öğrenmiş olun...

         * Kötü değiliz ama hobilerimiz arasında kötülük var...

         * Yasaklar çiğnenmek için vardır dayı...

         * Bizden hızlısı mezarda hafız...

         * Hapishane deyip geçme, 10 adımlık yer ama 10 numara, her gencin yatmasını öneririm...

         * Koyun çaldım, meğer enişteme aitmiş, nereden bileyim birader 22 eniştem var...

         * Bizde at çalmayana kız vermiyorlardı, ağabeyim çalınacak at bulamayınca kızı çaldı...

         Nasıl lâflar ama...

         Bunu yazmak istemezdim ama hoşuma gitti, biri de "Şiir yaz, içeri düş, çıkınca roman yazarsın" demiş... Hayret, nereden akıllarına geliyor bu laflar...

         Sosyal medya deyip geçmeyin, içinde ne cevherler var, ne cevherler...

Yazarın Diğer Yazıları