Bugünlere nasıl getirildik?

Bugünlere nasıl getirildik?
Türkiye bu noktaya kendi kendine gelmedi; getirildiKendisine saygısı olan kaderine sahip çıksın!"Bugünlere nasıl geldik" sorusu yanlıştır:Doğru soru "Bugünlere nasıl getirildik?" biçiminde olmalıdır.

k-mp.jpg

Not: Karikatür Latif Demirci / Hürriyet

 

1) Cumhuriyet, ekonomik-toplumsal ve kültürel devrimlerini tamamlayamadan İkinci Dünya Savaşı çıktı ve dünya yeniden biçimlendi.

2) Savaş sonrasında Stalin'in Boğazlar ve Kuzeydoğu Anadolu istekleri ortaya çıktı; Türkiye bundan korkarak Batı'ya sığındı...

3) Cumhuriyet Devrimleri (Atatürk Devrimleri) toplumsal yapıyı, sınıfsal anlamda dönüştüremeden, yani çağdaş sermaye sınıfı ve bunun gelişmesine bağlı olarak işçi sınıfı oluşamadan, bu sınıfların ürünü olan Çok Partili Demokrasi deneyimi başlatıldı.

4) Çok Partili Demokrasi ile seçim kazanarak iktidara gelen Demokrat Parti, Demokrasiyi geliştireceğine boğdu:

a) Sınıfsal olarak toprak ağalığına, yani feodaliteye dayalı idi.

b) İktidardaki CHP'nin muhalifi olarak Demokrasinin temelini oluşturacak Cumhuriyet Devrimlerine karşı bir tavır içindeydi.

c) Toplumun demokratik ilkeler çerçevesinde geliştirilmesini değil, kendisini iktidara getiren yapının o noktada sabitlenmesini hedefliyordu.

d) Demokrasi sayesinde iktidara geldiğini ihmal ederek, tek parti dönemi uygulamalarını örnek aldı.

5) Demokrat Parti'nin demokrasiyi askıya alan Tahkikat Komisyonu aracılığıyla yaptığı sivil darbeye karşı gerçekleştirilen 1960 askeri müdahalesi (...) 3 DP liderinin infazıyla, siyasal yaşamda onulmaz yaralar açtı.

6) 1961 Anayasası'nın sola açık tutumundan korkan ve özgürlükçü tutumunu istismar eden Soğuk Savaş dünyasının egemenleri, içerdeki feodal kalıntılar ve sağcı güçlerle ittifak halinde, ülkeyi istikrarsızlaştırıp, 1971 ordu darbesini gerçekleştirdiler...

7) 1971 darbesi de yeterli görülmedi (...) 1980 darbesini hazırladı...

8) Soğuk Savaş sonrasında ülke, Küresel neoliberalizmle bütünleştirildi. Ortadoğu'nun yeniden biçimlendirilmesi başladı, darbeci-sağcı-dinci iktidarlar, ABD'nin ileri karakolu olma işlevine soyundu; Kürt varlığı, içte terör, dışta yeni devlet oluşumlarına yol açtı..

9) Ve 21. yüzyılla birlikte (...) "kullanışlı aptalların" da desteğiyle, uluslararası neoliberalizmle bütünleşmiş olan despotik iktidarın temelleri atıldı.

(...) Artık kendisine saygısı olanların, kendi kaderlerine sahip çıkmaları, demokrasi için savaşmaları gerekiyor!

Emre Kongar Cumhuriyet

 

********************

 

"Özür"lü

Demirtaş çok sayıda masum insanın öldüğü, kitleleri yok eden bombalı saldırıların "özürle" geçiştirilebileceğini düşünüyor olmalı.

 Onun bu açıklamasının ardından, aynı gün terör örgütü cinayetlerine devam etmişti.

Çarşamba gecesi Mardin Midyat'ta Jandarma karakoluna "bombalı araçla" yapılan saldırıda 3 güvenlik görevlisi şehit oldu.

 Aynı gece Diyarbakır'da bir ortaokulu ateşe verdiler. Peki, teslim olan PKK'lıların bile "Bu gereksiz ve boş bir davadır. Kobani'de bir anlamı vardı, burada sonu da yok" dediği bu terör için acaba Demirtaş'ın nasıl bir gerekçesi var? Diyarbakır'daki saldırı için "özür" istiyorsa, PKK'nın Ankara, İstanbul, Bursa, Diyarbakır, Van, Tunceli, Mardin ve diğer illerde, ilçelerde  "IŞİD'le dönüşümlü" olarak yaptıkları terör eylemleri, örneğin Ankara'da 37 kişinin hayatını kaybettiği saldırı için de özür mü isteyecek?

Güngör Mengi Vatan

 

*************

 

Rakka IŞİD'in mi olsun YPG'nin mi!

IŞİD adlı terör devletinin Suriye'deki merkezi Rakka..

Başkenti de denilebilir..

Önceki gün Rakka'yı IŞİD'den temizlemek için operasyon başlatıldı.. Koalisyon uçakları (daha doğrusu ABD) havadan vuruyor.. Suriye Demokratik Güçleri denen silahlı yapı karadan yürüyor..

(...) SDG'yi Washington kurdurdu.. Arap aşiretleriyle Suriyeli Kürtlerin ortaklığı..

Ankara'nın terörist ilan ettiği, PKK'nın uzantısı dediği PYD/YPG de işin içinde..

(...) 12 bin SDG savaşçısı Rakka'ya doğru ilerliyor.. Başarırlarsa, IŞİD'i kovalarlarsa YPG Rakka'da söz sahibi olacak..

PYD'nin ABD nezdinde itibarı artacak.. Avrupa'da daha fazla temsilcilik açacak.. Meşrulaşacak..

***

Ankara IŞİD'le PYD/YPG arasında sıkıştı kaldı..

Kırk satır mı kırk katır mı durumuna düştü..

Bu hal Suriye politikasının iflasının iflası değil mi?

Mehmet Tezkan Milliyet

 

********************

 

"Servet değerindeki hediyeler"in akıbetini bir tek Davutoğlu açıkladı

Sıra sizde beyler!

Davutoğlu, partisindeki diğer politikacıların yapmadığı bir işi yapmış ve kendisi ile aile fertlerine verilen hediyeleri kanuna uyarak beyan etmiş, değer tespiti yaptırmış ve Başbakanlık envanterine kaydettirmiş. Kanunlara ve ahlak kurallarına uymak konusundaki bu hassasiyeti için de kendisini kutlarım. Örnek bir davranış sergilemiş.

Keşke böyle bir açıklamayı eski Cumhurbaşkanı, eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı'ndan da alabilseydim. Ama onlar bu konudaki sorularımı duymazdan gelerek geçiştirmeye çalıştılar.

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

 

*************

 

Leyleğin ömrü laklakla geçermiş

Tüm Türkiye şehitlerine ağlayıp duruyor.

Peki, kahramanlar toprağa verilirken bizim iktidar mensupları ne yapıyor?

Bir şey yaptıkları yok!

"Leyleğin ömrü lâklâkla geçer" derler ya… Bunlar da

o hesap, bol bol konuşuyorlar!

Bu arada kanlar akmaya, analar

ağlamaya, gözyaşları dökülmeye devam ediyor.

Biri binbaşı, altı askerimiz daha

toprağa verilirken, televizyonlara

yansıyan görüntüler yürek parçalayıcıydı.

Ülkede bu acıların devam edeceği

anlaşılıyor.

Peki, yeni Başbakanımız ne yapıyor?

Binali Bey, şehitlere rahmet, gazilere acil şifalar diliyor ve "Onlar bizim kalbimizdedir!" diyor. Fakat, kalpte olmak yetmiyor tabii ki…

Başbakan'ın görevi, tüm vatandaşlarımızın hayatlarını güvence altına almak!

Bunu yapabiliyor mu?

Şehit sayımız 520'yi buldu. Daha kim bilir kaç hayat sönecek?

Başbakan'ın "Terörü Türkiye'nin

gündeminden çıkaracağız!" demesi önemli ama akla şu soru geliyor:

14 yıldır iktidardasınız beyim!

Terörü böyle kim azdırdı, ülkeyi bu kanlı duruma kim getirdi?

İşler lâklâkla yürümüyor!

Rahmi Turan Sözcü