Bunların öğretmenleri kim?

Onlardan gereğinden fazlasını tanıdım, gördüm, dinledim, yazdıklarını okudum ve kütüklüklerine şapka çıkardım. Hiçbir şeyden memnun olmazlar. Çoğunun tek bir dikili ağacı olmadı. Sadra şifa olacak hiçbir eylemleri yok. Teşekkür etmek, Allah razı olsun demek yok lugatlarında. Her yerde, her durumda, her zaman, ısrarla mızıl mızıl eleştirir, ancak ortaya zamanın ruhuna uygun, ezberden arınmış bir çözüm paketi koymazlar. Tembeldirler. Hiçbir konuda derinlemesine bilgileri yoktur. Buna gerek de duymazlar, zira kendilerini doğuştan aydınlanmış olarak görürler. Memleketlerini pek sevmezler, gönül bağı denen bağ ya yoktur bunlarda ya da pamuk ipliğinden bile zayıftır. Batı karşısında aşağılık kompleksiyle doludurlar. Çok ama çok okumuş çocuklardır bunlar. Ülkede hiçbir şey iyi değildir. Siyasette rakipleri yoktur, düşmanları vardır. Demokrasi dillerinden düşmez, ama kendileri gibi düşünmeyen kimseye hayat hakkı tanımazlar. Halkın değerlerini, inançlarını, yaşam biçimlerini, tarihlerini, o halkı kendisi yapan her şeyi küçümserler. Batıdan esen bir melteme bile duyarlıdırlar ve bu sözcüler anında harekete geçerler. Ülkelerinin başının derde girmesi umurlarında bile değildir. Bazıları sırf rakipleri (düşmanları demek daha doğru) iktidardan düşsün diye iç savaşa bile razıdır. Kimisi sırf kendi çıkarı için ekonomik felaket duasına çıkar, kimisi ise yarı sömürgeliğe bile evet der. Ve günün sonunda memleketleri için tek bir hayır duası olmayan, ecnebi tipler olarak geçer hayatları. Hep merak etmişimdir, bunların öğretmenleri kimler acaba?

***

BEYEFENDİ

Bacaksız savaş pilotu

Zaman gecenin derinliklerini işaret ederken, "En iyisi sıradışı insanlar" dedi içinden, "bu saatte ancak onlar çekilir."

Belgeseli bitirdiğinde zihnini uzun süre meşgul edecek bir kahramanı vardı artık...

Gerçi Nazi Almanyası savaş hazırlıklarına girişmiş durumda 1930'lu yılların ortalarında ama ve İkinci Dünya Savaşı'na daha epey zaman var. Yirmili yaşların başlarındaki kararlı, yetenekli, cesur İngiliz pilotun uçağı düşüyor. Pilot hayatta kalıyor, ancak hayatı ve bedeni darmadağın olmuştur. Ölmemek için iki bacağını feda etmek zorunda kalır. Büyük bir yıkım yaşamıştır ancak kısa zamanda kendini toparlar. Ve savaş başlar. Çok geçmeden İngilizler Dunkirk'te ağır savaş malzemelerini Almanlara bırakarak can havliyle kara Avrupasını terk edip anavatana kaçar. Ordu savaşa hazır değildir. Hava kuvvetlerinde pilot eksiği çok ve eğitimli personel az. Bu koşullarda iki bacağı dizinin üstünden kesilen eski pilot, savaşmak için Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne (RAF) başvurur ve ısrarcı olur. Başlarda kabul edilmez. Bu arada koltuk değneklerini bile atar pilot. Protezleriyle rahatça yürümektedir. Bir süre sonra kendisine şans verilir. Bu kez de komuta etmesi gereken pilotlar durumu garipser, onu istemezler. Ama onun iradesi çeliktendir. Hava savaşında müthiş başarılar kazanır. Düzinelerce Alman uçağı düşürür. Birliğindeki her adam en iyiler arasındadır artık. Yeteneklerine saygı duyulur. Son görevinde Almanlara esir düşer. Ancak protezinin biri uçağının düşmesi sırasında kaybolur. Almanların da saygı duyduğu bu adam için İngilizlerle şöyle bir pazarlık yapılır: Silah taşımayan bir İngiliz uçağı paraşütle protez bacak atacaktır Alman işgalindeki bölgeye. Atılır. Ve protezine kavuşan pilot, birkaç kez kaçmaya kalkar ama başaramaz. Sonunda savaş biter ve bu herkesin hayranlık duyduğu kahraman pilot İngiltere'ye döner. Ve sivil hayatta da uzun ve başarılı bir kariyere imza atar.

Zımba gibi bir bedene sahip, genç, eğitimli, olanakları çok; ama bezgin, tembel, hedefsiz, korkak, kararsız tipleri düşünerek keyifsizce gülümsedi Beyefendi...

***

İŞTE O KADAR

Şımaracak kimsen olmayınca, hayat seni kocaman bir adama çevirir.

***

OKUYUNUZ

basliksiz-3-030.jpg

Bulantı, Jean-Paul Sartre'ın ilk romanı. Bireyin kökten özgürlüğünü vurgulayan varoluşçu akımın sözcülüğünü üstlenen Sartre, adını 1938'de yayımlanan bu romanıyla duyurmuştu. Kimi eleştirmenler romanı hastalıklı bir durumun ifadesi olarak değerlendirdilerse de, Bulantı, yansıttığı güçlü bireyci ve toplum karşıtı düşüncelerle, sonradan Sartre'ın felsefesinin temellerini oluşturacak birçok konuya yer veren özgün bir yapıt...

Yazarın Diğer Yazıları