Bünyamin Aksungur, Turan Müziğini anlattı

Bünyamin Aksungur, Turan Müziğini anlattı
Sanatçı-Yönetmen Bünyamin Aksungur, Millî Düşünce Merkezi tarafından Ankara-Hamamönü-Kabakçı Konağı’nda düzenlenen etkinlikte Turan coğrafyasının müzik kültürünü anlatan mini bir konser verdi.

Haber ve fotoğraflar: Hasan Çekiç

TRT’de yapımcı-yönetmen olarak çalışan, Türk Dünyası müzikleri ile ilgili konserler ve konferanslar düzenleyen Bünyamin Aksungur, Millî Düşünce Merkezi tarafından Ankara-Hamamönü-Kabakçı Konağı’nda düzenlenen "Örneklerle Turan’ın Ortak Müzik Kültürü" konulu etkinlikte konser verdi. 

MİLLİ MÜZİĞİMİZDE 41 FARKLI SES'TEN 24'ÜNÜ KULLANIYORUZ

Türk Dünyasının hemen her köşesinden derlediği şarkıları, çaldığı Dombra, Dutar ve Kaşgar Rübabı eşliğinde seslendiren Aksungur şunları söyledi;

"Müzik evrensel değil, millîdir. Evrensel olan müzik zevkidir. Herkes müziği sever, dinlemekten zevk alır. Ama herkesin beğendiği tür farklıdır. Evet ,bu türler içinde elbette evrensel değerde olanlar da vardır, Klasik batı müziği içindeki senfoniler, konçertolar gibi. Ama bütün senfonilerin temelinde millî renkler yatar. Bestecinin mensup olduğu millete ait motifler bütün bu eserlerin alt yapısını oluştururlar. Besteci bunların üzerine çok sesli armonik zenginlik katar. Batılı klasik bestekarlar buna mecburdular, zira Batı müziğinde sadece iki makamı vardır : Majör ve Minör. Bizdeki karşılığı rast ve nihavent. Bir dizi/gam içide tolam 12 ses mevcut olunca çıkış yolu aramak kaçınılmaz olmuş, Mozart, Beethoven, Haydn gibi dahi bestekârlar bu dar boğazı aşabilmişlerdir. Oysa Türk müziğinde bir dizi içindeki ses sayısı 41 ve bunların 24'ü millî müziğimiz içinde hala kullanılmakta. Ve bu 24 farklı ses 400'den fazla makamda kullanılmış ki bu gün bile bu makamların 150'den fazlası millî müziğimiz içindeki eserlerde bütün canlılığı ile varlığını sürdürüyor"

Müzik bir dildir ve millîdir. Dil ve müzik yok olursa millet de yok olur. Dil'in ve müziğin vasıtası seslerdir ve her millet duyabildiği seslerle konuşur, şarkı söyler. Türk Milleti tarih boyunca çok geniş bir coğrafyada yaşadığı için, kültürel unsurları bugün bile 3 kıtaya yayılan geniş bir coğrafyada varlığını bugün de sürdürüyor.

Bünyamin Aksungur, daha sonra Doğu Türkistan'dan Batı Trakya'ya, Sibirya'dan Kerkük'e kadar bütün Türk Dünyasında bilinen şarkılar içinden, ortak ve bemzer özellik taşıyan pek çok eseri seslendirdi.

Benzer Türkülerimizden bazıları:

Başım ağrıyor / Fes Başına(G.Antep) türküsünün bir benzerinin Rize’de, bir benzerinin Gagavuz’da, bir benzerinin de Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri arasında olduğunu söyleyen Aksungur, bu türküleri o yörelerin ağzı ile seslendirdi.

Erzincan türküsü; “Ne Bağ Duydu Ne Bağbancı”nın Türkmenistan’da Azerbaycan ve Kerkük’te söylenişinden örnekler verdi.

“Zeynebim” Kırım’da, Balkanlar’da ve Sivas’ta “Zeynebim” olarak söylenirken, Kerkük’te “Zeynelim’'e, Azerbaycan'da ise "Dilberim"e dönüşmesini, seslendirerek gösterdi.

Anadolu, Balkanlar, Türkistan, Sibirya ve Altayların müzik kültürüne ait gerek söz, gerek melodik doku ve gerekse ritim ve konu bakımından aynı kültürün ürünleri olan eserlerden, çok sayıda örnekler veren ve dinleyicilere unutulmaz bir gece yaşatan Aksungur, “Allah bizi vatansız bayraksız, Türkçesiz ve Türküsüz  bırakmasın” sözleriyle büyük alkış aldı.