Buruk bir sevinç ve bir seçim analizi

Bizim gibi siyaset yazan insanlar için, 7 Haziran seçimleri hakkında bir analiz yapmak kaçınılmaz bir durumdur. Seçim sonrası, gazetelere bir göz gezdirdim, bütün analizler adeta birbirinin kopyası gibi, biz de farklı olarak gördüğümüz birkaç konuyu siz okuyucularımızla paylaşmak istedim. Önce şunu belirtelim ki, bu seçimin sonucu tam olarak istediğimiz ve arzu ettiğimiz gibi olmadı, dolayısıyla buruk bir sevinç yaşadık. Türk halkı şimdiye kadar, bir siyasi parti, onun felsefesi ve uygulamalarından bu derece nefret etmemiştir. Bu nefret o kadar büyük ve dayanılmazdı ki bazı yurtseverleri, bölücü bir parti olan HDP’ye oy vermeye kadar götürmüştür. Bu davranış her ne kadar masum ve akıllıca gibi gözükse de, pek de öyle sayılmaz. PKK’nın siyasi bir uzantısıdır. Türklerin oyunu da almak için liderine, bütün şirinlikler yaptırılmıştır. Saz çalmak, fıkra anlatmak, kardeşlik nutukları gibi.

Bu nasıl yoksulluk!

Normalde kendilerini sosyalist olarak tanıtıyorlar ama imaj makerları Amerikalılar, propaganda ve reklam uzmanları Amerikalılar, paralar içten ve dıştan belli çevrelerce ödenmiştir. CIA’nın taşeronu, borsa spekülatörü George Soros, HDP’ye yardım yaptığını ima etti. HDP devlet yardımı alamıyor ama reklamlar ve propaganda için MHP’den daha fazla para harcamıştır. Bu nasıl sosyalistlik ve yoksulluktur anlamak mümkün değildir. HDP’nin 2011 seçimlerinde bağımsız adayların oyu %6.58 dir, yani 2.826.031 oydur. 2015’te ise %13’tür, yani 5.814.620 oydur. Dört yılda Kürtlerin nüfusu ikiye katlanamayacağına göre Türklerin de oy verdiğini söylemek abartılı olmayacaktır. Ancak PKK elebaşları Kandil’den açıklama yaparak bu tamamen Kürtlerin oyu olduğunu söylemişlerdir. Aslında biraz da doğrudur, biyolojik olarak Kürt olmasalar da Kürtlüğe hizmet etmekle de Kürt olmak mümkündür. AKP’nin Meclis’te, gücünü düşürmek için Amerikalıların, sosyalistlerin ve üstün zekâlı beyaz Türklerin aklına niçin Vatan Partisi’ni parlatmak ve Meclis’e sokmak gelmedi de Kürt partisi HDP akıllarına geldi. Nasıl Türkleri HDP’ye oy vermeye çağırdılarsa, Kürtleri de Vatan Partisi’ne oy vermeye çağırabilirlerdi. HDP, Güneydoğu’da özerklik istiyor, Türklerin 1915’te Ermenilere soykırım yaptığını söylüyor ve Apo’yu özgür bırakacağını vadediyor. HDP’ye oy veren Türklerin mantığını geçen haftaki yazımızda  “Yanlış iş yapıp doğru sonuç beklemek” başlığıyla anlatmaya çalıştık, bu nedenle bu konuyu daha fazla uzatmak istemiyoruz.

Yok hiçbir farkları!

Geçen yıl Reyhanlı’da patlamada 52, Soma’da ise 301 kişi ihmalden hayatını kaybetti. Yaraların sarılmadığını ve kalanların mağdur edildiğini gazetelerde okuduk. Her iki ilçede de halkı mağdur eden AKP iktidarı bu seçimde de birinci parti olarak çıkmıştır. Bizce HDP’ye oy veren Türklerle, bu iki ilçede AKP’ye oy veren Türkler arasında hiçbir fark yoktur. Bu durumu izah etmek için politolog, ekonomist veya sosyoloğa ihtiyaç yoktur. Her ikisine de psikiyatrist gerekir. Türk halkının ruh sağlığı bozulmuştur. Hırsızlık, yolsuzluk, yoksulluk, rüşvet, sınav sorularının çalınması, yargının adaletsizliği, üniversitelerin yozlaşması, ordunun hali, hangi birini sayalım, buna rağmen AKP’nin oyu %41 ve hepimiz mutlu oluyoruz. AKP, Türkiye’yi 50 yıl geriye götürmüştür. Cumhuriyetin bütün birikimlerini yok etmiştir. Çağdaş ve modern Türkiye artık yoktur. Çağdışı insanlar ve bölücüler arasında seçim yapmak zorunda kalıyoruz. Şu düştüğümüz hale bakınız. Rahmetli Atatürk yurdumuzu dış düşmanlardan temizledi ama içeridekileri temizlemek için maalesef zamanı olmadı. Sonraki nesiller de hain ve yobazların çoğalmasını ve palazlanmasını seyretti. Bu seçim AKP iktidarında bir gedik açtı. Muhalefet partileri bir yolunu bulup bu gedikten girerek, AKP iktidarına son vermesi ve bütün kirli işlerini halkın önüne sermesi gerekir. Halkın gerçekte ne olup bittiğini görmesi için AKP’nin iktidardan uzaklaşması şarttır. Partilerin bunu bir vatan borcu olarak görmesi gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları